Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/136 E. 2022/35 K. 14.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/136 Esas
KARAR NO : 2022/35

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/01/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 02.03.2021 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalıyla————- davalı tarafça —- edilecek etkinlikler için —- ve sunum hazırlamayı üstlendiğini, bu kapsamda davalı adına fatura düzenlendiğini fakat davalının borcunu ödemediğini,bu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını ancak takibe itiraz edildiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalı malları üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasını ve davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahküm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı arasında akdi ve ticari ilişki bulunmadığını, faturanın tek başına alacağı ispatlayamayacağını, cari hesap İle sözleşme üzerinde yer alan imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava , faturalara dayalı —–sayılı ilamsız takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.
——sayılı dosyasının dosya içerisine alındığı görüldü.
—– müzekkere cevabı ile taraflar arasındaki —— formlarını göndermiş olduğu görüldü.
—– müzekkere cevabı ile taraflar arasındaki —– formlarını göndermiş olduğu görüldü.
22.06.2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir Mali Müşavir uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar——— bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; ” Davacıya ait yasal defterlerin Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış-kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğu, sayın —– duruşmasının 3 numaralı ara kararında taraflara ——— mahkeme salonunda ibraz edilmesi, yerinde inceleme talep ediliyorsa ticari defterlerin bulunduğu yer ile incelemede muhatap alınacak —- süre içerisinde yazılı olarak beyan edilmesi yönünde karar kurulduğu, buna karşın davalının belirtilen gün ve saatte defterlerini mahkeme salonunda hazır bulundurmadığı ve ayrıca yerinde inceleme de talep etmediği, davacının —– yılında davalı adına —– tutarlı fatura düzenleyerek ——beyannamesinde beyan ettiği, davalının —– yılında davacıdan 1 adet karşılığı —-fatura alarak —- beyannamesinde beyan ettiği, bu yönüyle tarafların —– beyannamelerinde yer alan tutarlar üzerinde mutabık olmadıkları, huzurdaki davaya konu 3 adet faturanın davalıya mail ortamında iletildiği, fatura bedellerinin ne zaman yapılacağı ile ilgili taraflar arasında—- dosyaya sunulu olduğu, —- yazışmalarında faturaların kabul edilmediğine dair bir hususun belirtilmediği veya faturalara istinaden davacı adına düzenlenen herhangi bir iade faturasının dosyaya sunulmadığı,—- takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının—- borçlu olarak göründüğü, —- işbu tutarın davacıya ödenip ödenmeyeceği ile ilgili nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda —- tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde yapılan ihtarata rağmen davalı tarafından ticari defterlerin sunulmadığı ,usulüne uygun tutulan ve lehine delil vasfı bulunan davacı defter ve kayıtlarında davalının takip miktarınca borçlu bulunduğu görülmekle ticari defterlerin delil niteliğine ilişkin yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeniyle davacı kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilebileceği kanaatine varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın faturaya dayalı olması göz önüne alınarak icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alınarak davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile , —— esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda DEVAMINA,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 37.760,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 2.579,38 TL harçtan, peşin yatırılan 644,85 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.934,53 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan 644,85 TL peşin nispi harç, 1000,00 TL bilirkişi ücreti, 59,30 TL başvuru harcı, 40,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.744,65‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan—– vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
7—– davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.