Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/642 E. 2022/28 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/642 Esas
KARAR NO: 2022/28
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı borçlu şirketten ticari ilişkiden doğan —–alacağı olduğunu, alacağın tahsili için takip başlatıldığını, davalının takibe itirazı ile takibin durduğunu, arabuluculuk sürecinde anlaşma sağlanamadığından dava açma zorunluluğu doğduğunu, davalının icra takibine itirazında haksız olduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına,—- aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini… “ Arz ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; –Davacı tarafın sunmuş olduğu cari hesap kayıtlarının tek yanlı olarak tutulduğunu, söz konusu kayıtlar hakkında bilgi ve onayın olmaması ile kayıtları kabul etmediklerini, müvekkil şirketin davacı şirkete borcunun bulunmadığından davacı tarafça haksız ve kötü niyetli açılan davanın reddine, —- az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini …” Arz ve talep etmiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- tarihli bilirkişi raporu özetle, Davalının incelenen — yönünden usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, defterlerin delil niteliği taşıdığı HMK 222 hükmü gözetilerek takdirin mahkememize ait olduğu, Davalının yapılan defter incelemesi sonucu; defter kayıtlarında davacıya —Borç bakiyesinin mevcut olduğu davacı/Alacaklı şirket tarafından — sayılı dosyasında —Tarihinde İlamsız Takipte —-üzerinden başlatılan takibe davalının — Tarihinde borcu bulunmadığı ile itirazında; davalının defter kayıtlarında ——– davalının kur değerlemesi yapmaması sonucu meydana geldiği, talep edilen icra inkâr tazminatı, yargılama giderleri ve vekâlet ücretleri hakkındaki takdirin mahkememize ait olacağı sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —-tarihli bilirkişi raporu özetle, Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, nihayetinde bilirkişiye verilen davalı şirkete ait defter ve belgelerin inceleme görevi ile sınırlı olmak üzere, yukarıda anlatılan görüş ve gerekçelerle, nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğu; —- tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; “« Davalı defter kayıtlarına göre, davacıya —- borç bakiyesinin mevcut olduğu, taraf —-birbirini doğruladığı davacının — davalının kur farkı değerlemesi yapmaması sonucu meydana geldiği,— Görüş ve kanaatine varıldığı;—- kullanılma niteliğinde bulunduğu; davalı —- davacı —- tarafından düzenlenen takip ve dava konusu tutara dayanak faturalara —içinde itiraz etmediği, itiraz ettiğine dair dosyada mevcut belge ya da bilginin olmadığı; davacı — bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri — yılında yaptıkları satışların ve alımların birbirini teyit ettiği; davacı ——- alacaklı olduğu; —- davacı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın ——–avans faizi talep edebileceği; sonuç ve kanaatine varmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, açık hesap ilişkisinden kaynaklı başlatılan takipte ödeme emrine yapılan itirazın iptali davasıdır.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—- tarafından gönderilen müzekkere cevabında davacının—- yer verilmiştir. Yapılan incelemede davacının davalı adına —- tutarlı fatura düzenleyerek kayıtlarına intikal ettirdiği görülmüştür.
—- tarafından gönderilen müzekkere cevabında davalının —– beyannamelerine yer verilmiştir. Yapılan incelemede davalının davacıdan —–tutarlı fatura alarak kayıtlarına intikal ettirdiği görülmüştür.
—- tarihli bilirkişi raporunda özetle—- Şirketinin bağlı bulundukları vergi dairelerine beyan ettikleri—- yılında yaptıkları satışların ve alımların birbirini teyit ettiği, davacı — kayıtlarına göre davacı ———- yönünde tespitlerde bulunulduğu anlaşılmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür—-maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”—– maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Ticari defterlerin delil olması için gerekli şartlar HMK’nın 222/2 maddesinde “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. ” ifadesi ile sayılmıştır. Buna göre ticari defterlerin delil olması için;
a) Ticari bir dava olması,
b) Uyuşmazlık konusunun her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili bir işlemden kaynaklanması,
c) Ticari defterler kanuna uygun eksiksiz tutulmuş olması,
d) Ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılmış olması,
e) Uyuşmazlık konusu işle ilgili olarak defterlere geçirilen tüm kayıtların birbirini doğrulamış olması gerekir. 7251 sayılı kanunla yapılan değişiklik ile davalının ticari defterlerini sunmaması halinde davacı kayıtlarının davacı lehine (aleyhine kayıtların ise aleyhine) olacağı düzenlenmekle görüş ayrılıklarına temel teşkil eden kanunun ilk düzenlendiği zaman var olan eksiklik giderilmiştir. ——– burada unutulmaması gereken husus davacı ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK’nın 222/2.maddesine uygun tutulmuş olmasıdır. Davacı ticari defterlerinin usulune uygun olmaması halinde davacı lehine delil teşkil etmeyecek ve 6100 sayılı HMK’nın 222/4.maddesi uyarınca aleyhine delil olacaktır. Nitekim defter inceleme ara kararı sonrasında mahkememize sunuln davacı ticari defterlerinin iddialarını doğrular nitelikte olduğu görülmekle faturanın ispat gücü ve ticari defterlerin ispat gücü göz önüne alınarak faturalara konu edimlerin davacı tarafından ifa edildiği kabul edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacının sunmuş olduğu ticari defterlerinde yer alan kayıtların ise iddiasını doğrular nitelikte olduğu gibi davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılan incelemelerde davalının davacıya —- olduğunun tespit edildiği, aynı şekilde vergi dairelerinden celbedilen taraflara ait—— davacının iddiasını doğrular nitelikte olduğu görülerek davanın asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiştir.
Sonuç olarak, hükme esas alınabilecek yeterli teknik nitelikte talimat mahkemesince aldırılan ve mahkememizce hazırlattırılan bilirkişi raporları hükme esas alınarak, davalı adına düzenlenen toplam —- tutarlı faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunduğu hususunun dosyaya celp edilen davalıya ait — beyannamelerinden tespit edildiği, taraflar arasındaki takibe konu miktar olan ücretin davacı tarafça ispatlandığı anlaşılmış alacağın faturaya bağlı olması nedeniyle belirli likid olduğu kanaatine varılmış kabul edilen asıl alacak miktarı olan—- üzerinden hesaplanan %20 icra inkar tazminatının —-Tarafların tacir olduğu ve alacağın yabancı para alacağı olduğu görülmekle —-üzerinden iptali ile kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin devamına karar verilmiştir. Vekalet ücreti ile harç hesaplaması —— esas alınarak yapılmıştır.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1—- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile —- alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre faiz işletilerek takibin DEVAMINA,
2——- davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 1.323,77 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 233,58 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.090,19‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 233,58 TL peşin harç toplamı 287,98‬ TL ile 3.161,75 TL —–olmak üzere toplam 3.449,73 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6- Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 13/01/2022