Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2023/783 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/17
KARAR NO: 2023/734
DAVA: İtirazın İptali (sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/01/2023
KARAR TARİHİ: 20/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ——- bir çok ilinde hastane düzeyinde kaliteli sağlık hizmetleri veren, marka değeri son derece yüksek bir kuruluş olduğu, müvekkil şirket tarafından, ——- Mahallesi, ——- Sokak, No:——- ——- adresinde işletilmekte olan ——– Hastanesi ile davalı şirket arasında ——- Poliçe Yenileme Numaralı, 03/04/2019 ile 03/04/2020 tarihleri arasını kapsayan ——- Sigorta İşyeri Poliçesi yapıldığı, poliçe kapsamındaki ——– motorunun kırılması nedeniyle davalı şirketten tazminat talep edildiği, davalı şirket tarafından ise 12/02/2020 tarihinde TRY/EURO kuru ( 6.584800 TL ) dikkate alınarak, müvekkili şirkete 08/07/2020 tarihinde muafiyetler dahil toplamda 618.770,00 TL tutarında bir ödeme gerçekleştirildiği, davalı şirket tarafından her ne kadar talep ve tespit tarihi olan 12/02/2020 tarihinde TRY/EURO kuru nazara alınarak ödeme gerçekleştirilmiş ise de; 08/07/2022 tarihi olan fiili ödeme esnasındaki TRY/EURO kuru üzerinden ödeme yapılmasının gerektiği, fiili ödeme yapılan 08/07/2022 tarihinde TRY/EURO kuru (17.6305 TL) esas alınmak suretiyle yapılması gereken ödeme tutarının 1.656.728,31 TL olduğu, ancak davalı şirketçe talep ve tespit tarihi olan 12/02/2020 tarihindeki TRY/EURO kuru dikkate alınarak ödeme yapılmadığı, dolayısıyla 1.656.728,31 TL – 618.770,00 TL = 1.037.958,31 TL kur farkının doğduğu, takip taleplerinde her ne kadar kur farkından doğan taleplerinin 1.038.028,31 TL yazılmış ise de bu tutar sehven 70,00 TL fazla yazıldığını, esas olarak kur farkından doğan taleplerinin 1.037.958,31 TL olduğu, taleplerine yönelik davalı şirkete ——- Noterliği’nin 12/09/2022 tarihli, ——-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile söz konusu kur farkının ödenmesi hususunda ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin 13/09/2022 tarihinde tebliğ edildiği ancak davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını; davalı tarafından ——– E. sayılı dosyasına haksız ve dayanaksız olarak yapılan 1.038.450,04 TL asıl alacağa ve ferilerine ilişkin yapılan itirazın iptalini, 1.038.450,04 TL asıl alacak ve bu alacaklarına bağlı tüm ferileriyle birlikte takibin devamını, haksız ve hukuk aykırı olarak davalı tarafça yapılan itiraz nedeniyle davalı aleyhine itirazın iptaline karar verilen tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığı, dava konusu yangın sebebiyle müvekkile açılan davalarda genel yetki kuralları gereği yetkili mahkemenin —— Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu, davacıya 08.07.2022 tarihinde 618.770,00-TL ödeme yapıldığı, başkaca bir hakkının kalmadığı, haksız davanın reddini talep ettiklerini, ilgili makine kırılması ve ödeme tarihi göz önüne alındığında talebin zamanaşımına uğradığı sabit olduğundan haksız davanın reddini, davacı tarafın dilekçesinde “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla” demiş ise de davanın belirsiz alacak davası değil kısmi alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, mahkemece de takdir edileceği üzere, kısmi davada zamanaşımı yalnızca dava edilen kısım yönünden kesileceği, henüz açılmayan (saklı tutulan) ve daha sonra ıslahla arttırılan bölüm için zamanaşımının işlemeyeceği, somut olayda kaza tarihinin üzerinden 2 yıl geçmesi ile zaman aşımına uğradığı, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde davaya ilişkin delillerin taraflarına tebliğ edilmediği, talebi kabul etmemek üzere müvekkili şirketin temerrüt tarihinin dilekçelerinde belirtilen esaslara uygun olarak belirlenmesi ve ayrıca faizin yasal faiz olması gerektiği, zarar iddiasının kaynağını TBK’da düzenlenen haksız fiil hükümleri oluşturmak olup avans faizinin talep edilmesinin de hukuken mümkün olmadığını, ayrıca dava dosyasına tanzim edilecek raporda muafiyet teminatların dikkate alınması gerektiği, talep edilen tazminat miktarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen icra inkar tazminatının yargılamayı gerektirdiğinden müvekkili aleyhine hükmedilmemesini talep ettiklerini beyan ederek, usule yönelik itirazlarının karara bağlanmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, taraflar arasında imzalanmış olan sigorta iş yeri poliçesi gereği poliçe kapsamındaki ——- motorunun kırılması nedeniyle davalı tarafından yapılan ödemenin hak tutarında olup olmadığı, poliçenin ilgili hükümleri nazara alındığında fiili ödeme tarihindeki kurlara göre ödeme talebinin yerinde olup olmadığı, davacıya eksik yapılmış bir ödeme olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, temerrüt faizine ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkememizce deliller toplanmış dosya alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda “…1. Yukarıda inceleme başlığı altında (1) sayılı bentte tanıtılan uyuşmazlık konusunun, taraflar arasında akdedilen poliçe koşullarına nazaran, yukarıda değerIendirme başlığı altında (7/B) sayılı bentte yapılan irdelemesine göre, davacının hasar tarihi ile ödeme tarihi arasında oluşan kur farkının ödettirilmesi talebine, nihai takdir Sayın Mahkemeye ait olmak üzere iştirak edilmediği; 2. Sayın Mahkeme’nin bilirkişi heyeti görüşünü uygun görmemesi halinde itirazın iptaline ilişkin takip dosyasındaki alacak kalemlerine göre yapılan incelemede; A) Yukarıda değerIendirme başlığı altında (7/A) sayılı bentte gösterildiği üzere isteyebileceği asıl alacak tutarının dava dilekçesindeki talebi gibi 1.037.958.31 TL olduğu; B) Davacının temerrüt ihtarnamesinin 13 Eylül 2022 günü tebliğ edilmesine, ihtarnamede tanınan 3 iş gün süreli atıfet mehline nazaran, temerrüt için ilk günün 17 Eylül 2022 olduğu; buna göre takip tarihi olan 14.10.2022 arasındaki 28 günde ( talepteki yasal faiz ile bağlı kalınarak) takip öncesi biriken faiz alacağının ( 1.037.958.31 TL x 9 x 28 gün /36500=) 7.166,18 TL olduğu (Takipteki Talep 6.398,80 TL); C) Davacı takibinde makbuzu ibraz suretiyle 491,73 TL ihtarname gideri ve bunun
faizinin de tahsili istemiş ise de, ihtarname gideri HMK.m.323/1-ç uyarınca yargılama giderlerinden olup, müddeabihe dâhil edilemeyeceği…” şeklinde rapor tanzim edilmiştir.
——- Sayılı ilamında “…. Dava konusu sigorta poliçesinde teminatlar döviz cinsinden belirlenmiş, poliçe döviz bazında düzenlenmiş olup poliçenin döviz poliçesi olduğunun kabulü gerekir. Vadesi gelmiş yabancı para alacaklısı, borcun Türk Lirası üzerinden ifasını isteyen alacaklı BK m. 83/III ve yeni TBK m. 99/III uyarınca, vade veya fiili ödeme tarihindeki kur arasında seçim yapacaktır…” belirtmiştir.6098 sayılı TBK’nın 99. Maddesi ” Konusu para olan borç Ülke parasıyla ödenir.Ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödeme yapılması kararlaştırılmışsa, sözleşmede aynen ödeme veya bu anlama gelen bir ifade bulunmadıkça borç, ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parasıyla da ödenebilir. Ülke parası dışında başka bir para birimiyle belirlenmiş ve sözleşmede aynen ödeme ya da bu anlama gelen bir ifade de bulunmadıkça, borcun ödeme gününde ödenmemesi üzerine alacaklı, bu alacağının aynen veya vade ya da fiilî ödeme günündeki rayiç üzerinden Ülke parası ile ödenmesini isteyebilir.” hükmüne haizdir. Taraflar arasındaki ihtilaf kırılan makinenin hasar sovtaj veya muafiyet miktarına ilişkin olmayıp makinedeki hasar onarım bedelinin yerindeliğine ilişkin değildir. Nitekim davalı yanca zaten ödeme yapılmıştır. İhtilaf ödeme borcunun yabancı para cinsinden olup olmadığı ve davacının fiili ödeme tarihindeki kur deği üzerinden talepte bulunup bulunamayacağına ilişkindir. Taraflar arasında ihtilafsız olduğu üzere asıl ve zeyil ek poliçelerde primin Türk lirası olarak belirlendiği görülmüştür. Poliçenin E. TAZMİNAT başlıklı 2. Maddesinde de tazminat ödemesinin söz konusu olduğu hallerde sigorta değerinin rizikonun gerçekleştiği anda belirleneceği, bu durumda sigorta değerinin rizikonun gerçekleştiği andaki rayiç değeri olacağı kararlaştırılmıştır. Zarar gören ürünün yabancı menşeili olması , hasar onarımı için temin edilen parça veya işçilik yönünden yabancı para ödemesi yapılmasının, poliçe koşullarını değiştirmeyeceği; ancak yabancı para cinsinden teminat verilmesi ve buna göre yabancı para üzerinden prim ödemesi halinde, davalının yabancı para cinsinden borcundan bahsedilebileceği; somut olayda yukarıda açıklandığı üzere poliçenin bu yönde olmadığı, zeyilnamelerde de asıl poliçe koşullarına atıf yapıldığı Öte yandan poliçenin “Tazminat Ödemesi” bölümünde sigorta bedelini aşmamak kaydıyla rizikonun gerçekleşme anındaki rayiç değerin esas alınarak ödeneceği düzenlemesi bulunduğu; bir başka anlatımla, hasarın ödeme tarihindeki değeri atıf yapılmadığı; rizikonun gerçekleşme anındaki değeri atıf yapıldığı bu nedenle davacının hasar tarihi ile ödeme tarihi arasında gerçekleşen kur farkından kaynaklı olarak davalıdan bir talepte bulunamayacağı sonucuna varılmıştır. Dava eksik ödenen sigorta tazminatı istemine ilişkin olup özünde maddi tazminat istemine ilişkindir. Avukatlık asgari ücret tarifesinin 13/4. Madde ve fıkrası maddi tazminat istemli davaların tamamen reddi durumunda hükmedilecek avukatlık ücretinin tarifenin ikinci kısmının 2. Bölümüne göre hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir.Dava mahiyeti itibarı ile kur farkından kaynaklı eksik ödendiği iddia olunan maddi tazminat istemidir. Davanın tamamen reddi durumunda hükmedilmesi gereken vekalet ücreti de AAÜT’nin 13/4 madde ve fırkası gereği maktudur. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın reddine karar verilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu harcın peşin alınan 12.509,53 TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 12.239,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davalı yanca yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’ne göre, 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya ödenmesine,
6——- Bütçesinden karşılanan 3.120,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——- Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/09/2023