Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 E. 2021/935 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/139 Esas
KARAR NO : 2021/935

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
OLAY: Davalı sürücü —- sevk ve idaresindeki ——- meydana gelen tek taraflı trafik kazasında araç içerisinde yolcu konumunda bulunan — ölümü ile sonuçlanan olay meydana gelmiştir.
DAVA: Davacı vekili 03.03.2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde, davalı (araç sürücüsü) —-sevk ve idaresinde bulunan— araç ile —üzerinde—- istikametine doğru seyretmekte iken, direksiyon hâkimiyetini kaybetmiş, bunun etkisi ile de araç orta —- takla atıp ilerleyerek durabilmiş ve bu şekilde meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonrasında, araç içerisinde yolcu konumunda bulunan ve müvekkili —– kızı olan —-vefat ettiğini beyan ederek; davanın kabulü ile (maddi zarar talepleri bakımından fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla) 800 TL’si destekten yoksun kalma zararı, 200 TL’si cenaze ve defin gideri olmak üzere 1.000 TL (Bin Türk Lirası) maddi zararın; davalılar —– yönünden olay/vefat tarihi olan 25.09.2020, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 08.12.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesine; 100.000 TL (Yüzbin Türk Lirası) manevi zararın ise olay/vefat tarihi olan 25.09.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sadece davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkile verilmesine; yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine; karar verilmesini vekâleten talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Sayın Mahkemenizin yukarıda esas numarası yazılı dosyasına konu —– araç müvekkil şirket nezdinde —- numaralı —– ile teminat altına alınmış iken, söz konusu poliçe 14.08.2020 tarihinde, yani kaza tarihinden önce satıştan dolayı iptal edildiğini, işbu dava ile; müvekkili şirkette sigorta teminatı altına alınmış aracın karıştığı kaza neticesinde vefat eden şahsın ailesi tarafından maddi ve manevi tazminat talep edildiğini, davacının talepleri haksız ve mesnetsiz olup reddi gerektiğini, müvekkili şirket nezdinde düzenlenen poliçe yukarıda izah edildiği üzere iptal edilmiş olup, söz konusu poliçe ve zeyilname ekte sunulduğunu, müvekkili şirket nezdinde, kaza tarihini kapsayan —– bulunmadığından davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile iptal edilen maddelerin işbu uyuşmazlık bakımından dikkate alınmaması gerektiğini beyan ederek; davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —– tarihli cevap dilekçesinde özetle; —– tarihinde gerçekleşen kaza ile ilgili kendisinin herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, söz konusu aracın babasının olduğunu, babasının icra borcu olduğundan dolayı aracı üzerine üzerine yaptıklarını, olay günü ölen —– tanıdığını, olay gününde alkollü bir şekilde evine geldiğini, babası ile birlikte oturdukları —- araç ile dolaştıklarını, kısa bir süre sonra babası ile birlikte eğlence mekanına doğru gittiklerini, —– kaza yaptıklarını haberini aldığını bu durumdan kendilerinin de mağdur olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
—— tarihli müzekkere cevabı ile —– dökümlerinin dosya arasına alındığı görüldü.
———-cevabı ile—- araca ait trafik—- kayıtlarının celp edildiği görüldü.
——hakkında yapılan 12.03.2021 tarihli—- dosya arasına alındığı görüldü.
—- soruşturma dosyası suretinin celp edildiği görüldü.
—- cevabıyla ——– evraklarının dosya içerisine alındığı görüldü.
—- müzekkeresi ile hasar dosyasının dosyamıza sunulduğu görüldü.
—– tarihli müzekkeresi ile defin ve cenaze işlemlerine ilişkin bilgi ve belgelerin mahkememize sunulduğu görüldü.
—- no’lu dosyasına sunulan —-tarihli trafik bilirkişi raporunda —-kusurlu olduğu kanaati belirtilmiştir.
27.05.2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 28.07.2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; ” Davacının tarafından—– dilekçe ile davalı sigorta şirketine başvurulduğu, davacı vekili tarafından başvurunun 25.11.2020 tarihinde davalıya tebliğ olunduğunun beyan edildiği ancak dosya kapsamında tebliğe ilişkin bilgi, belge bulunmadığı, başvurunun usulüne uygun yapıldığının ve — tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü halinde temerrüt tarihinin 08.12.2020 olduğu, davalılardan araç sahibi —-ve davalı sürücü—– desteğin —- itibaren sorumlu oldukları, Ölen —– kaza sırasında davalı sürücü —– kullandığı araçta yolcu olarak bulunduğu, dosya kapsamında yer alan savcılık—- tutanaklarında davacının —–babasının kız arkadaşı olduğu bilgisinin yer aldığı, ölenin araçta taşınmasının hatır taşıması olup olmadığı, davalı sürücü — tarihli —–Başsavcılığı’nda verdiği ifadede kendisi, babası ve ölen —-birlikte alkol aldıklarını, sonrasında araçla ayrıldıklarını ve kazanın meydana geldiğini beyan ettiği, buna göre ölen desteğin birlikte kusurunun bulunup bulunmadığı, dosya kapsamında davacıların zorunlu olarak yaptıkları cenaze giderlerine ilişkin bilgi ve belge mevcut olmadığından herhangi bir hesaplama yapılamadığı, hususlarının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, — meydana gelen kaza nedeniyle 25.09.2020 tarihinde ölen ——– destekten yoksun kalma zararının 107.615,75 TL olarak belirlendiği ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
11.10.2021 tarihli ara karar ile dosyanın ek rapor alınmak üzere aktüerya bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 28.10.2021 tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; ” Davacının tarafından 20.11.2020 tarihli dilekçe ile davalı sigorta şirketine başvurulduğu, davacı vekili tarafından başvurunun —— davalıya tebliğ olunduğunun beyan edildiği ancak dosya kapsamında tebliğe ilişkin bilgi, belge bulunmadığı, başvurunun usulüne uygun yapıldığının ve 25.11.2020 tarihinde tebliğ edildiğinin kabulü halinde temerrüt tarihinin 08.12.2020 olduğu, davalılardan araç sahibi ———- desteğin ölüm tarihinden— itibaren sorumlu oldukları, Ölen—– kaza sırasında davalı sürücü —- kullandığı araçta yolcu olarak bulunduğu, dosya kapsamında yer alan savcılık ifade tutanaklarında davacının —– babasının kız arkadaşı olduğu bilgisinin yer aldığı, ölenin araçta taşınmasının hatır taşıması olup olmadığı, Davalı sürücü —– Başsavcılığı’nda verdiği ifadede kendisi, babası ve ölen —- birlikte alkol aldıklarını, sonrasında araçla ayrıldıklarını ve kazanın meydana geldiğini beyan ettiği, buna göre ölen desteğin birlikte kusurunun bulunup bulunmadığı, dosya kapsamında davacıların zorunlu olarak yaptıkları cenaze giderlerine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı, —– İlçesinde cenaze için yer bedelinin 1.100,00 TL, mezar —-olduğu, listede ekli bedellerin ödendiğin kabulü halinde 1.180,00 TL cenaze gideri tespit edildiği hususlarının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, 15.08.2020 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle 25.09.2020 tarihinde ölen — babası — destekten yoksun kalma zararının —- olarak belirlendiği ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin 03.11.2021 tarihinde ıslah dilekçesi verdiği görüldü.
Davaya konu zarara konu hukuki ilişkinin temelinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49.vd maddelerinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğu bulunmaktadır.Nitekim 6098 sayılı TBK’nın 53.maddesinde ölüm halinde uğranılan zararlar belirtilmiştir.Davalı —- sahibi olması nedeniyle işleten sıfatıyla,diğer davalı ———– haksız fiil sorumlusu olarak sorumludur.Davalı sigortanın sorumluluğu ise 6102 sayılı TTK’nın altıncı kitabında yer alan Sigorta Hukuku başlıklı 1401 vd. Maddeleridir.Davalı sigorta zarar veren aracın—— sigortacısı olmakla —- poliçesi kapsamında sorumludur.
—– Karar sayılı Kararı ile “Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinin “…bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” Bölümünde Yer Alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi, ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin, b) Kanun’un 92. maddesinin (i) bendi “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan ——- tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” ibaresinin, Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. ve 48. maddelerine aykırı olduğundan oy çokluğu ile iptallerine karar vermiştir.
T.C. Anayasası’nın 153/1.maddesinde Anayasa Mahkemesi kararları kesin olduğu; 153/3. maddesinde iptal edilen hükümlerin iptal kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasından itibaren yürürlükten kalkacağı; 153/5.maddesinde Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümeyeceği ve 153/6.maddesinde ise yargı organlarını bağlayacağı düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesinin —- tarih ve —- sayılı kararında “Anayasa’nın 152. maddesine göre, itiraz yoluna başvuran mahkemeler, Anayasa Mahkemesi’nce verilecek kararlara uymak zorundadırlar. Bu durumda, itiraz eden mahkeme, elinde bulunan ve Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından önce açılmış olan bir davayı Anayasa Mahkemesi kararına göre çözecek ve doğrudan iptal kararının etkisini önceye uygulayacaktır. Aynı durum, itiraz yoluna başvurmayan mahkemeler yönünden de geçerlidir. İptal davası veya itiraz üzerine bir kuralın iptali sonucu, Mahkemeler bakmakta oldukları davaları bu karara göre çözmekle yükümlüdürler. Bu sonuç Anayasa’nın, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” yolundaki 153. maddesinin altıncı fıkrasında yer alan kuralın sonucudur.” yönünde karar verilerek Anayasa Mahkemesi iptal kararlarının diğer mahkemelerde görülen davalar bakımından etkisinin ne olacağı açıklanmıştır.
Yine —–. sayılı kararında: “Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden o davaya uygulanabilecek olan yasa metni Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilip, yürürlüğün durdurulmasına karar verildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 05.09.1960 tarihli, 21/9 sayılı —– belirtildiği üzere maddi anlamda kesinleşmemiş olup, derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.” yönünde karar verilmiştir (Sonradan çıkan içtihatadı birleştirme kararının, Temyiz Mahkemesinin bozma kararına uyulmakla meydana gelen—- esasının istisnası olarak henüz mahkemede veya Temyiz Mahkemesinde bulunan işlere tatbiki gereklidir. Anayasa Mahkemesi iptal kararlarında da aynı ilke geçerlidir——-
Yukarıya aktarılan mevzuat hükümleri ve uyulması zorunlu yargısal içtihatlardan da anlaşılacağı üzere Anayasa Mahkemesi’nin——–neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmi Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve bu durumun da bozma kararına uyulmakla meydana gelen — istisnası olduğu ve uyuşmazlığa dair iptal kararının diğer mahkemelerde derdest olan davalar bakımından da uygulanması gerektiği sonucu ortaya çıkmaktadır ———,—– Mahkemesi’nin Karayolları Trafik Kanun’uda Vermiş Olduğu İptal ve Ret Kararının Sonuçları, sayfa 12).
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanun’unun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin ve ikinci cümlesinde yer alan “…ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Bunun sonucu olarak Yeni Genel Şartların ” Ek 1. Değer Kaybı Hesaplaması”, “Ek:2 Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” ve “Ek:3 Sürekli Sakatlık Tazminatı Hesaplaması” başlıklı kısımlarında ki tazminatın belirlenmesine ilişkin esaslar artık uygulanmayacak—— kapsamındaki tazminatlar, öncelikle Karayolları Trafik Kanunu, bu kanunda yer almayan hususlarda ise Türk Borçlar Kanun’un haksız fiile ilişkin hükümlerinde ki usul ve esaslara göre belirlenecektir. Her iki Kanun da hüküm bulunmayan hallerde ise Yargıtay’ın içtihatları uygulanacaktır.
Buna göre tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde ——— bahsedilen kararı sonrasında vermiş olduğu güncel —- –. sayılı kararı gereğince ——— uygulanacaktır. Ancak ——- kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerekecektir—- sayılı kararı).—– “…İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan aktüerya bilirkişi raporunda yukarıya aktarılan —- görüş değişikliği içeren —- kararına uygun olarak zaten —— alınarak hesaplama yapılmış olmasına göre davacı vekilinin ——- uygulanması gerektiğine ilişkin istinaf talebi yerinde değildir. Ancak —- kullanılması gerekirken genel şartlarda belirtilen 1,8 teknik faiz esas alınarak hesaplama yapılması doğru olmamıştır. ” belirtmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında 6098 sayılı TBK hükümleri ve yukarıda atıf yapılan emsal yüksek mahkeme kararları gereği ——- ve %10 artış %10 iskontolu hesap yöntemi ile tazminat hesaplanmıştır. Müteveffa—annesi—- kaza tarihinden önce,—– tarihinde vefat ettiği anlaşılmakla bilirkişiden ek rapor alınmıştır.Ek rapor ile birlikte davacının destekten yoksun kalma zararının 215.231,50 TL olduğu tespit edilmiştir.Maddi zarar miktarı tespit edildikten sonra hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi yapılıp yapılmayacağı tartışılmalıdır.Müterafik kusur açısından yapılan değerlendirmede,müteveffanın içerisinde bulunduğu araç sürücüsünün alkollü olduğu ve müteveffanın da araç sürücüsünün alkollü olduğunu bilerek araçta bulunduğu görülmekle yerleşik yargıtay içtihatları doğrultusunda %20 müterafik kusur indirimi yapılmıştır.Hatır taşıması açısından ise ,2918 sayılı KTK’nun 87/1. maddesinde “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” düzenlemesine yer verilmiş; aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Anılan kanun hükmünün atıf yaptığı genel hükümler, Türk Borçlar Kanunu’nun sorumluluğa ilişkin hükümleri olup, böylesi durumda 818 sayılı BK’nun 43. (6098 sayılı TBK’nun 51.) maddesi uygulama alanı bulacaktır.Buna göre müteveffanın araç sürücüsünün akrabası olmadığı,kız arkadaşı olmasının—- indirimine engel olmayacağı görülerek yerleşik yargıtay içtihatları doğrultusunda %20 hatır taşıması indirimi yapılmıştır.Takdiri indirim nedeni olarak yapılan hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi sonrasında talep edilebilecek destekten yoksun kalma zararının 129.138,90 TL olduğu kanaatine varılmıştır.
—– müzekkerelere verilen cevapta —– ücretsiz yapıldığının belirtildiği görülmekle cenaze ve defin gideri tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.— günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde ——- göstermelidir.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ,davacının kazada vefat edenin babası olduğu ve kızının içerisinde yolcu olarak bulunduğu aracın trafik kazası yapması nedeniyle vefat etttiği ,kızının vefatı nedeniyle çekmiş olduğu elem ve ızdırap nedeniyle manevi tazminatı talep edebileceği kuşkusuzdur.Davalı şahısların maddi ekonomik durumları göz önüne alınarak takdiren —– manevi tazminata hükmedilmiştir.
Hatır taşıması ve müterafik kusur indirimi takdiri indirim sebebi olmakla davanın bu yönden reddedilen kısmı açısından davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.Manevi tazminat açısından vekalet ücreti —– 10/4’e göre belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
A-) Maddi Tazminat açısından; 129.138,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar Davalı ——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B-)Manevi Tazminat talebi açısından; Davanın kısmen kabulü ile 50.000,00 TL manevi tazminatın 25/09/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar——- alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 12.236,97 TL(Davalı —-bakımından 8.821,47 TL) harçtan peşin alınan 344,97 TL harç ile 735,73 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 11.156,27 TL karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA, (Davalı —– bakımından 7.740,77 TL ile sınırlı olmak kaydıyla)
4-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 344,97 TL peşin harç ile 735,73 TL ıslah harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden maddi tazminat bakımından kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan—- göre alınması gereken 16.218,20 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat bakımından kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan —- göre alınması gereken 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalılar—– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı — kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen cenaze ve defin giderine ilişkin maddi tazminat miktarı üzerinden—– —- 13/2’ye göre alınması gereken 200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı sigorta şirketine VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan toplam 1323,20 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 789,59 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE, (Davalı—– sorumlu olmak kaydıyla )
10-Kabul red oranına göre belirlenen 787,68 TL —— ücretinin davalı —- tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 532,32 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, (Davalılar açısından ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu,ihtiyari dava arkadaşlığında dava şartlarının her bir davalı açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği,davalı işleten ve sürücü açısından zorunlu arabuluculuğa başvurulmasının gerekli olmadığı ve bu nedenle davalı ——– ücretinden sorumlu tutulamayacağı görülmekle bu davalılar yönünden zorunlu arabuluculuk ücretine hükmedilmemiştir.)
11-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansın yatırana İADESİNE
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı Davalı asil—–yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı