Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/105 E. 2021/453 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/105 Esas
KARAR NO : 2021/453

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan —- kaynaklı alacaklı olduğunu, davalıya 01/08/2018 tarihinde 20.000 TL göndermiş ve fakat davalı söz konusu ödemeden sonra — yapmadığını,—– — şeklinde talepte bulunmuşsa da davalı bugüne kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkili İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğü —- Esas Sayılı dosya ile takibe geçmiş bu kere davalı kötüniyetli olarak borca itiraz ettiğini, bu sebeple davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …——bu işi yapmak üzere görüşmelere başladıklarını, kendisi ile arkadaşlığı olduğundan dolayı—– yapabileceğini anlatarak işe başlaması durumunda kooperatif bünyesinde olacağını belirttiğini, kooperatif bünyesinde olabilmesi için ise, —-başlamış ve üretime devam edilmesi zorunluluğu olduğunu, bu konuşmaların doğrultusunda, —-başlamak ve kooperatife üye olmak üzere üretime geçeceğini belirtip, yardımcı olmalarını istediğini, fakat kendilerinin, işlerinin çok yoğun olduğunu söyleyerek birisinin ———- üstlenmesini istediklerini, onları—–ve kendi ——- yapıp aynı zamanda ——–temin ——– bu tarih sonrası için İse ücretin daha sonra değerlendirileceği konuşuldu. Davacının ——— alınan mal ve hizmet bedeli ile ——- söyleyerek bu parayı samimiyetlerine——– iletmemi istediğini, kendisininde soz konusu parayı ilettiğini, davacı …————– güncelleyerek üretime devam ettiklerini, fakat yapılan anlaşmaya riayet etmeyip yapmaları gereken ödemeleri 09.05.2019 tarih) sonrasında hiç bir şekilde yapmadıklarını, ödeme yapılmamasına rağmen ————- ———- karşılamak suretiyle bakmaya devam ettiğini, davacı ve ortağı ekonomik durumlarının kötüye gitmesi sebebiyle bu işe devam etmeyeceklerini, durumları düzeldiğinde veya mallarrnın satılması sonrası alıcıya vermek üzere gelip alacaklarını—— konusu mallarını güvenli bir yerde—–yaparak muhafaza edilmesini istediler —- üzerine söz konusu malları kira karşılığı kullandığı — bir kısmına yığın yaparak muhafaza etti. Bahse konu bırakıp gittikleri mallar halen aynı yerde bulunmakta olup; defaaten benim ——çekmiş olduğu ihtarnameye rağmen halen mallarına sahip çıkmamış olduğunu, davacı ve ortağı; hiçbir şekilde harekete geçmedikleri gibi, borçları olduğu ————- tarafımrza verin şeklinde beyanda bulundukları,
Davacı ve ortağının malları halen aynı yerde eksiksiz bir şekilde durmakta olup; kendilerine bu güne kadar mağdur olduğumuzu belirterek mallarını almalarını istediği halde halen almadıklarını beyan ederek; aleyhine açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve oluşacak tüm harcama ücreti giderlerinin karşı tarafa ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu —. İcra dairesinin——esas sayılı dosyası, dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Talep hukuki niteliği itibariyle icra takibine yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesine göre, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle ticari işlerle ilgili bütün davalar ticaret mahkemelerinin görev alanına sokulmamış, yalnızca uzmanlık gerektiren hususların ticaret mahkemelerince karara bağlanması esası getirilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), —- (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
—–yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemelerince görülerek karara bağlanır.
Davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davada, davacı ve davalı gerçek kişidir. Dava konusu, mutlak ve nisbi ticari dava niteliğinde değildir. Bu durumda uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olmayıp asliye hukuk mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Açıklanan nedenlerden dolayı davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli —-Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın görev yönünden REDDİ ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli ve yetkili —Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
4-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli ve yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı tarafın yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.