Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/629 E. 2022/752 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/629 Esas
KARAR NO : 2022/752

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 24/12/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili —–nezdinde —– ait bulunan —–plakalı aracın 08.01.2017 tarihinde davalı —– plakalı aracın çarpması neticesinde hasara uğradığını, diğer davalı—– davalının —– sigortacısı olduğunu, kolluk kuvvetleri tarafından düzenlenen tutanağa göre davalıya ait bulunan aracı sevk ve idare eden sürücünün kaza sonrasında firar ettiğini, müvekkili nezdinde—– aracın sürücüsünün 0,49 promil alkollü olduğunu, dava dışı sigortalının hasar talebinin müvekkil şirket tarafından reddedildiğini ancak —-Tüketici Mahkemesi ——Esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığını 70.000,00 TL asıl alacak ve ferilerinin müvekkili şirketten tahsil edilmesi gerektiği yönünde karar verildiğini, müvekkili şirket tarafından ——- Esas sayılı dosyasına asıl alacak, faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretleri olmak üzere 104.456,69 TL ödendiğini, bu ödeme üzerine T.T.K madde 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, 70.000,00 TL asıl alacak için kazanın oluşumunda %100 kusurlu olan davalının trafik sigortacısının poliçe limiti olan 33.000,00 TL tutarı müvekkili şirkete ödediğini, bakiye 36.996,43 TL sigorta tazminatının davalı borçlulardan tazmini gerektiğini, davalının malik işleten sıfatıyla, diğer davalının ise ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı sıfatıyla davaya konu tazminattan sorumlu olduğunu, davalılar aleyhine ——-Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalıların itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ara buluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, huzurdaki davanın açılması zarureti doğduğunu, haksız itirazın iptali ile takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına %20 icra inkar tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesi gerektiğini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; kabul anlamına gelmemek kaydı ile ihtiyari mali mesuliyet teminat limitinin 200.000,00 TL olduğunu, davaya konu kazanın 08/01/2017 tarihinde meydana geldiğini, bu nedenle hasarın zaman aşımına uğradığını, müvekkili şirketin davacı sigortaya karşı tazminat sorumluluğunun bulunmadığını, Yargıtay kararlarına göre kaza tarihinden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresi öngörüldüğünü, bu nedenle davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı —– vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı —— vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, kazanın oluşumunda müvekkil araç sürücüsünün en ufak bir kusurunun bulunmadığını, davacının müvekkilinin tarafı olmadığı bir davadaki sonuca göre müvekkiline rücu etmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sigortalısının kaza esnasında alkollü olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkiline yönelik açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini cevaben beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, —– sigortacısının sigortalısına ödemiş olduğu bedelin TTK 1472.maddesi uyarınca halefiyete dayalı olarak zarar sorumlularından rücuen tazmini talebi ile başlatılan ——Esas sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın iptali davasıdır.——- sayılı takip dosyasının dosyamız içerisine fiziken celp edildiği görüldü.—– Sulh Hukuk Mahkemesinin ——sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.——İcra Müdürlüğü —–Esas sayılı takip dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
—– Tüketici Mahkemesinin ——Esas sayılı dosyasının UYAP üzerinden celp edildiği görüldü.
03/02/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir hasar tespiti konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 11/05/2022 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.Bilirkişi kök raporunda özetle;
“Davacı —–nezdinde —–plakalı araçtaki hasar ile kaza tespit tutanağında kazanın anlatılan oluş biçimi arasında uygun illiyet bağının bulunduğu tespit edilmiştir.Dava konusu ——- plakalı araçta 08/01/2017 tarihli kaza ile uygun illiyet bağı bulunan katma değer vergisi dahil 122.738,856 TL hasar onarım bedeli ile onarımının ekonomik olmadığı tespit edilmiştir. Dava konusu kazanın öncesindeki 137.000,00 TL piyasa değerinden kazadan sonraki hasarlı değeri 67.000,00 TL düşülmesiyle 70.000,00 TL tazminat hesaplanmıştır.
Hesaplanan Tazminat Miktarı: 70.000,00 TL
Davacı ——. tarafından kazanın oluşumunda %100 kusurlu bulunan davalıya ait bulunan—— plakalı aracın trafik sigortacısından 33.000,00 TL rücuen tahsil ettiği dava dilekçesinden tespit edilmiştir.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.TTK’nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve —–sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarih ve—- sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; haklarına halef olunan dava açsa idi ne şekilde dava görülecek idiyse halef olanın açacağı rücu davasının da aynı şekilde görüleceği belirtilmiştir.Eldeki dosya incelendiğinde 08/01/2017 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacı sigortanın, aracı hasara uğrayan dava dışı sigortalısına ödeme yaptığı ve bu ödemeyi TTK 1472. Maddesi uyarınca dava dışı sigortalısı davalılardan ne şekilde talep edebilecek ise aynı şartlarda davalılardan talep edebileceği görülmüştür. Davalı —– kazaya sebebiyet veren——- plakalı aracın kaza sırasında maliki olması nedeniyle işleten sıfatı ile sorumlu iken davalı sigorta zarar veren aracın——sigortacısı olduğundan 6102 sayılı TTK’nın 1401. vd maddeleri uyarınca işletenle birlikte müteselsil sorumludur. Hükme esas alınan yeterli teknik nitelikte 24.09.2021 tarihli—–uzmanlık raporunda da tespit edildiği üzere ——plakalı aracın aynı istikamette seyreden —— plakalı aracın seyir durumunu dikkate almayıp kontrolsüz şekilde yolun sağından sola manevra yapıp bu aracın ön kısmına seyir istikametini kapatarak çarpmak suretiyle hasara sebep olması göz önüne alındığında %100 kusurludur. Yine hükme esas alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiği üzere hasara uğrayan aracın onarımının ekonomik fayda getirmemesi nedeniyle pert -total kabul edilmesi gerektiği, aracın pert total hali ile satımı (sovtaj değeri) ile değeri arasındaki farkın 70.000,00 TL olduğu ve bu bedelin davacı tarafından talep edilebilir tazminat olduğu davacı tarafından davalı zmm sigortacısınıdan tahsil edilen 33.000,00 TL düşüldüğünde 37.000,00 TL talep edilebileceği dikkate alınarak taleple bağlılık ilkesi gereğince davacı tarafından talep edilen 36.996,43 TL asıl alacak kabul edilmiştir. Ancak kısa kararda sehven kabul edilen alacak miktarı 39.996,43 TL olarak belirtilmiş olup bu şekilde bırakılmıştır.Davacı tarafça davalıların takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne yönelik bir tespit olmadığından işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Davalıların ihtiyari dava arkadaşı olduğu, ihtiyari dava arkadaşlarının savunma ve defilerini ayrı ayrı ileri süreceği ve her bir ihtiyari dava arkadaşı yönünden dava şartlarının ayrı ayrı incelenmesi gerektiği göz önüne alındığında davalı işleten yönünden davanın ticari dava olmadığı, davacı sigorta yalnızca davalı işletene rücu talebinde bulunsa idi davanın Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüleceği ve bu davalı yönünden zorunlu arabulucu şartının dava şartı olmayacağı göz önüne alınarak zorunlu arabulucu ücreti yalnızca davalı sigortaya yüklenmiştir.Takibin hasar alacağına dayandığı, hasar miktarının belirlenmesinin teknik inceleme gerektirdiği ve bu nedenle alacağın belirlenebilir olmadığı görülmekle icra-inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalılar tarafından ——- sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın asıl alacak olan 39.996,43 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2–İcra İnkar Tazminatının REDDİNE,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 39.996,43 TL lik kısım yönünden alınması gereken 2.732,15 TL harçtan peşin alınan 509,85 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.222,30 TL karar harcının davalılardan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 509,85 TL peşin harç ve 54,40 TL başvurma harcı davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan—— davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan——davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam 2.400,00 TL bilirkişi ücreti ve 227,5‬0 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.627,5‬0 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 2.489,44 TL yargılama giderinin davalılardan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8- Kabul red oranına göre belirlenen 1.250,64 TL Arabulucu ücretinin davalı ——tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına göre belirlenen 69,35 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —–Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.