Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/643 E. 2021/899 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/643 Esas
KARAR NO:2021/899
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/01/2020
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında —– hastalıkları branşında sözleşme akdedildiğini, bu kapsamda davalına adına —- tutarlı fatura düzenlenerek teslim edildiğini, fatura itiraz edilmediğini, ödemenin yapılması için noter aracılığıyla bildirimde bulunulduğunu fakat ödemenin yapılmadığını, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak hiçbir bildirim yapılmadan işin bırakıldığını, doktor bulundurulması gereken kısmın boş bırakıldığını, fesih tarihi itibariyle davacı alacaklarının ödendiğini, bu nedenle müvekkilin zarara uğradığını, bu durum ile cezai şart bedelinin ödenmesi hususunun davacıya noter aracılığıyla bildirildiğini, anılan nedenlerle davanın reddini ve davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. — tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacıya ait defterlerde yer alan kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu, — yıllarındaki ticari defter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı, — yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin gerçekleştirilmediği, —- yevmiye defteri kapanış tasdikinin ise yasal süresi içerisinde alındığı, bu noktada davacı ticari defterlerinin delil niteliğine haiz olup olmadığı hususuyla ilgili nihai değerlendirmenin —takdirinde olduğu, davalı ticari defterlerinde yer alan kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, —-defterlerine ait noter açılış-kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı,— sayılı dosyasında uyuşmazlık konusunun tarafların —-itibariyle hesaplar üzerinde görüştükleri, davalı hastane cirosunun bu tarih itibariyle tespit edildiği, anılan dosya ile —-ayında —gün karşılığı gerçekleşen hakediş bedelinin davalıdan istendiği, buna karşın huzurdaki dava ile davalıdan —- fatura bedelinin ödemesinin talep edildiği, bu minvalde davacının huzurdaki davaya konu talebi ile —— sayılı dosyasındaki talebinin aynı sözleşme kapsamında farklı dönem fatura tutarlarının ödenmesi isteminden ibaret olduğunun anlaşıldığı, davacı nezdinde çalıştırıldığı anlaşılan doktorun davalıya gönderdiği noter ihtarnamesinde yer alan sözleşme fesih sebeplerinden birisinin fatura bedellerinin süresinde ödenmemesi şeklinde olduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşmede Hekimin ödemelerin hakediş usulüne göre, en geç takip eden ayın son gününe kadar ödeneceğinin belirtildiği, bu kapsamda iddianın test edilmesi amacıyla davalıdan imzalı hakediş formlarını ibraz edilmesinin istendiği, buna karşın davalının tek taraflı olarak değiştirilmeye her zaman açık excel ortamında hazırlanan bir takım bilgilere yer verdiği, ibraz edilen çalışmanın tespite elverişli görülmemesi nedeniyle değerlendirmeye alınamadığı, bu nedenle faturalara esas İcra takibi ile ödenmesi istenen —— faturanın ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının dosyaya ibraz ettiği banka dekontları ile davacıya ödediğini savunduğu tutarlın aslında davacı tarafından düzenlenen —– tutarlı faturaya istinaden kısmi ödeme şeklinde gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, — takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalı — borçlu, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacının — borçlu olarak göründüğü, farkın davalının davacı adına düzenlediği —tutarlı faturanın davacı nezdinde kayıtlı bulunmamasından kaynaklandığı, ilgili faturanın davacıya teslim edildiğini gösterir tespite elverişli belgenin ibraz edilmediği, söz konusu fatura tutarının davacıya ait —- beyannamesinde kayıtlı bulunmadığı, huzurdaki davaya konu uyuşmazlığın giderilmesi noktasında, davalıya—- tarihinde gönderilen ihtarname içeriğinde yer alan iddia konusu davalı nezdinde gerçeleşen usulsüz işlemlerin uzman bir hastane yöneticisi tarafından tespit edilmesi gerektiği, ihtarnamede yer verilen fesih unsurlarının doğruluğunun tespit edilmesi halinde, huzurdaki dava ile davalıdan istenebilir tutarın —– olacağı, İcra takibi ile birikmiş faiz talebinde bulunulmadığı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği; Kök raporun — çalışmasında davacı nezdinde davalı hesap hareketlerine,—-çalışmasında ise davalı nezdinde davacı hesap hareketlerine yer verilmiştir. Söz konusu belgelerde —–faturanın davalı nezdinde usulüne uygun olarak kayıtlı bulunduğu görülmektedir. Bu minvalde huzurdaki davaya konu edilen — tutarlı faturaya davalının —- günlük yasal itiraz süresi içerisinde herhangi bir itirazda bulunmadığı ve ayrıca dosyaya bu yönde herhangi bir belge sunmadığı görülmektedir. —- yönünden; kök raporun ikinci sayfasında taraf — beyannameleri incelenmiş ve tarafların — beyannamelerinde yer alan tutarlar üzerinde mutabık kaldığı, ancak davalının davacı adına — yılında düzenlediği — tutarlı cezai şart bedeli faturasının davacı —- beyannamelerinde kayıtlı bulunmadığı tespitine yer verilmiş idi. Bu —huzurdaki davaya konu edilen — fatura davalıya ait — beyannamelerinde kayıtlı bulunduğu, Takip tarihi itibariyle davacının davalıdan—- faturadan kaynaklı alacaklı bulunup bulunmadığı; Kök raporun beşinci — aşağıdaki tespitlere yer verildiği, —- tutarlı faturanın ödendiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının dosyaya, —- banka dekontlarını ibraz ettiği, dekont açıklamalarında—- ibaresinin bulunduğu görüldüğü, Taraf cari hesap dökümleri incelendiğinde, davalının yukarıda yer verilen iki adet karşılığı — toplam tutarlı banka havalesini huzurdaki davaya konu edilmeyen davacı tarafından düzenlenen —— tutarlı faturaya istinaden kısmi ödeme şeklinde gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Zira davalı hesap incelemesinde, davacı faturalarının yaklaşık —vadelerde ödendiği, örneğin davacının——– şeklinde ödendiği anlaşılmaktadır. Bu minvalde davalının ödeme aracı olarak dosyaya ibraz ettiği dekontların, icra takibi ile ödenmesi istenen fatura bedeline ait olmadığı kanaatine varılmıştır.”
Yukarıda yer verilen tespit ve değerlendirmeden anlaşıldığı üzere — takip tarihi itibariyle huzurdaki davaya konu edilen —– tutarlı fatura yönünden davacı nezdinde davalı anılan tutar kadar borçlu bulunduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
——-dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
— tarihli bilirkişi raporunda; — takip tarihi itibariyle huzurdaki davaya konu edilen —- fatura yönünden davacı nezdinde davalı anılan tutar kadar borçlu bulunduğu” yönünde tespitlere yer verildiği görülmüştür.
Dava, davacı şirket tarafından davalı şirket adına kesilen ——– faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali davasıdır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Davalı yan ——sayılı dosyasında uyuşmazlık konusunun talep edildiğini ileri sürmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yapılırken bu hususun dikkate alınması bilirkişiye bildirilmiş olup,— tarihli bilirkişi raporunda konu hakkında; —Davacının huzurdaki davaya konu talibi ile —— dosyasındaki talebinin yanı sözleşme kapsımında farklı dönem fatura tutarlarının ödenmesi isteminden ibaret olduğu…” yönünde değerlendirmelerde bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflara ait — incelenmesi neticesinde davacının dava konusu ettiği —- tutarlı faturanın davalıya ait —-beyannamelerinde kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan — alacaklı olduğu, —- davalının davacıdan ——-alarak kayıtlarına intikal ettirmesi karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
Alacağın likit olması konusunu——- kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayımızda davalı yan tarafından faturaya konu bedelin tayin ve tespiti mümkün olduğundan davacının alacağının likit olduğu kabül edilmek suretiyle takdiren % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile —– dosyasındaki davalı borçlunun itirazının İPTALİNE, icra takibinin DEVAMINA,
2-Asıl Alacak olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.741,83 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 307,96 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.433,87‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 307,96 TL peşin harç toplamı 362,36‬ TL ile 1.846,00 TL ( Bilirkişi ücreti, Kep reddiyatı, posta masrafı, elektronik posta masrafı, Dosya ücreti) olmak üzere toplam 2.208,36‬ TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ————– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/12/2021