Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/99 E. 2020/824 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/99
KARAR NO : 2020/824

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 16/03/2020
KARAR TARİHİ : 25/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —– nezdinde şirket müdürü ve ortağıyken—– tarihinde İstanbul Anadolu —. İş Mahkemesi’nin ——– Esası ile tazminat davası açıldığı, şirketin bilinen son adresinin———–olduğu, yargılama sonucu verilen hükmün taraflarca temyiz edilmiş olup Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin — — —– tarihli ilamı ile bozulduğu, bozma ilamı doğrultusunda İstanbul Anadolu —— İş Mahkemesinin dosyayı görevsizlikle İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiği, müvekkilinin alacak davasının ——–Esas sayılı dosyası altında kaydedildiği ve halihazırda yargılamasının hala devam ettiğini, yapılan yargılama sırasında İstanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- tarihli duruşmasında dava dışı —————– 6102 sayılı TTK’nın geçici m.7/2 hükmü gereği ticari sicilden resen silindiğinin fark edildiğini; mahkemece birinci celsenin 1 nolu ara kararı ile “davacı vekiline davalı şirket için ihya davası açmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine” karar verildiğini;— 16.02.1995 tarihinde ————- numarası ile tescil edilmiş olup yargılamanın seyri esnasında —— tarihinde re’sen terkin edildiğini; müvekkilinin davasının şirketin re’sen terkin edilmesinden önce 06.02.2014 tarihinde açıldığı ve davanın yargılamasının kesintisiz olarak devam ettiği, TTK geçici m. 7/2 “davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket ve kooperatiflere bu madde hükümleri uygulanmaz” hükmüne istinaden, TTK geçici m.7/15’de düzenlenen 5 yıllık hak düşüm süresinin işbu olay üzerinde uygulanmayacağının kabulü gerektiğini; 07.07.2014 tarihinde re’sen terkin edilen ——- ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özetle; TTK’nın 32 ve Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 34. maddesi çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkili ————–ile kayıtlı bulunan —- —dosyasında yapılan incelemede, şirketin 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1 maddesi ve —————– İlişkin Tebliğ’in 7. maddesi kapsamında; “——– şirketlerin sermayelerini asgari tutara yükseltmeleri için son tarih olan 14.02.2014 tarihine kadar sermayesini artırmayarak infisah etmiş olduğu” nun tespit edilmesinin ardından, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Geçici 7’nci maddesi ile “——– gereğince resen terkin kapsamına alındığı, tebligat ve ilan prosedürlerinin yerine getirilmesinin ardından 07.07.2014 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiğinin anlaşıldığını; müvekkili ———– mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi gereğince ——— gayri faal olması sebebiyle re’sen terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
——— günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret kanunun geçici 7. Maddesi uyarınca 07.07.2014 tarihinde resen terkin edildiği bildirilmiştir.
İhyası istenen şirket hakkında davacının İstanbul Anadolu —–. İş mahkemesinin ———-. Sayılı dosyasında alacak davası açtığı, verilen kararın Yargıtay —-. HD.’nin ——Sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden bahsile bozulduğu, mahkemenin görevsizlik kararı verdiği ve İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin —— Sayılı dosyasında esas numarası aldığı, ilgili mahkemece davacıya şirketin ihyası davası açmak üzere yetki verildiği ve eldeki bu davanın açıldığı tetkik edilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 26/06/2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 38. maddesi ile değişik 7. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde kanunda yazılı halleri tespit edilen ya da bildirilen ——– tasfiyeleri ve—– kayıtlarının silinmesi ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.Aynı maddenin 15. Fıkrasında ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilmiş, Aynı maddenin 2. Fıkrasında Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
Yapılan yargılamaya göre, ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirket hakkında ihyası talep edilen şirketin halen devam eden davasının bulunduğu, dolayısıyla faal olduğu, ancak bildirimle yapılan ilana rağmen ———başvurusu bulunmadığından tasfiye edilmeksizin resen terkin edildiği anlaşılmıştır. Derdest olan davanın sonucuna göre şirket borcu ortaya çıkabileceği, tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı, ticaret sicilinden terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, ihyası talep edilen şirket hakkında devam eden davanın olması sebebiyle davanın kabulüne, davalı —— yasal hasım olması sebebiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE, —– sicil nosuna kayıtlı bulunup— tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince re’sen sicilden terkin edilen ———6102 Sayılı TTK 547 maddesi gereğince İstanbul Anadolu —— Asliye Ticaret mahkemesinin —-esas sayılı dava dosyası ile sınırlı olmak üzere, terkin edilen şirket hakkında yürütülen davanın sonuçlanması ve infazı bakımından sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, ———- yeniden TESCİLİNE,
2-Kararın ——gazetesinde ilan edilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı yasal hasım olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı yasal hasım olduğundan davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.