Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/102 E. 2022/338 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/102 Esas
KARAR NO: 2022/338
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2021
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —–icra dosyası ile davalı borçlu aleyhine başlatmış olduğumuz icra takibi nedeniyle tanzim edilen ödeme emrine, davalı tarafından itiraz edildiğini,— tarihinde, sigortalı —– elektrik kesintisi meydana geldiğini, kesintinin ardından —- tarihinde davalı şirketten alınmış olan—– sigortalı bulunan işyerinin elektrik/elektronik kontrol sisteminde hasar meydana geldiğini, ——- olan ——–şebekedeki enerji yükselmesinden dolayı arıza meydana geldiğini, —– üzerindeki —- değeri silindiği için ———– çalışamaz hale gelmiştir.” denilmek suretiyle mevcut arızalar tespit edildiğini, ilgili arızaya, sistem şebekeden tekrar enerjilendirilene kadar hiçbir müdahalede bulunulmadığını, hasarın oluşmasını müteakip, sigortalı şirket tarafından keşide edilen —– yevmiye numaralı ihtarnamesi ile meydana gelen zarar ve zararın meydana geliş sebebi ayrıntılı olarak izah edilerek, uğranılan zararın davalıya rücu edileceği hususu davalı şirkete tebliğ edilmiş ise de süreç sonuçsuz kaldığını, davalının ayıplı maldan doğan sorumluluğuna katlanması gerektiğini, ——belirtildiği üzere,—– hasarda; makine başına hasarın %10’u -minimum—— bulunmaktadır. Tespit edilen hasar bedelinden klozda belirtilen açıklamaya uygun şekilde muafiyet seçeneği/tutarı tenzil edilerek hasar hesaplaması yapıldığını, müvekkili şirket tarafından sigortalısına, —— hasar tazminatı ödendiğini, hasar tazminatını ödeyen müvekkili şirket, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesi gereği sigortalısının haklarına halef olduğundan—- tutarındaki tazminat bedelinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte, davalıdan tahsili için ———-dosyası marifetiyle icra takibi başlatıldığını, davalının, icra takibine, borca, faize ve tüm ferilerine ilişkin haksız ve kötü niyetli itirazları nedeniyle icra takibi durduğunu, meydana gelen hasara davalı şirketin ürettiği jeneratördeki arızanın sebebiyet verdiği tespit edilmiş olmasına karşın, davalı borçlunun itirazlarının haksız olduğunu, huzurdaki dava açılmadan önce arabuluculuk başvurusu yapılmış olup, anlaşma sağlanamadığına ilişkin “Arabuluculuk Son Tutanağı” sunulduğunu beyan ile, davanın kabulü ile davalı borçlunun tüm itirazlarının iptalini ve takibin devamını, davalı borçlunun asıl alacağın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödemeye mahkûm edilmesini, mahkeme masrafları ve avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Davacı vekilinin talep ve iddiaları tamamen haksız olup hukuki dayanaktan da yoksun ve kabul edilemez olduğunu, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, hasarın hatalı kullanımdan meydana geldiğini, müvekkili şirket üretici firma olup —– müvekkili şirket yetkili servisi tarafından gerekli hizmetler verilmiş olup: devreye alınan jeneratör grubunun ———– tesisinin kurulumu için —- çalışması için devreye alındığını, Jeneratörün tesis kurulumu müvekkili şirket yetkili servisince tamamlandıktan sonra sorunsuz olarak teslimi yapıldığını, bu durumun servis formlarından da anlaşılacağını, tesis kurulumu tamamlandıktan ———müvekkili şirket yetkili servisi tarafının bilgisi dışında yeri ve elektrik bağlantıları ——- kendi —— değiştirilerek farklı bir yere kurulumu yapıldığını, yetkili servis bilgisi dışında — kurulumunda bağlantılarında değişiklik olduğu takdirde, bu durum—— çıkarmakta ve sorumluluk doğmadığını, firma bu sorumluluğu baştan kabul ettiğini, müvekkili şirket servis elemanlarının olayda kastı ve kusuru söz konusu olmadığını, Jeneratörde meydana gelen elektrik sistemindeki hatanın—– kaynaklı olduğu soyut iddialar dışında belli olmadığını, sigorta şirketinin tek taraflı olarak düzenlemiş olduğu ekspertiz raporunun kabul edilemez olduğunu, hasarın meydana geldiğini iddia ettiği ——— kaynaklı hasarın müvekkili şirket tarafından satın alınan jeneratörden kaynaklı olup -olmadığı belli olmadığını, firmada jeneratörün kurulumunun yapılmış olduğu bölgede şebekeden kaynaklı voltajın yüksek gelmesi sebebiyle, davaya konu —– hata verdiğini, bu durumda kullanıcı hatası olduğu ortaya çıktığını, —- da görüleceği üzere şebekeden kaynaklı olduğu, yani jeneratörden kaynaklı olmadığı ( ——- yılında satılmış arıza verdiği yıl— yılıdır. ——- dönemde bitmiş olmakla beraber jeneratörün elektrik bağlantıları yetkili servis bilgisi dışında değiştirilmiştir. Bu durumda zaten ——- kapsamından ayrıca çıkarmaktadır.) Ekspertiz raporunda bu beyanları karşılayacak nitelikte bilgiler vermemiş olup, tamamen tek taraflı hazırlandığını beyan ile, hukuki dayanağı olmayan davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Mahkemeye takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, Sayın Mahkemece tarafımıza verilen görev çerçevesinde; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; —- tarihinde meydana gelen olayda; Olayın meydana gelmesinde davalı şirketin tam kusurlu olduğu, Hasar tazminatının kadri maruf olduğu, Takibin; —- tarihleri arasındaki sürede işlemiş — faiz olmak üzere toplam—- üzerinden davalı —– adına devam edebileceği, buna göre, davacı – alacaklı—- tarafından dosya borçlusu —– aleyhine olarak —– sayılı dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından borca ve faize yapılan itirazın iptali ile —– işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam ——- üzerinden icra takibinin devamı gerektiği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında görülmekte olan ——- sayılı icra takip dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı yan davanın reddini talep etmiştir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Dava dosyasında mevcut —– bilgilere göre davaya konu ———– tarihleri arası işyeri mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğu tespit edilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 1472. maddesinde; ”
(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.
(2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” hükmünü haizdir.
Poliçe kapsamında riziko mahalline ait sigorta poliçesi kapsamında makine kırılması klozunda grup sigorta bedeli sigorta değeri hasar miktarı sovtaj muafiyet ödenebilir tutar makina kırılması olarak —- hesaplanmıştır.
DAva dosyasında mevcut —–işlem tarihli banka dekontuna göre davacı —– banka hesabına —- açıklamalı olarak —– ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
——sayılı dosyasından, sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödemelerin rücuan tahsili talepli olarak dosya borçlusu —- tarihinde ilamsız takibi başlatıldığı, — asıl alacak, —— toplam alacağın birlikte tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; uyuşmazlık davalı sigortalı şirket tarafından ———- bulunan saha alanında elektrik kesintisi meydana geldiği, kesitinin ardından davalı şirketten alınmış otomatik kabinli ——-devreye girmesi ile birlikte tesisin elektrik/elektronik kontrol sisteminde hasar meydana geldiği, davacı—- şirketi tarafından dava dışı şirkete tazminat ödemesi yapıldığı, mahkememizce hazırlattırılan bilirkişi raporuna göre davacı — tarafından ——- ödemeden kaynaklı zarara sebebiyet veren davalı şirkete karşı rucuen alacak talebinde bulunduğu, zararın oluşumunda davalı şirketin tam kusurlu olduğu, hasar tazminat miktarının kadri maruf olduğu,—- tarihli bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esasa alınabilecek mahiyette olduğu anlaşılmakla itirazın iptaline takibin devamına, icra inkar tazminatına ilişkin talebin ise alacağın likit olmaması sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
——- tarihli ilamında; “Rücu davalarında faiz başlangıcı, gelir ve aylıklar yönünden, gelir veya aylığın kurumun yetkili organınca onaylandığı, diğer ödemeler yönünden ise ödeme tarihidir.” şeklindeki açıklamaları kapsamında temerrüd tarihi ödeme tarihi olarak kabul edilmiştir.
Davada kabul edilen miktarın —- altında kalması nazara alınarak kesin olarak karar verilmiştir. Zira—— karar altına alınan miktarın yıllar itibariyle yeniden değerlendirme oranları nazara alındığında —- istinaf kesinlik sınırı olan——–altında kaldığı, dolayısıyla istinafa gelen davalı yönünden kabul edilen dava miktarı itibariyle mahkeme kararının tutar itibariyle kesin nitelikte olduğu anlaşıldığından tarafça yapılan istinaf başvurusunun bu sebeplerle reddinin gerekeceği, kanunun bahşetmediği bir hakkın ise mahkemece taraflara verilemeyeceği, dolayısıyla yerel mahkeme kararında istinaf yasa yolunun açık olduğunun bildirilmesinin taraflar lehine kazanılmış hak doğurmayacağı üzere davalı vekilinin istinaflarının esastan incelenemeyeceği anlaşılmıştır. ” şeklinde karar verildiği görülmüştür.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından———sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-İcra İnkar tazminatına ilişkin talebin alacak likit bulunmadığından reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 517,23 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 129,31 TL harçtan mahsubu ile bakiye 387,92‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL başvuru harcı, 129,31 TL peşin harç toplamı 188,61‬ TL ile 2.156,60 TL ( Bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, posta masrafı, elektronik posta masrafı, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 2.345,21‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5- Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, dava değeri kesinlik sınırının altında kalması nazara alınarak KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.12/05/2022