Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/134 E. 2022/287 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/134 Esas
KARAR NO : 2022/287

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2020
KARAR TARİHİ : 21/04/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilinin davalı şirket ile olan ticari iş ilişkisine dayalı olarak ürün satışı gerçekleştirdiğini bunun neticesinde 3 adet fatura düzenlediğini, davalı firma tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle ——— dosyası ile takibe geçtiklerini, ancak davalının borca itiraz ettiğini, itiraz sebebiyle takibin durdurulduğunu, bu nedenle —-sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkiline tebliğ edilen bir fatura vs — bulunmadığını, mal teslimi yapılmadığını, davacı tarafından başlatılan icra takibine dayanak bir borç bulunmadığını, haksız icra takibine itirazlarının iptalinin reddinin gerektiğini belirterek davacı tarafın asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, itirazın iptali talebinin ve icra inkar tazminatı talebinin reddine, yargılama masrafları ile vakalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
——– sistemi üzerinden dosyamız arasına celp edildiği görüldü.
Mahkememiz dosyasının ———Karar sayılı yetkisizlik ilamı ile mahkememize tevzi edildiği görüldü.
—– tarihli ara karar —- talimat yazılarak; dosyanın bir mali müşavir konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş —- tarihli bilirkişi raporu —– teslim edilmiştir.
Bilirkişi raporunda özetle; ” Davaci defter ve belgelerini ibraz etmiş olup,—— defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulduğu, davalı ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı ————– rapor içeriği inceleme, tespit ve değerlendirmelerin —— kapsamı ile davacı şirketin ticari defterleri ile sınırlı olduğu ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
13/01/2022 tarihli ara karar ile dosyanın —-konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve ——- tarihli bilirkişi raporu mahkemmize teslim edilmiştir.
Bilirkişi —– Davalı ——–Mahkemenizde yapılan incelemede hazır bulunmamış, delil, belge ve defterlerini dosyaya ibraz etmemiş,—- ve kayıtlarının bulunduğu yer ile inceleme sırasında muhatap alınacak yetkili kişi bildiriminde —- bulunmamıştır. —- tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7251 sayılı kanunun 23. maddesi ile değişik 600 sayılı HMK’nın 222. maddesinin 3. fıkrasının uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı—— taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu; alıcı ile————- ortamla iletildiğinden davacı tarafından davalıya düzenlenmiş e-faturaların davalıya —- ortamda tebliğ edildiği; davalı tarafından, davacının düzenlediği takip konusu yapılan faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin olmadığı; davacı ve davalının birbirlerine—- üzerindeki mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına ait faturaları —-ile beyan ve bu beyanların birbirini teyit eti davacı tarafa ait defter ve kayıtların incelenmesine ilişkin —- daval—- olduğu —- ve kanaatinde bulunulduğu; —- alacağına ilişkin yapılan takiplerde faiz hesaplaması 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre işlemiş faizin—- sayın Mahkemenizin davacı yan lehine hüküm vemesi halinde, yukarıda bahsedilen — bankalarında—- uygulanan azami faiz oranları tablosundaki faiz oranları alınarak takip tarihinden ödeme tarihine kadar olan süre için davacı şirket tarafından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre hesaplanacak faizi talep edebileceği ” şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel —- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
———- sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de ……..kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan —- sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
—- sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Somut olayda; davacı, davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ——-sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu görülmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Somut dava dosyasında; alıcı ile satıcı arasındaki —- ortamla iletildiğinden davacı tarafından davalıya düzenlenmiş—- davalıya —-ortamda tebliğ edildiği; davalı tarafından, davacının düzenlediği takip konusu yapılan faturalara 8 gün içinde itiraz edildiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin olmadığı görülmektedir.
Davacı ve davalının birbirlerine yaptıkları —– üzerindeki mal ve/veya hizmet satım ve alımlarına ait faturaları—– ile beyan ettiği ve bu beyanların birbirini teyit ettiği hususu bilirkişi raporu ile sabittir.
Yapılan yargılama sırasında davacının ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, davalının incelemeye esas olmak üzere herhangi bir ticari defter ve kayıt ibraz etmediği görülmektedir.
Davacı kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile sınırlı olmak üzere yapılan değerlendirmede davacı şirketin davalı şirketten takip tarihi—- olduğu anlaşılmıştır. Davacının davalı tarafı takipten önce temerrüde düşürdüğüne yönelik ispat külfetini yerine getiremediği görülmekle işlemiş faiz alacağı talebinin reddine karar verilmiş, tüm bu hususlar çerçevesinde açılan davanın kısmen kabulüne karar verilerek —–üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Alacağın faturaya dayalı olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak olduğu anlaşılmakla asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
—-sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile —üzerinden devamına, asıl alacağın takip talebindeki talep doğrultusunda fiili ödeme günündeki TL karşılığına takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2—– tutarındaki asıl alacağın takip talebi tarihindeki ———— ile çarpılması sonucu oluşan 64.051,27 TL üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının ( 12.810,25 TL) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen (—- kısım yönünden alınması gereken——-alınan 1158,08 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.894,20 TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 1158,08 TL peşin harç ve 54,40 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan— göre alınması gereken 10.414,95 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan — gereken 2,47 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 1800,00 TL bilirkişi ücreti ve 57,00 posta gideri olmak üzere toplam 1857,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.856,93 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
8-Kabul red oranına göre belirlenen 1.319,95 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 05,00 krş Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.