Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/118 E. 2022/56 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/118 Esas
KARAR NO: 2022/56
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 25/01/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı müvekkili şirketin davalı yana —-sattığını, son olarak——ürün satıldığını fakat karşı tarafın bu bedeli ödemediğini, cari hesap mutabakatının tanzim ve imza olunduğunu, söz konusu alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, bu takibe borçlunun itiraz ettiğini, davalı yanın arabuluculuk görüşmelerine icabet etmediğini, takip konusu alacağın likit fatura alacağı olduğunu, davalı hakkında —– numaralı iddianamesi ile soruşturmanın devam ettiğini, mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile —-hak ve alacakları üzerine devre ve üçüncü şahıslar lehine ayni hak tesisine mani olacak şekilde tedbir şerhi konulmasını, davalarının kabul edilerek davalının—— dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesine, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına karar verilmesine, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini sayın mahkememize talep etmişlerdir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dava dosyasına herhangi bir cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayanan —– icra dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
— sayılı icra dosyasının——dosya içerisine alındığı görüldü.
— sayılı icra dosyasının —üzerinden dosya içerisine alındığı görüldü.
—- sistemi üzerinden dosya içerisine alındığı görüldü.
—- sayılı icra dosyasının —–üzerinden dosya içerisine alındığı görüldü.
Her ne kadar takip cari hesap alacağı adı altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
— tarihli celse ile dosyanın bir ——bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve—- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
— tarihli bilirkişi raporunda dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen taraflara ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme —– ait olmak üzere; —-tarihli —–uyarınca ticari defterlerini sunmayan davalı tacirin karşı taraf alacağının varlığını kabul etmiş sayılacağı takdirinin ——-uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı — davalı —- tarihleri itibari ile —- alacaklı olduğu; —- davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın—- istinaden icra takip tarihi olan — tarihinden itibaren ise — oranında avans faizi talep edebileceği; sonuç ve kanaatine varılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Mahkkememizce kurulan ara karar sonrası davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği,davacı tarafın ticari defterlerini ibraz etttiği,davacı tarafın ticari defterlerinin usulune uygun olduğu ve bu yönüyle davacı lehine delil teşkil edebileceği,davacı kayıtlarına göre davalının davacıya — borçlu bulunduğu görülmekle davalı tarafın ticari defterlerini sunmaması nedeniyle davacının lehine delil teşkil edebilecek nitelikte ticari defterleri göz önüne alınarak davanın —- asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
—— uygun temerrüt ihtarı bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Alacak faturaya dayalı olduğundan likit ve belirlenebilir olduğu görülmekle icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, — esas sayılı dosyasına yapılan itirazın— asıl alacak üzerinden iptaline, fazlaya ilişkin işlemiş faiz talebinin reddine, takibin kabul edilen asıl alacağa takip talebindeki talep doğrultusunda yasal faiz işletilerek devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 187.347,00 TL’lik kısım yönünden alınması gereken 12.797,67 TL harçtan peşin alınan 3.310,66 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.487,01‬ TL karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 3.310,66 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 21.564,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 89,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 889,50 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 859,61 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Arabuluculuk sarf kararında tahsil edildiği belirtilen 1.320,00 TL’nin Kabul red oranına göre belirlenen 1.275,64 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 44,35 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2022