Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/117 E. 2021/819 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/117
KARAR NO: 2021/819
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/02/2021
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı/borçlu şirkete taşıma hizmeti verdiği, davalı taşıma hizmeti karşılığında; dilekçeleri ekinde sundukalrı faturaların düzenlendiğini, söz konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebi ile cari hesabında şirketten toplam —– bedelli faturaların müvekkili şirketin davalı borçlu şirkete taşıma hizmeti vermiş olmasından kaynaklı olarak navlun ve çıkış gümrük ücretlerini içerdiğini, davacı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine karşı yapmış olduğu itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı borçlu şirketin takip konusu borçtan sorumlu olduğunu, davalı borçlunun —– dosyasına yapımış olduğu itirazının reddini ve icra takibinin devamını, itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan değerin % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalıya meşruhatlı ihtaratlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki açık hesap ilişkisi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine —- sayılı dosyasında icra takibine girişilmiş, davalının — tarihli itirazı ile takip durmuş, duran takibin devamını sağlamak için eldeki bu dava — tarihinde ikame edilmiştir.
Davalı yanın faaliyet gösterdiği adresten adres bırakmadan taşındığı anlaşılmış , resmi adresine —–Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğunu belirtmiştir.
—- mahkemenin yabancı gerçek veya tüzel kişi bile olsalar, tarafların ticari defterlerinin ibrazına, resen veya taraflardan birinin istemi üzerine karar verebileceğini belirtmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesi ” (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. —- Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. ” hükmünü getirmiştir. Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya alanında uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Bilirkişi raporunda özetle; “Davacı—-
Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usul
uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdikleri ile GIB onaylı e-beratların yasal süresi içerisi alındığı ve ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,
Sayın Mahkemenizin —- mahkeme salonunda ibraz edilmesi yönünde ka
rar kurulduğu, davalının belirtilen günde defterlerini ibraz etmediği ayrıca yerinde inceleme de talep etmediği,—–tarafından gönderilen müzekkere cevabında davalı ——— itibaren re’sen sonlandırıldığının belirtildiği, bu itibarla davalının —beyan etmediğinin anlaşıldığı, davacıya ait—-
inin dosyaya celp edildiği ancak davalının —- beyannameleri be
yan etmemesi nedeniyle taraf — gidilemeyeceğinin anlaşıldığı, davacı tarafından davalı adına —– tutarlı olarak
düzenlenen e-faturaların huzurdaki davaya konu edildiği, — tarihleri
arasında davalı adına düzenlenen— faturanın davacı
tarafından kullanıldığı anlaşılan — firması yazılımına teslim edildiği ancak ilgili
faturaların davalıya teslim edilmediği, —- tutarlı faturaların davalının ——-teslim edildiğinin anlaşıldığı,
Dosyaya sunulu—- belgelerinde davacı —- taşıyıcı, teslim adresi sütununda dava dışı — — unvanlarının yer aldığı, davalı unvanı veya kaşesinin —– belgelerinde tespit edilemediği, davacı iddiaları ile adına düzenlenen faturaların bir kısmının davalı tarafından kabul edildiği hususları göz önünde bulundurulduğunda, davalının sanki taşıma işini organize eden firma olduğu sonucuna gidildiği ancak bu hususun, yani davalının faturalara konu navlun hizmetinin davalıya verildiği hususunun ispata muhtaç olduğunun anlaşıldığı, bununla birlikte
hususla ilgili nihai değerlendirmenin— takdirinde olduğu,
— tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının — borçlu olarak göründüğü, — davacı lehinde hüküm kurması halinde takipteki talebe bağlı kalınarak huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir tutarın — olacağı, takip ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı,”Şeklinde görüş bildirmiştir. —- cari hesap sözleşmesinin tanımlandığı, anılan maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağının belirtildiği, buna göre taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça —-cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacağı, somut olayda, taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, açık hesap ilişkisinin önceki borçların tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumunu ifade ettiği, yazılı cari hesap sözleşmenin varlığının ispat edilememesi nedeniyle bu ilişkiye —- cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.——
—- kararında ise fatura; “Ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını, ölçüsünü, fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari belge niteliğindedir” şeklinde tanımlanmaktadır——– Tebliği ile düzenlenmiştir. Tebliğde irsaliyeli faturanın hangi hâllerde ve kaç adet düzenlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Faturada düzenleyenin adı, ticari unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası, malın nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı, nereye ve kime gönderildiği, müşterinin adı, ticari unvanı, adresi, var ise vergi dairesi ve hesap numarası, faturanın seri ve müteselsil sıra numarası, düzenleme tarihi saati ve anlaşmalı matbaaya ilişkin bilgilere yer verilmesi gerektiği açıklanmış; bu bilgilerin eksik olması hâlinde ise irsaliyeli faturanın hiç düzenlenmemiş sayılacağı belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemelerden çıkan sonuç; —- maddesine göre fatura düzenlenmesi için öncelikle taraflar arasında akdi bir ilişkinin bulunmasının gerekli olduğu olgusudur. Madde hükmüne göre faturanın bir alacağın mevcudiyetine delil teşkil etmesi, karşı tarafa tebliğinden itibaren sekiz gün içinde hiçbir itiraza uğramamış olması koşuluna bağlıdır. Bunun için de öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin varlığı gerekir.
Bir başka anlatımla, faturaya tebliğ tarihinden itibaren sekiz gün içinde —-itiraz edilmemiş olması hâli, sadece o faturanın -miktar ve fiyat yönünden- münderecatını kabul anlamını taşır, yoksa o faturada yazılı malın alıcıya mutlaka, daha önce teslim edilmiş olduğu anlamına gelmez; satıcının faturada yazılı malı alıcıya veya kanuni temsilcisine teslim ettiğini ayrıca ispat etmesi zorunludur——Ticari işletmeye ilişkin olarak ve belli faaliyetlerde bulunma hâlinde tacirler tarafından o faaliyetle ilgili olan karşı taraf adına düzenlenmesi gereken ticari bir belge niteliğindeki fatura, sözleşmenin yapılması ile ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, eser ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belge olacaktır. Elbette bu belgeye itiraz edilmemesinin — anlamında sonuç doğurması da beklenemez.—- da benimsenmiştir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak ——koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır.—–
Somut olayda davacı şirket ile davalı şirket arasında spot bazlı uluslararası taşıma işlemleri yapıldığı, bu kapsamda davalı firmanın elektronik ortamda davacı şirkete yükleme talimatı geçtiği ve davacı şirketin iş bu talimat gereği referans numarası ile gönderici adresinden yükü teslim alıp alıcı adresine taşınmasını sağladığı,davacının bu hizmete dair faturaları, CMR belgelerini ve davalı yanca gönderilen mailleri dosyaya ibraz ettiği , böylece davacının davalı ile olan akdi ilişkiyi ispat ettiği, davacının usul ve yasaya uygun tutulmuş ve lehinde delil vasfına haiz ticari defterlerine göre davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile — alacaklı olduğu, takibe dayanak yapılan alacağın — olduğu, davalının vergi dairesinden gelen müzekkere cevabına göre — tarihinde vergi mükellefiyetini resen terk ettirildiği anlaşılmıştır. — arasında davacı yanca düzenlenen — tarihleri arası davalı adına düzenlenen — davalıya teslim edilemediği görülmüştür. Mahkememizin —- tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında davalıya ticari defterlerini ibraz etmesi hususunda TTK’nın 83-85 ve HMK’nın 222. Maddesi uyarınca ihtarat yapılmış, davalı yan ticari defterlerini ibraz etmemiştir.—– İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi ibaresi eklenmiştir. Davalı yan usul ve yasaya uygun ihtaratlı ara kararın tebliğine rağmen ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Davalıya ticari defterlerini ibraz etmemesi durumunda usul ve yasaya uygun tutulması halinde davacı ticari defter ve belgelerinin lehine delil kabul edileceği hususu ihtar edilmiştir. Davalı yan davacı yanca keşide edilen faturaların da büyük bir kısmını teslim almış bir itirazda bulunmamıştır. Tüm dosya kapsamı, davacının ibraz ettiği ve lehine delil teşkil eden ticari defter ve belgeleri, dosyada mübrez CMR belgeleri, davalı yanca gönderilen mailler birlikte değerlendirilmiş, davacının davalıdan takip tarihi itibarı ile —- alacağı olduğu kabul edilmiş, davalının icra takibine itirazının iptaline karar verilmiş, likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalı asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş buna dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
—– göre, mahkemece harcın, dava tarihindeki kur karşılığı—- üzerinden karar tarihindeki nispi harç oranına göre alınması, yine davacı yararına kabul olunan kısmın dava tarihindeki kur karşılığı — üzerinden karar tarihindeki tarifeye göre,davacı yararına nispi vekâlet ücreti tayini gerekirken fazla ilâm harcı ve kabul olunan kısım için davacı yararına fazla vekâlet ücreti tayini usul ve yasaya aykırı olup..” belirtmiştir.Dava değeri —– Harç ve vekalet ücreti buna göre belirlenmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ İLE; Davalının—- vaki itirazının iptali ile takibin devamına,
2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak olan—- üzerinden hesaplanan %20 oranındaki —- icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
3-Takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar asıl alacağa 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince ——için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizinin uygulanmasına,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54.912,29 TL nispi harcın, peşin alınan 13.884,01 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 41.028,28 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 13.884,01 TL peşin harç, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 128,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere yapılan toplam 15.321,81 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Ücr. Trf.’ne göre, 57.243,45 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
9—–bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL Arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ———— Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere,davacı vekilinin yüzene karşı, diğer tarafın yokluğunda verilen karar, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021