Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/122 E. 2021/407 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/122 Esas
KARAR NO : 2021/407

DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …, davalı ortaklık nezdinde,—- sermaye ile ortağı olduğunu, Müvekkili ile çoğunluk pay sahibi ortak— sonrasında fikir ayrılıkları başladığını ve — ayrılıkları — devamında husumet oluştuğunu, müvekkili …, davalı ——- kayıtlarından ve işlemlerinden uzak tutulmaya başlandığını, müvekkilinin davalı şirkettin —- sorumlu olmuş ve şirketin —- dair bilgi alamadığını, şirkete ait yeni şubelerin açılışını fiziken yapmış tescil ve karar işlemlerinin açılıştan sonra yaparak azınlık müvekkilinin pay sahipliğinden doğan haklarını kısıtladıklarını, müvekkili, şirketin işleyişinden endişe etmiş ve şirketin işleyişinin müzakere edilmesini talep ettiğini, talep etmesi üzerine —yapılan — herhangi bir gerekçe olmaksızın, müvekkilinin —- görevine son verildiğini ve şirketleri temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılmasına karar verildiğini, yasal düzenleme gereğince, ortaklar, talep edilen — ve pay sahipliği haklarını, — hukuki yararın mevcut olduğunu, şirketlerin hakim ortağı tarafından –tarafından şirketin– kasa hesabı ve kayıtlarından hariç olarak gerçek işlemlerin yapıldığını, gayri resmi — tutulduğunu, bunun öğrenilmesi üzerine — hakkında, hizmet sebebiyle emniyeti suistimal, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık ve sair suçlardan cezalandırılması — soruşturma sayılı dosyasıyla şikayetçi olunduğunu, Davalı — nezdinde, %50 pay sahibi ortağı olduğunu, — alandan oluşan — Üzerine Aldığını, Nitekim, yapılan usulsüzlüğün tespit edilmemesi için de söz konusu pay devirlerini —- bildirmemiş ve tescil ilan edilmediğini, izah edilen usulsüz işlemler sebebiyle, — Soruşturma numaralı dosyası başlatıldığını ve — eylemleri ile şirketi —zarara uğrattığı bilirkişilerce tespit edildiğini, — açıkça yapılan usulsüz işlemler mevcut olduğundan —— nezdinde denetim ve inceleme yapılması gerektiğini, —şirkette fiilen çalışması olmayan kişiler, şirket nezdinde sigortalı çalışan olarak gözüktüğünü, şirket tarafından bu nedenle usulsüz giderler yapıldığını, —fiili çalışması olmamasına rağmen sigorta gideri ve maaşı ödemesi yapılan şahısların—, ancak verilmediğini, şirket nezdinde denetim yapılması gerektiğini, davalı ——giderleri karşılamak —– ancak karşılığı mallar alınmadığını, — olarak mevcut olmayan ancak kağıt üzerinde — ürünler de yine —– olarak geçirilerek stoklar eritilmiş ve müvekkilini zarara uğratıldığını, şirketin denetim raporlarını düzenleyen bağımsız—– ortağı olduğunu, aynı zamanda şirketlerin muhasebe işlemleriyle ilgilendiğini, ancak —- hisse sahibi olduğunu, şirketlerle, ticari çıkar ve kar amacı birliği içerisinde olan —-aynı zamanda şirketlerin bağımsız denetimlerinde de rol aldığını, bu yönüyle de, denetim raporlarının sıhhatinin olmadığı ve bağımsız denetim yapılması gerektiğini, davalı şirketin 23.11.2020 tarihli olağan Genel Kurul toplantısında genel kurula yöneltilen ve bilgi talep edilen mali konulara ilişkin açıklama yapılmadığından ve darp raporu ile görüldüğü üzere şirket merkezinde davacı —-tarafından darp edildiğini, şirket nezdinde, dilekçe içeriğinde de izah edildiği üzere, resmi kayıtlardan ayrı olarak gayri resmi — tutulduğundan, resmi kayıtlar ve—– gerçeği yansıtmadığından,— usulsüz işlemler yapıldığını ve bunlar somut delillerle ibraz edildiğini, —– tarafından şirketin dava dışı —- şirkette bulunan hisseleri bedelsiz olarak devralındığını ve söz konusu işlem sebebiyle —- hakkında başlatılan—-dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde, şirketin bu işlem sebebiyle, 12.965.099,00- TL zarara uğratıldığı tespit edildiğini, davacının denetim talep etme konusunda haklılığı mevcut olduğunu, genel kurul tarafından inceleme ve denetim yapılmasına ilişkin talebimiz de kabul edilmediğini, genel kurulda bilgi talep edilen konular ile —- arasında yaptığı kar —- hesaplarının gerçeği yansıtıp yansıtmadığını denetlenmek suretiyle şirketin ve ortakların herhangi bir zararının oluşup oluşmadığını tespit edilmesi için şirketin kayıtlarının yoğunluğu, yapılacak denetimin birden fazla alanı kapsadığı dikkate alınarak, TTK m. 440 gereğince sermaye ortağı şeklinde kurulan —– olarak seçilmesi suretiyle TTK m. 438 düzenlenmesi doğrultusunda şirkete —- tayin edilmesi ile denetim ve inceleme yapılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle; Davalıya usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalı taraf cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava davalı şirkete —- tayine dilmesi istemine ilişkindir. Türk ticaret kanunun 438. Maddesi ” Her pay sahibi, pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olduğu takdirde ve bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. —– istemi onaylarsa, şirket veya her bir pay sahibi otuz gün içinde, — bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden— atanmasını isteyebilir.” hükmünü düzenlemiştir. Kanunun 439. Maddesi “—– hâlinde, sermayenin en az onda birini,—– yirmide birini oluşturan pay sahipleri veya paylarının itibarî değeri toplamı—-pay sahipleri üç ay içinde —- bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden—-atamasını isteyebilir. (2) Dilekçe sahiplerinin, kurucuların veya şirket organlarının, kanunu veya esas sözleşmeyi ihlal ederek, şirketi veya pay sahiplerini zarara uğrattıklarını, ikna edici bir şekilde ortaya koymaları hâlinde özel denetçi atanır. ” Kanunun 440. Maddesi ” Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir. (2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir ” hükümlerini düzenlemiştir.
—- tayini talep edebilmek için Pay sahiplerinin genel kuruldan daha önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olmaları gerekir. (TTK m.438/1)ikinci olarak —konusunu belirli olaylar oluşturmalıdır. Belirli olaylar,içeriği ve sınırları belirli olan, genel nitelik taşımayan anlamına gelir.—- müracaat için, “pay sahipliği haklarının kullanılabilmesi için gerekli olmalıdır.” Burada pay sahipliği hakkı ile— konusu arasındaki ilişkinin kanıtlanması, —- atanması isteminde bulunan pay sahibine aittir.Belirtmek gerekir ki, sadece merak saikiyle — atanması istenilemez.—- atanması ile bilgilerin doğrulanması denetimi değil,—– kapsamındaki belirli bir konu hakkında gerçeklerin ortaya çıkarılması amacı doğar. Diğer yandan özel denetim kurumu, —-etkileyecek sonuç veya etki ortaya çıkaran bir müessese olmayıp, pay sahiplerinin başvurabileceği bir araştırma ve inceleme aracıdır.
TTK. m. 348 ile amaçlanan, kurucular ile yönetim kurulu üyeleri ve—- hakkında tazminat ve ceza davaları açılabilmesine olanak sağlayacak işlem ve eylemleri ortaya çıkarmak,—–uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğini anlamak, esas sermaye artırımı, azaltılması ——gibi işlemlerin kanun ve anasözleşme çerçevesinde yapılıp yapılmadığını saptamak, yolsuz işlemlerin delillerini toplamaktır. Bilindiği üzere, TTK. m. 363 uyarınca,– ortaklıkta pay sahiplerinin ortaklığın defterleri ve hesapları ile diğer belgelerini doğrudan doğruya inceleyebilme yetkileri ve —-hakları bulunmamaktadır. Bu nedenle, TTK. m. 348’in önemi TTK. m. 363 ile birlikte değerlendirildiğinde ortaya çıkmaktadır. Kurucular ve yöneticiler ile —- tazminat davaları ve bu kimselerin işlemleri hakkında da iptal veya hükümsüzlüğün saptanması davalarının açılabilmesi ancak güvenirliğinden şüphe duyulan işlemlerin incelenmesi ve bu suretle bir takım şeylerin su yüzüne çıkması ile mümkündür. TTK. m. 348 ile pay sahiplerine ve azınlığa verilen söz konusu hukuksal yolun kullanılması sonucu atanan —– talep edilen faaliyetleri inceleyecektir. Azınlık pay sahipleri, yolsuz işlemleri ve bunların delillerini bu sayede saptayarak, tazminat ve hükümsüzlüğün tespiti davalarını açabileceklerdir. Böylelikle “azınlığın korunması” nihai amacına ulaşmış olacaktır.
TTK. 348/f. 2 hükmüne göre, azınlık pay sahiplerini tarafından—– tayinine ilişkin nedenlerin varlığının, kesin biçimde kanıtlanması şart değildir. —— ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emareleri yeterli saymıştır. Söz konusu madde metninde yer alan hususların olayda var olup olmadığı yönü, —— yapacağı inceleme ve araştırma sonucu ancak ortaya çıkacaktır. Ayrıca özel denetçi tayinine dayanarak yapılacak vakıalar yönünden kesin hüküm de söz konusu edilemeyeceğine göre, kesin delil aranmasının dayanağını bulmak güçtür.” ( —-sayılı 28.01.2002 tarihli kararında özetle; “azınlık pay sahipleri tarafından özel denetçi tayinine ilişkin nedenlerin varlığının kesin bir biçimde kanıtlanmasının şart olmadığını ve özel denetçi tayinine ilişkin olarak öne sürülen vakıaları az çok doğrulayan delil ve emarelerin yeterli olduğu belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında özel denetçi tayin edilmesini talep edebilmek için;
A) Daha önce bilgi alma ve inceleme hakkı kullanılmış olmalı,
B) belirli olayların açıklığa kavuşturulmasını amaç edinilmiş olmalı
C)özel denetim talebi pay sahipliği haklarının kullanılması için gerekli olmalıdır.
Buna göre özel denetçi talep hakkı — bir haktır. Çünkü özel denetim isteyebilmek için pay sahibinin daha önce bilgi alma ve inceleme hakkını kullanmış olması gerekir. —- atanmasını isteme açık ve anlaşılır olmayan belirli konularda — amacına yönelik olmakla birlikte kapsamlı bir bilanço incelemesi değildir.— yönetici ve denetçilere kaşı açılacak sorumluluk davasına bir hazırlık amacı taşımaktadır. Özel denetim aynı zamanda şirketin sevk ve idaresi hususunda amaca uygunluk veya yerindelik incelemesi de değildir. Yalnızca amaca aykırılıklar değil, kuralsızlıkların da açıklanması gerekir.
Özel denetçi atanmasına ilişkin şekli ve maddi koşullar ise şunlardır;
A) Bilgi alma ve inceleme hakkı daha önce kullanılmış olmalı
B) bilgi isteminin konusu özel denetim konusunun aynı olmalı
C) —-denetimle ilgili genel kurulun onay veya red kararı olmalı
D) Red halinde sermaye katılım oranı (duruma göre %10 veya %5 ) veya belirli tutarda (1 milyon TL tutarında itibarı değerde) paya sahip olunmalı
E) Dava süresi içinde açılmış olmalıdır. ( Duruma göre 30 gün veya 3 ay)
Dosya kapsamının yapılan incelemesinde davalı şirketin 23.11.2020 tarihli olağan genel kurul toplantısında davacı vekilinin söz hakkı alarak mali bilançoların ve bağımsız denetçi raporunun gerçeği yansıtıp yansıtmadığının incelenmesi ve müdürlerin faaliyetlerinin incelenmesi — sayılan bilgi ve belgeleri talep ettiği ve özel denetçi atanmasını talep ettiği, davacının TTK’nın 420. Maddesi gereğince toplantının 1 ay sonrasına bırakılmasını talep ettiği ve talebi gibi toplantının 1 ay sonrasına ertelendiği, 23.12.2020 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davacı vekilinin toplantı başkanlığı seçiminden sonra söz hakkı alarak—– şerhini yazdırdığı 2. Maddede—- faaliyet —ve denetçi raporu oylanmış ve oy çokluğu ile kabul edilmiş, 3. Maddede 2019 yılı çalışmalarından dolayı— ibrası oylanmış, 4. Maddede müdürlere ücret hususu görüşülmüş 6. Maddede —- seçilmiş, 7. Maddede de gündemde görüşülecek başkaca madde olmadığından toplantıya son verilmiştir.
Yukarıda da anlatıldığı üzere pay sahibinin mahkemeden —- talep edebilmesi için öncelikle bu talebinin genel kurulda oylanması ve kabul veya reddi yönünde alınmış bir genel kurul kararının varlığı şarttır. TTK’nın 438. Maddesi genel kurulun istemi onaylaması durumunu, 439. Maddesi ise genel kurulun istemi red etmesi halinde izlenecek yolu düzenlemiştir.Gündemde——-tayinine ilişkin bir madde olmasa da pay sahibi genel kurulda bu kısıtlamaya tabi olmaksızın bu talepte bulunabilir. ——- kurulunun pay sahibinin — oylamaya sunmaktan kaçınması durumunda ( Ki bu durumda da —— kararlarına göre pay sahibinin istemi hakkında genel kurulda bir karar alınması hususunda ısrar etmekle yükümlü olduğu belirtilmektedir. ) bu durumda genel kurul kararının iptali değil özel denetim talebinin red edildiği kabul edilerek TTK’nın 439. Maddesi uyarınca özel denetçi tayin edilmesi için doğrudan mahkemeye başvurulabileceği kabul edilmektedir. ( ——
Özel denetim talep edebilmek için gündemde buna dair bir madde olmasına da gerek yoktur. Davacı yan ——– tarihli genel kurul toplantısında—- yazdırmış devamında ——talebinde bulunmuş, — talebi ile ilgili bir oylama yapılmamış ve karar alınmamıştır. Zaten bu toplantıda davacının talebi ile toplantı 1 ay sonrasına bırakılmıştır. 1 ay sonra yapılan toplantıda ise davacı özel denetim talebinde bulunmamış,dolayısı ile bu hususta bir oylama da yapılmamıştır. Davacı pay sahibi sıfatı ile gündemde olsun olmasın özel denetim talep edebilme hakkına sahipitir. Davacı yanca genel kurulda uzunca söz hakkı alınmasına karşın bu talep iletilmemiş hali ile oylanmamıştır. Özel denetçi tayin edilebilmesi için gerekli şekli koşullar mevcut değildir.
Öte yandan davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların, genel kurulda sorulan sorulardan da farklı olduğu görülmüştür .Davacı ilk genel kurulda— halinde bilgi ve belge talep etmiştir. Şayet bu bilgi ve belgeler kendisine sunulmadıysa veya eksik sunulduysa öncelikle TTK’nın 437/5. Maddesi uyarınca bilgi edinme hakkının kullanılması gerekmektedir.
Ayrıca yukarıda da ifade edildiği üzere — konusu ile — konusunun aynı olması gerekir. Davacının—- ilişkin bilgileri talep ettiği görülmüştür. Somut bir soru da sorulmamıştır. Davacının da dava konusu etmesi nedeni ile yapılması gereken işe dair bir örnek verilecektir. Davacının —— bilgi edinme edinme talebi kapsamında sorması gereken ve daha sonra sorunun yanıtlanmaması nedeni ile —talepli davada soracağı soru ” şirkette fiili çalışması olmamasına rağmen sigorta gideri ve maaş ödemesi yapılan şahıslar olduğu istihbar edilmiştir. Bu hususun araştırılması için tarafımıza şirkette çalışan kişilerin isimleri ve maaş bordolarının sunulması talep edilmektedir. ” şeklinde olmalıdır.Somut olarak sorulan bu soruya yanıt verilmemesi durumunda aynı soru belirtilerek özel denetçi tayini istenmelidir. Bu yönü ile de davanın hukuki zeminininde sağlam olmadığı görülmektedir. Davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususlar genel kurul toplantılarında somut olarak sorulmamıştır. Tüm bu anlatılan hususlardan ötürü davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,——Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı