Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2022/31 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/156 Esas
KARAR NO : 2022/31

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2021
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili —–harç tarihli dava dilekçesinde özetle;Müvekkil ile davalının—- üretimi konusunda anlaştığını ve bu kapsamda müvekkilin sözleşmeden doğan tüm borçlarını yetine getirdiğini ancak davalının borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı malları üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddia ettiği sözleşmeyi dosyaya sunmadığını, müvekkil ile dava dışı—– kendi aralarında davacıdan ürün alınması konusunda anlaştığını, durumu davacıya bildirdiklerini, bu kapsamda—-konusunda davacı ile anlaşıldığını ve anılan tutar kadar çekin davacı lehine keşide edilerek davacıya tevdi edilmek üzere— firmasına teslim edildiğini, anılan çeklerin davacıya teslim edildiğini, davacının henüz ürünleri teslim etmeden mutabık kalınan 250.000 TL’lik tutara ek olarak toplamda 303.976,71 TL tutarlı fatura daha düzenlediğini, bu tutara itiraz edilerek 53.976,70 TL’lik iade faturası düzenlendiğini, iade faturalarının taraflar arasında bir süre gidip geldiğini, davacının faturaya konu ürünleri teslim ettiğini ispat edemediğini ve davacı ile —— tutar konusunda anlaşılmadığını, davacının kötüniyetle takip başlattığını ileri sürerek davanın reddini savunmuş ve davacıya fazladan ödenen bedelin ticari avans faizi ile birlikte iadesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava faturaya dayalı —- sayılı ilamsız takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.
– esas sayılı dosya sureti dosya içerisine alındığı görüldü.
— müzekkere cevabı ile taraflar arasındaki — formlarını göndermiş olduğu görüldü.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir Mali Müşavir uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş — tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; ” Davacıya ait Yasal defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, davalıya ait Yasal defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdikleri ile —– alındığı, dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,— tarafların birbirleri adına düzenledikleri huzurdaki davaya konu — tutarlı iade faturasının—- beyannamelerinde kayıtlı bulunduğu, davacının davalı adına düzenlediği —- tutarlı faturanın bağlı olduğu irsaliyenin teslim alan kısmında — bulunduğu, —- tutarlı ikinci faturaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiğini gösterir tespit elverişli belgenin ibraz edilmediği, buna karşın her iki faturanın 8 günlük itiraz süresi içerisinde herhangi bir itiraza veya ayıp ihbarına uğramadan davalı nezdinde usulüne uygun olarak kayıtlı bulunduğu, faturaya istinaden davacıya çek ile ödeme yapıldığı, ancak davalının —– tarihinde iade faturası düzenlediği, davacının da bu faturaya istinaden 8 günlük süre içerisinde —- tarihinde davalı adına iade faturası düzenlediği,—– takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının— borçlu olarak göründüğü, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, Sayın Mahkemenin genel ispat hükümleri ile ticari defter deliline göre davacı lehinde hüküm kurması halinde huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir tutarın takiple —–görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturaya dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde ,taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davacı tarafından davalıya 2 adet fatura düzenlendiği ve bu her iki faturanın da davalı kayıtları ile davacı kayıtlarında kayıtlı olduğu görülmüştür.Taraf ticari defterleri arasındaki farkın davalı tarafından kesilen takibe konu iade faturası olduğu ve bu iade faturasının , 6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesinde düzenlenen faturaya yasal itiraz süresi olan 8 günlük süresi geçtikten sonra kesildiği görülmüştür.Nitekim 188.944,67 TL’lik faturaya istinaden davalı tarafından kesilen —- tarihinde kesildiği ancak iade faturasına konu faturanın davalı kayıtlarına — alındığı görülmekle iade faturasının — kesilmesinin faturaya itiraz hükümlerinin sonuçlarını doğurmayacağı ve ticari defterler ile faturanın delil niteliği uyarınca TTK 21/2.maddesi uyarınca fatura içeriğinin kesinleştiği görülmüş ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. —-. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, —– sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda DEVAMINA,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 53.976,70 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 3.687,14 TL harçtan, peşin yatırılan 651,91 TL harcın düşümü ile geri kalan 3.035,23 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 651,91 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı, 1000,00 TL bilirkişi ücreti ve 63,00 TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.774,21‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7—– davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.