Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/121 E. 2021/622 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/121 Esas
KARAR NO : 2021/622

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2021
KARAR TARİHİ : 09/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmanın, —— tarihinden itibaren —– malların tamamını e-arşiv faturaları ile davalı firmaya yollandığını davalı firma çalışanı —–tarafından da malların teslim alındığına ilişkin faturaların imzalandığını, müvekkili firmanın bakiye 43.470,- TL alacağının tahsili İçin davalı firma ile uzun süre görüşmeler yapıldığını ancak netice alınamadığını; bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla,—–ile genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının borcun tamamına İtiraz ettiğini, bu haksız itiraz üzerine icra takibinin durduğunu; Arabuluculuk başvurusunun anlaşmamazlık ile sonuçlandığını, davalının gerek alacağı sürüncemede bırakmak amacıyla kötüniyetle takibe itirazda bulunarak ve gerekse de arabuluculuk sürecinde anlaşmayarak işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini; işyerinin devri, şirketin içinin boşaltılması gibi ülkemizde çoğunlukla yaşanan sebeplerle—— alacaklarının tahsilinin imkansızlaşması ihtimaline karşı 43.470,-TL’lik alacaklarına yetecek miktarda borçlunun kendisinde veya 3.şahıslarda olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczini talep ettiklerini belirterek İhtiyacı” haciz taleplerinin kabulü ile 43.470,-TL’lik alacağa yetecek miktarda borçlunun kendisinde veya 3.şahıslarda olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının—– verilmesini, davalının haksız itrazınıniptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin icra dosyasında borca yaptığı itiraz dışında esas dosyaya sunduğu cevabi bir dilekçesi görülmemiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. 11/08/2021 tarihli bilirkişi raporu özetle, Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi nihayetinde—–ticari defterleri ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md. 85 ve HMK 222. madde gereğince sahibi lehine delil niteliğinde olduğu; davacı —- takip tarihi——–dava dosyasına delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığından ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin mahkememize ait olduğu, mahkememizce davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan—- kadar %10 oranında,, 19.12.2020 tarihinden itibaren ise %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
———— Esas sayılı takip dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,———- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—– tarihli bilirkişi raporunda; ” Davacı ——– düzenlenmiş faturaların davacı kayıtlarında yer aldığı, davacı tarafından —— beyan edildiği, davalı yanın takip ve dava konusuna dayanak faturalara —- ibraz etmediği, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığındna ticari defterlerini sunmadığı…Davacı—————— alacaklı bulunduğu…” yönünde tespitlerde bulunduğu görülmüştür.
Her ne kadar takip cari ——– taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları —- ve borç şekline—- kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin—– — hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ————-. Bu hüküm,——– lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren ——itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında —— ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle —- hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin — yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın —-ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin ——- olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
7251 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile davalının ticari defterlerini sunmaması halinde davacı kayıtlarının ——– düzenlenmekle görüş ayrılıklarına temel teşkil eden kanunun ilk düzenlendiği— giderilmiştir. Nitekim burada unutulmaması gereken husus davacı ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK’nın 222/2.maddesine uygun tutulmuş olmasıdır. Davacı ticari defterlerinin usulune uygun olmaması halinde davacı lehine delil teşkil etmeyecek ve 6100 sayılı HMK’nın 222/4.maddesi uyarınca aleyhine delil olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında inceleme günü belirlenmesi ve ticari defterlerin sunulmaması halinde yaptırımının ne olacağına —- açıklamanın mahkemizce ara karar altına alındığı ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı; davacının sunmuş olduğu ticari defterlerinde yer alan kayıtların ise iddiasını doğrular nitelikte olduğu görülerek bilirkişi kök raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması ——– kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını —- ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın—- değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayımızda davalı yan tarafından hakedişlere konu cezai bedellerin tayin ve tespiti mümkün olduğundan davacının alacağının likit olduğu kabül edilmek suretiyle takdiren % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı taraf her ne kadar takip dosyasında faiz alacağı kalemi talep etmiş ise de işbu itirazın iptali davasında faize yönelik talepte bulunmadığı hususu nazara alınarak faiz hakkında hüküm kurulmamıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ——sayılı icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının 43.470,00 TL üzerinden İPTALİNE, faize ilişkin talepte bulunulmadığı nazara alınarak bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Asıl Alacak olan 43.470 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.969,43 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 521,10 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.448,33‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——— hesaplanan—– ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 521,10 TL peşin harç toplamı 580,4‬0 TL ile 1.092,50 TL ( Bilirkişi ücreti,——- posta ————- olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5———— davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı