Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/132
KARAR NO: 2022/232
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 28/02/2021
KARAR TARİHİ: 06/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi olan eşi —— tarihinde vefat ettiği, mirasçı olarak müvekkili ve müşterek çocukları—- kaldığı, — sayılı dosyasında küçüğe kayyım olarak —-atandığı, kararın —-arihinde kesinleştiğini; müteveffa —-mirasçıları olan müvekkili —- yoluyla intikal eden iki adet şirket bulunduğu, bu şirketlerden—- — olarak —- anlaşıldığını, miras yoluyla müvekkiline intikal eden pay oranının —- anlaşılacağı üzere—- tarihinde — müvekkiline pay devri yapıldığı, bu payın —- karşılığı olan —pay şeklinde olduğunu, yine ——— devir işlemlerinden haberi olmadığı gibi kendisine herhangi bir bildirim de yapılmadığı, şirket ortaklığından çıkarıldığını taraflarından öğrenildiğini, bu durumun müvekkilinde adeta şok etkisi yarattığını, müvekkili şirket ortaklığının halen devam ettiğini ancak kendisine şirketlerden herhangi bir gelir ödenmediğini bilmesi karşısında esasen ortaklıktan çıkarıldığını öğrenmesi müvekkilini derinden etkilediğini, müvekkilinin bilgisi dışında alınan ve müvekkilinin ortaklık sıfatının kaldırıldığı iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırı olan —– iptalini, bahsi geçen kararların iptali mümkün bulunmadığı takdirde çıkarılma akçesinin hesaplanarak faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesini,——— tarihinden bu yana şirket hissesinden kendine intikal eden pay oranında gelirlerinin hesaplanarak müvekkiline ödenmesini, bahsi geçen şirketlerin banka hesapları ile taşınır ve taşınmaz malları üzerine, müvekkiline intikal eden hisse payları üzerine, bahsi geçen şirketlerin müvekkiline düşen pay oranında yıllık kar oranları üzerine tedbir konulmasını, dava harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, davalı şirketlerin almış olduğu pay devrine ilişkin —– dürüstlük kuralına aykırı olması sebebi ile iptali istemiyle huzurdaki davayı açtığını, ancak iddia edilen hususların gerçeğe ve hukuka aykırı olması sebebiyle reddi gerektiğini; davacının —- tarihinde vefatı ile miras yoluyla şirketteki hisselerinin kendisine ve ortak çocuk olan — intikal ettiği, durum ile ilgili pay değişikliğinin —– kendisine intikal etmiş olan payının tamamını ve de velayeti kendisinde olan — payının bir kısmını pay devri sözleşmesi ile şirket dışından olan kişiye devrettiğini, ilgili hususa ilişkin —–olarak hareket ettiği —– devrettiğini, bu devir sözleşmesi ile neticesinde yapılan ——-hissedarı olan davacının paydaşlığının sona erdirildiğini; buna ilişkin kurul kararının altında imzası bulunduğunu, pay devrine ilişkin ilamın —- yayımlandığını, ayrılma akçesinin kanunumuzda —- uyarınca, davacı yanın kendi payına ilişkin şirket dışından bir 3. kişi olan —— pay devri sözleşmesi ile payını devrettiği, devir sözleşmesinin olduğu davaya konu olan paylar için —— ödenmesinin gerektirdiği koşulların oluşmadığını, iptal davası için ——süre düzenlendiği, imzalanan pay devrine ilişkin sözleşme neticesinde yapılan —- davacı tarafından imzalandığı, iddia edilen gibi dürüstlüğe aykırı husus olmadığı gibi, iptali istenen——–tarihinin —- tarihli olduğu, kanunda düzenlenmiş olan —–içerisinde açılmamış olup reddini gerektirtiğini belirtilerek davanın reddini, karşı ve karşı vekalet ücretinin ve yargılama giderlerinin davacı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacının iş bu dilekçesinde —- davalı şirket bulunmakta olup davalı bu şirketler arasında ihtiyari veya zorunlu dava arkadaşlığı olmadığından mahkememizin —– celsede her bir davalı şirket yönünden dava ayrı bir esasa kaydedilmiştir.İş bu dosyada davacı ile davalı ——- ihtilaf incelenecektir.
Davacının dava dilekçesinde ——– yaptıkları incelemede şirket ortaklığından çıkartıldıklarını öğrendiklerini, adeta şok olduklarını,davacının şirket ortaklığından çıkartıldığından haberdar olmadığını, ayrılma akçesi de ödenmediğini, bilgisi dışında genel kurulda böyle bir karar alındığını bu nedenle ——- iptalini, iptal mümkün değilse çıkarılma akçesinin ödenmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin taleplerinin muğlak olması nedeni ile talebini açıklaması için tensip zaptının —- nolu ara kararı ile süre verilmiş davacı yanca —tarihli dilekçe ibraz edilmiştir. Davacının bu davalı şirket ile ilgili iddiası —–iptali, bilgisi dışında alınan ve ortaklık sıfatının kaldırıldığı genel kurul kararının iptali, mümkün olmadığı taktirde çıkarılma akçesinin faizi ile birlikte ödenmesidir. Davacı bu iddiasına gerekçe olarak yine —tarihli dilekçesinde davacının—- miras yolu ile intikal eden devirden haberdar olmamasını göstermiştir. Bu konuda kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını iddia etmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 622. Maddesi uyarınca anonim şirketlerin genel kurul kararlarının hükümsüzlüğü ve iptaline , anonim şirketlere ilişkin hükümler kıyas yolu ile limited şirketlere de uygulandır.
6102 sayılı TTK’nın 446. Maddesi ” (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c) Yönetim kurulu,
d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir. ” hükmünü getirmiştir.
Ticaret kanununun 445. Maddesi ” 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” hükmünü getirmiştir.
6102 sayılı TTK’nın limited şirket esas sermaye payının geçiş hallerini düzenleyen devir başlıklı 595. Maddesi ” (1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir.
(2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur.
(3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir.
(4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir.
(5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır.
(6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir.
(7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır.” hükmünü getirmiştir.
Davalı şirketin —–incelendiğinde şirket sermayesinin — olduğu ve muris—- görülmüştür.
Davalı şirketin ——-incelenmiş her bir payın —-payı bulunduğu, davalı şirketin——– ilan edildiği görülmüştür.
Davacı —– incelenmiş davacının muristen kendisine intikal eden payın tamamını yani ——devir ettiği görülmüştür. Noterde yapılan sözleşmede davacının ıslak imzası olduğu görülmüştür. Davacı vekili açıklama dilekçesinde bu devirden haberdar olmadığını iddia etmektedir. Yine —- tarihli celsede davacının ev hanımı olduğunu, hisse devrinden haberdar olmadığını, karşılığında bedel almadığını beyan etmiştir.
Davalı şirketin ——yevmiye numaralı limited şirket hisse devir sözleşmesi gereği bahsi geçen pay devirleri şirket genel kurulunda kabul edilmiştir. Yeni hisse dağılımında davacının hissesinin kalmadığı, — payının ——olduğu görülmüştür. Bu kararda da davacının imzası bulunmaktadır. Davacı hem limited şirket hisse devir sözleşmesindeki hem de genel kurul tutanaklarındaki imzayı inkar etmemektedir. Davacının ev hanımı olduğunu, pay devri karşılığında para almadığını iddia etmektedir.
Dava—- tarihinde açılmıştır. Dava dilekçesi davalı şirkete — tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket —arihinde verdiği cevap dilekçesinde davanın yasal —aylık süre içinde açılmadığı yolunda beyanda bulunmuştur. —– dava açma süresini geçirdiği anlaşılmıştır.
Davacı limited şirket hisse devir sözleşmesindeki imzayı inkar etmemiş ancak kendisine devir karşılığında para ödenmediğini ileri sürmüştür.
Davacının hisse devrini yaptığı ——- ayrı bir dava açması gerekmektedir. Bu davayı kazanması halinde bu devir geçersiz olacağından buna bağlı olarak alınan genel kurul kararının da hükümsüzlüğü istenebilecektir. Mevcut durumda şirket şeklen geçerli olan ——hisse devir sözleşmesi gereği —– ederek devri onaylamıştır.Davacının da bu genel kurulda imzası bulunmaktadır, İfade edildiği üzere davacı bu hususta kendisine devir karşılığı bedel ödemediğini iddia ettiği ortağa karşı —– sözleşmesinin iptalini istemelidir. O davayı kazanması halinde ancak genel kurul kararının hükümsüzlüğünü de isteyebilir.
Davacı yanca dava dilekçesinde genel kurul kararlarının iptaline, iptal mümkün değilse ayrılma akçesinin ödenmesine şeklinde talepte bulunmuştur. ——olup ayrılma akçesi şirket esas sermaye payını ortaklardan birine veya 3. Bir kişiye devretmeksizin şirketten ayrılan; çıkan yada çıkarılan ortağa ödenir. Somut olayda davacının hissesini limited şirket hisse devir sözleşmesi ile devir ettiği anlaşıldığından ayrılma akçesi istemesi bu aşamada mümkün değildir. Tüm dosya kapsamı ve yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında hukuki mesnetten yoksun davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu harcın peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
5-Davalı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan Avukatlık Asgari ücret tarifesi gereği 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, —– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2022