Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/627 E. 2021/365 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/627 Esas
KARAR NO : 2021/365

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 24/12/2020
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 24/12/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Sigortalıları dava dışı ———- numaralı aracın kayıtlı mal sahibi olduğunu, söz konusu araç Müvekkili Şirket tarafından ——— vade tarihleri arasında sigorta örtüsü altına alındığını, dava dışı sigortalı ile davalının sürücüsü olduğu—— plakalı araç ——– tarihinde trafik kazasına karıştığını, bu trafik kazasında davalının %100 tam ve asli kusurlu olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde dava dışı sigortalının aracında maddi zarar meydana geldiğini, bu kaza nedeniyle dava dışı sigortalı tarafından Müvekkili Şirket’e ihbar başvurusu gerçekleştirildiğini, yapılan inceleme neticesinde Müvekkili Şirket tarafından dava dışı sigortalıya 4.054,00 TL hasar tazminatı ödemesi gerçekleştirildiğini, yapılan hasar ödemesi sonrası dava dışı sigortalı tarafından —– — Mahkemesi nezdinde bir dava ikame edildiğini, — Mahkemesi’nde yapılan yargılamada ——–firma da davalı olarak gösterildiğini, Yargılama içerisinde ————— yönünden davadan feragat edildiğini, –Mahkemesi de bu durumu hüküm altına alarak, diğer davalı ——yönünden karar verdiğini, Davalı …’ın Türkiye Cumhuriyeti’nde ikamet ettiğinin tespit edilmesi üzerine icra işlemlerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları İçerisinde gerçekleştirilmesi zorunluluğu doğduğunu, — — Mahkemesi tarafından verilen karar, İstinaf süresi dolduğundan ve taraflarca hükme karşı istinaf yoluna başvurulmadığından 04.02.2020 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen ilamın Türkiye Cumhuriyeti makamları tarafından da geçerli kılınması için —————Arasında Hukuki, Ticari ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma, Tanıma veTenfiz, Suçluların Geri Verilmesi ve Hükümlülerin Nakli Sözleşmesi gereği tanınması ve tenfizini talep etme zorunluluğunun doğduğunu, 5718 sayılı MÖHUK m. 52/1 “Kararın tenfiz edilmesinde hukukî yaran bulunan herkes tenfiz isteminde bulunabilir” hükmü gereği yabancı mahkemeler tarafından verilen bir kararın Türk Mahkemeleri nezdinde tanınması için davaya taraf olma zorunluluğu bulunmamakta olup, hukuki yarar olmasının yeterli olduğunu,—-Mahkemeleri nezdinde— mevzuatı gereği, bu gibi rücu davalarında sigorta şirketleri davada taraf olamadığını, bu nedenle tanınması ve tenfizine karar verilmesi talep edilen kararda dava dışı sigortalı davacı sıfatına haiz olduğunu ancak söz konusu dava dilekçesinde de belirtildiği gibi dava dışı sigortalı meydana gelen kaza ile ilgili rücu dahil tüm haklarını Müvekkili Şirket’e devrettiğini, bu nedenle Müvekkilimiz Şirket’in söz konusu kararın tanınıp tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmişmiştir.
Davalı …— usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,—- Mahkemesi tarafından verilen —– verme tarihli — hazırlanma tarihli kararın tanınması ve tenfizine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevine giren işler dışında kalan uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen veya kendi özel kanunlarında mutlak ticari dava olduğu belirtilen ve bu sebeple ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır.
Tanıma ve tenfiz kararına konu yabancı mahkeme kararının davacısı —–davalısı ise ..———.Eldeki dosyada tanıma ve tenfiz talep eden davacı … (esas davacının haklarına halef olarak) ,davalı ——-…—–.Halefiyete dayalı olarak tanıma ve tenfiz talep eden sigortanın sigortalısının tacir olmadığı;tanıma ve tenfiz talep edilen kararın trafik kazası nedeniyle tazminat bedeline ilişkin olduğu,eldeki dosya davalısının da tacir olmadığı gözetildiğinde;tanıma ve tenfiz davalarının mutlak ticari dava olmadığı,yukarıda belirtilen gerekçeler nedeniyle iş bu davanın nispi ticari dava da olmadığı gözetilerek görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmış ve bu yönde görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ —— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.