Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/72 E. 2021/488 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/72 Esas
KARAR NO : 2021/488

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı —– faturalarda açıkça yazılı — vermiş, vermiş olduğu — düzenlemiş ve faturaların ödenmemesi sebebiyle alacak meydana geldiğini— davalının tarafından ödenmediğini, faturanın ödenmemesi sebebiyle davalı aleyhine ——- dosyasından icra takibine girişildiğini, TTK 3. üncü maddesi TTK düzenlenmemekle beraber ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerde ticari iş olarak nitelendirdiğini, yine TTK 19′ ucu Md. si uyarınca bir tacirin borçlarının icar olması asıl olduğunu, dolayısıyla tacirin ticari işletmesi ile ilgili olmasa dahi kural olarak bütün borçlar ticari niteliktedir ve dava konusu alacağa avans faizi uygulanması gerekmekte olduğu hükmü gereğince fatura tarihlerinden itibaren alacağa avans faizi işletildiğini, borçlu şirket vekilinin 18.03.2019 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibi durduğunu, TTK .’nu 5/A Md.si gereğince takip borcun ödenmesi talebi ile ————- sonucu anlaşma olarak tutanak düzenlendiğini, davalının müvekkilinin hizmet bedellerini ödemediğini, kötü niyetli olduğunu ve yalnızca takibi durdurmak amacı ile haksız yere itiraz ettiğini, arz ve izah edilen nedenlerle,—–haksız olan itirazının iptali ile takibin devamına, alacak likit olduğundan davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Takibe konu edilen faturanın hiçbir hizmeti yansıtmamakta olup, —— olduğunu, davacı şirketin haksız bir şekilde davayı ikame ettiğini, konuya ilişkin olarak—-nezdinde gerekli işlemler başlatıldığını, arz ve izah edilen nedenlerle; fazlaya ilişkin haklarının sair talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, haksız, kötü niyetli ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı şirket’in icra inkâr tazminatı talebinin reddine, davacı şirket aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davacı şirket üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişinin raporunda özetle; “Dava konusunun, davacının davalı ile olan ticari ilişkisi dolayısıyla oluşan ——- alacağının tahsili amacı ile yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının —–defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının —- defterlerinin lehine delil n teliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre takip tarihi —– alacağı olduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi —– davalı yanın davacıya borcu bulunmadığı, 37.439,04 TL alacaklı olduğu, taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; taraflar arasındaki cari farkın. Davacının düzenlemiş olduğu ——— davalı ticari——- kayıtlı olmaması, Davalı şirket tarafından cari hesaba —- davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı tespit edilmiştir, davacının —-formunda yapılan inceleme neticesinde davalı yana—– tutarlı faturanın— bildirimi yapıldığı görülmüştür. davacı yan takip tarihi itibarıyla—– İşlemiş faiz talep edebileceği, Neticeten; Sayın Mahkemeniz cari hesap farklılığına konu davacının —– bedeli faturanın düzenlenmiş olduğu yönünde karar vermesi durumunda davacı yanın davalı yandan —– alacaklı olduğu, Sayın Mahkemenizce—– bedeli faturanın düzenlenmediği yönünde karar vermesi durumunda ise davacı yanın davalı yandan takip tarihi (27.03.2019) alacağının bulunmadığı,” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişinin ek raporunda özetle;”Davacı şirket tarafından davalı şirket tanzim edilen cari hesap farklılığına—faturanın — olarak tanzim edildiği, faturanın üst Kısımında imzanın bulunmadığı, alt kısımında yer alan teslim edilen ve teslim alan bölümlerinde———- fatura olarak tanzim edildiği, —mevcut olduğu,— alan teslim——— verilmediğine dair bir ispat şeklinin dosya da bulunmadığı, ———–ve İncclenen belgeler istinaden; Davacı şirket yönünde karar vermesi durumunda davacı yanın davalı yandan ———– düzenlenmediği yönünde karar vermesi durumunda ise davacı yanın davalı ——– tarihi alacağının bulunmadığı,” şeklinde görüş ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,—- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm,—– kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın —- yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle —hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine—getirilmiştir. Bu — faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın — düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin—olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Taraflar arasında —– icra dosyası üzerinden davacı şirketin davalı şirkete takip başlattığı görülmüştür.
Davacı taraf davalı borçlu —- verdiğini, vermiş olduğu —-sebebiyle alacak meydana geldiğini ileri sürerek takip başlattığı, takibe itiraz edildiği, itiraz üzerine davacı alacaklının iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Taraf —- bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan bilirkişi kök raporunda; davacılar ile davalı şirket defter ve kayıtlarının birbirini teyit ettiği, ancak defterler arasındaki farkın —– davalı ticari defterlerine kayıtlı olmaması” yönünde tespitlerde bulunulması— ara kararı uyarınca takibe konu faturanın davalı şirkete tebliğ edilip edilmediği, tebliğin yasal şartları haiz olup olmadığı, tebliğ edilmiş ise 8 günlük yasal süresi içerisinde her hangi bir itiraz görüp görmediği, itiraz görmemiş ise yasal olarak faturaları kabul etmiş sayılacağı yönünde inceleme ve değerlendirme yapılması amacıyla ek rapor tanzimi istenilmiş olup, ——- faturanın davalı şirket adına davacı şirket tarafından tanzim edildiği, — imzanın mevcut olduğu, teslim alan ve teslim eden kısımlarında imza bulunmadığı yönünde inceleme ve tespitlerde bulunduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak davacı şirketin tek başına davalı adına irsaliyeli fatura düzenlemiş olması yeterli olmayıp söz konusu faturanın karşı tarafa tebliğ gerektiği, somut olayımızda yapılan inceleme neticesinde davacının davalı şirket adına düzenlediği takibe konu faturayı tebliğ ettiğine dair bir bilgi ve belgeyi mahkememize sunmadığı bu haliyle davacının talep ettiği 75.667,50 TL miktar kadar davalıdan — kaynaklı alacağının olduğunu ispatlayamadığı, davalı adına düzenlenen davaya konu faturanın davalıya teslim edildiği hususunun da ispatlanamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacın alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Peşin alınan harcın karar harcına mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan —— göre tespit edilen 10.804,94 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7—— davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.