Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/638 E. 2023/221 K. 07.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/638 Esas
KARAR NO:2023/221
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2020
KARAR TARİHİ: 07/03/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle;Davalı borçlu ile müvekkili şirket arasında —-dayalı olarak yapılan ticari ilişkide davalının cari hesapta görünen borcunu ödememesi sebebiyle ——-takip dosyası ile başlanılan takibe itiraz edilmesi ile takibin durduğunu; Sözleşmeye göre davalının istediği yedek parçaların davalının onayı alınarak davalıya ve davalının istediği firmalara teslim edildiğini, davalının itiraza konu ön tampon tedarikinde gönderilecek parçanın kodunu da davalının onayına sunnulduğunu ve onay üzerine davalının gösterdiği —– firmasına teslim edildiğini, İtiraza konu ön tampon davalı tarafça ya da yedek parçayı davalı nam ve hesabına teslim alan —– tarafından müvekkiline iade edilmediğini ve teslim edilen parçanın orijinal olmadığı konusunda herhangi bir itirazda da bulunulmadığını; Arabuluculuk sürecinde uzlaşma sağlanamadığını belirterek fazlaya ilişkin tüm yasal haklarının saklı kalması kaydı ile takip konusu olan 4.426,04 TL.alacaklarının en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masraf ve avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki ——- tarihli delil listesi ekleri görülmüştür.

CEVAP: Davalı vekilinin 01.02.2021 tarihinde dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde özetle;Dava zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olduğundan davanın öncelikle bu sebeple reddinin gerektiğini; Çalışma sistemi gereği yazılım ortamında onaylanan parça kodunun tedarikçi tarafından ekrana yazılıldığı sisteme girilmiş kod olduğunu, tedarikçinin doğru ve güvenilir bilgi kaynağı olarak görülmesi nedeniyle müvekkili tarafından onaylanmış kod olduğunu, davacı tarafın sisteme yazmış olduğu bilgilerin doğruluğundan sorumlu olacağı imzalanan sözleşmede de açıkça belirtilmesine rağmen parça gönderiminden sonra, fatura kontrol aşamasında ve gönderilen parçanın kontrolü ile davacı şirketin yazılım ortamına girmiş olduğu parça kodunun değişmiş ve/veya satıştan kaldırılmış olan ve söz konusu parçanın temini tarihinde satışta bulunan parçaya göre daha pahalı olan parçaya ait kodun yazıldığını, tespit edilen bu durumun tedarikçi davacı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalanmış olan sözleşmeye aykırı olduğunu, müvekkili şirketin adına parça gönderme işini yürüttüğü müşterilerine karşı zor durumda kalmasına ve müşterileri nezdinde güvenilirliğinin sarsılmasına da sebebiyet verdiğini, davacının sözleşmeye aykırı bu fiili nedeniyle sigorta şirketi tarafından müvekkiline ceza faturası kesildiğini,—- Sözleşmesi’nin ilgili maddesine dayanarak müvekkilinin iyi niyet çerçevesinde bu borcun yarısına karşılık gelen — davacıya yansıttığını, —– tutarlı yansıtma faturasının sigorta şirketinin müvekkile kesmiş olduğu ceza faturası nedeniyle davacıya kesildiğini, İlgili yansıtma faturasının davacıya tebliğ edildiğini davacı tarafından faturaya süresinde itiraz yapılmadığını ve iade edilmediğini, sigorta şirketinin müvekkiline kestiği cezanın davacıya yansıtılması işleminin habersizce yapılan bir işlem olmadığını önceden davacı şirkete bu hususta bilgi verildiğini, davacı tarafından daha önce aynı konuda açılan ancak takipsizlik nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilen ——- sayılı dosyada davacının sunmuş olduğu ve söz konusu yansıtma faturasının tebliğ alındığı ikrarını içerir belgeyi dilekçeleri ekinde sunduklarını belirtrek mesnetsiz davanın zamanaşımı yönünden reddine, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri ile dilekçeleri ekindeki —— Sözleşmesi, —İade Faturası, Fatura, Yazışmalar görülmüştür.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava yedek parça tedarik sözleşmesi kapsamında kurulan cari hesaptan kaynaklı alacak talebine ilişkindir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
—–sayılı kararında, “Davacı tarafından delil olarak dayanılan ticari defter ve kayıtlara ilişkin alınan bilirkişi raporu ve ek raporundan, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin mevcut olmayıp usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca mali müşavir bilirkişi raporu ve ek raporunda cari hesaplarındaki borç bakiyesinin davalı şirkete ait olduğunun davacı defterlerinden tespitinin mümkün olmadığı belirtmiştir. Bu durumda mahkemece davacı tarafça takip dayanağı faturalardaki işlerin yapılıp teslim edildiği kanıtlanamadığı, davacının ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle, 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince davacının lehine delil olamayacağı gibi bu haliyle dahi alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı anlaşıldığından ispat edilemeyen davanın reddine, kabul şekli itibariyle de —–kararın bozulması uygun görülmüştür” şeklinde hüküm tesis ederek, birbirlerini doğrulamayan ticari defterlerin, sahibi lehine delil olması tek başına yeterli olmayacağı belirtilmiştir.
——— sayılı kararında, dayanak belgeleri olmaksızın davacının defter kayıtlarının esas alınmayacağını, “ Dava, cari hesaptan doğan alacağın tahsili istemine ilişkin alacak davası olup, ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacıdadır. Davacı önce icra takibine, sonra iş bu davaya konu ettiği alacağın varlığını usulüne uygun delillerle kanıtlamalıdır. Tek yanlı olarak düzenlenen ve dayanakları bilirkişi raporundan anlaşılamayan davacının kendi ticari defter kayıtları esas alınarak, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir” şeklinde belirtmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; taraf ticari defterlerinin eksiksiz ve usulüne uygun tutulmamış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamamış olması sebebiyle 6100 sayılı HMK’ nın 222/2-3 maddeleri gereğince lehe delil olamayacağı kabulüyle taraflar arasında ürünün teslimine ilişkin uyuşmazlık bulunmaması ve genel ispat hükümleri uyarınca uyuşmazlığın davalı tarafça düzenlenen ancak davacı kayıtlarında yer almayıp itiraz edilen —– bedelli yansıtma faturasına ilişkin olması karşısında davalı tarafın davacı tarafça yedek parçaya ilişkin hatalı bir şekilde—- girilmesi gerekirken daha önceki yıla ait ve daha yüksek fiyatlı olarak —— girildiği şeklinde ki beyanı doğrultusunda dava dışı—– yazılan müzekkereye verilen cevapta ——-nolu referans koduyla değiştiğinin belirtildiği bu haliyle de ispat yükü üzerinde olan davalı tarafın yansıtma faturası kayıtlarına ilişkin uyuşmazlığı aydınlatıcı ve iddialarını ispata yarar herhangi bir delil ve beyanı dosyaya sunamadığı, bu haliyle davalının, davacının alacak bakiyesini azaltan kayıt ve belgelere ilişkin, savunmalarını ispat edemediğinden davacı tarafın dava tarihi itibariyle davalıdan toplam 4.426,-00 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; 4.426,00 TL asıl alacağa dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.Dava konusu alacağın TBK 146 Maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı hükümlerine tabi olduğundan davalı vekilinin zamanaşımı defii talebi yerinde görülmemiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 4.426-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 302,34 TL harçtan, peşin yatırılan 75,59 TL harcın düşümü ile geri kalan 226,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan 75,59 TL Peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı 1.300,00 TL bilirkişi ücreti ve 196,75‬ TL posta gideri olmak üzere toplam 1.626,74‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 4.426,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6- 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; 6100 Sayılı HMK’nın 341/2. Maddesi uyarınca KESİN olarak verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2023