Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/623 E. 2022/613 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/623 Esas
KARAR NO : 2022/613

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle;Müvekkilin davalıya ait —– —- kapsamında—–sözleşme kapsamında üstlendiğini, sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirildiğini, bu kapsamda davalı adına toplamda —- tutarlı fatura düzenlendiğini, faturanın davalıya teslim edildiğini ve itiraz edilmediğini, davalının—- ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat davalının takibe itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davacı arasında—- konulu sözleşme akdedildiğini, işin sonlarına doğru — tarihinde ara hesap yapıldığını, bu hususun tutanak altına alındığını, tutanakta davacının keseceği fatura toplamının — olacağının belirtildiği, zira %6’ya—– — bulunduğunu, bu tutanağa göre davacı alacağının — olduğu, tarafların bu hususta mutabık kaldığını, buna rağmen davacının—- tutarlı fatura düzenlediğini, faturanın müvekkile tebliğ edilmediğini, davacı adına —-tutarlı iade faturası düzenlendiğini, zira anılan tutar kadar işin—- yapıldığını ve tutarın bu firmaya ödendiğini, sahada kati hesap çıkarıldığını ve davacının bu hesaba da itiraz etmediğini beyan ederek davanın reddi ile davacının %20’den az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesini talep etmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;”Davacının İşletme Defteri esasına göre faaliyette bulunduğu, bu kapsamda mahkeme salonunda yapılan incelemede —- alınan işletme defterinin ibraz edildiği, defterin usulüne uygun olarak tutulduğunun görüldüğü, Davalı—- Vergi Usul Kanunun 183-184-185 maddeleri ve 6102 Sayılı TTK’nın 64.maddesinde belirtilen usul ve esaslara uygun olarak tutulduğu, kayıtların usulüne uygun olarak gerçekleştirildiği, Vergi Usul Kanunu 223-224-225 maddeleri ile TTK’nın ilgili hükümlerine uygun olarak noter açılış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve dolayısıyla ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğu, —- itibariyle davacı nezdinde davalının —- borçlu olarak göründüğü, buna karşın dava dilekçesinde davalıdan olan bakiye alacağın —olarak beyan edildiği, aradaki 100.014,78 TL tutarlı farkın sebebinin davacının davalıdan aldığı çeklerden birini dosyaya ibraz etmemesinden kaynaklandığı hususunun anlaşıldığı,.—- tarihi itibariyle davalı nezdinde davacının —- borçlu, davacı adına düzenlenen — tutarlı iade faturasının da dikkate alınması halinde ise — tarihi itibariyle davalı nezdinde davacının —borçlu olarak göründüğü, bu itibarla tarafların ticari defterlerde yer alan tutarlar üzerinde mutabık kalmadığının anlaşıldığı, Davalının davacı—- tarihinden sonra düzenlediği 123.000,00 TL tutarlı iade faturasının davacı tarafından —- —-ile ilgili bedel talebinin, dosyada bulunan veriler kapsamında- yapılan ölçümlere uygun olmadığı, Dosyada bulunan belgelerden, taraflar arasında akdedilen bir hakediş olmadığı; Davacının talep ettiği bedelin mevcut bilgilere göre fazla olduğu, Taraflar arasında mutabakat sağlanan kati hesabın yapılmadığının anlaşıldığı,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR:Bilirkişi raporunda özetle;”Belgelerin —– sonucunda elde edilen—– İnceleme konusu belgelerde—- atılan imzalar —– karşılaştırma belgelerindeki imzaları — tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki uygunluk ve benzerlikler nedeni ile,—- tarihli tutanak başlıklı belge ve ekinde bulunan — imzaların,—ürünü olduğu” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR:Bilirkişi ek raporunda özetle; “Detaylıca belirttiğimiz incelemeler ve tespitler sonucunda dava dosyasına konu olan somut olayda tespit edilen durumların yukarıda belirtilen gibi olduğu, bu belirtilen durumlara göre; İşbu raporun —— kısmında ayrıntılarıyla yer verildiği üzere teknik tespitlerle ilgili kök raporda değişikliğe gidilecek herhangi bir hususun bulunmadığı, Davacının—- kırılması ve yapılan — ilişkin kök rapora itirazlarının heyetimizin görev alanı dışında kaldığı, Davacının davalı adına — adet karşılığı toplamda —- tutarlı satış faturası düzenlediği, ilgili faturaların davalı nezdinde usulüne uygun olarak kayıtlı bulunduğu, faturalara istinaden davalının —— tutarlı iade faturasının davacıya — tarihinde noter aracılığıyla gönderildiği, bu itibarla davalının düzenlediği iade faturasının 8 günlük itiraz süresini aşar şekilde düzenlendiği, davacının da —- noter ihtarnamesi aracılığıyla iade faturasına itiraz ettiği, Davalının dava dışı —- ilişkin fatura aldığı, fatura bedelinin tamamının banka kanalıyla ödendiği, ilgili faturanın huzurdaki dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olup olmadığı hususunda net sonuca gidilemediği zira dava konusu işin —- ibaret olduğu, bu minvalde — alınan faturaya konu işin huzurdaki dava ile ilgili olup olmadığı hususundaki nihai değerlendirmenin Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Davalının, “davacının cüzi bir alacağı mevcuttur” yönündeki beyanının davacı adına düzenlenen — tarihli iade faturasından—— hesap bakiyesine ait olduğunun anlaşıldığı, davalının 8 günlük itiraz süresine uymadan düzenlediği iade faturasının Sayın Mahkemece benimsenmemesi halinde davacının — alacağının davalı ticari defterlerinde teyit edildiği sonucuna gidileceği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın———–, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan sulh dilekçesinde özetle; Davalı yan ile sulh olunmuş olup esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği ayrıca karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadıklarını talep etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinde; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmüştür. Yargılama giderleri yönünden ise HMK 331/1 maddesi gereğince yapılan değerlendirmede tarafların karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmaması hususu nazara alınarak aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl alacağa ilişkin davanın konusuz kalması nedeniyle ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Taraf vekillerinin karşılıklı olarak vekalet ücretine yönelik talepleri nazara alınarak vekalet ücreti hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına,
3-Sulhun ilk celseden sonra yapıldığı anlaşıldığından Harçlar Kanunun 22. Maddesi uyarınca alınması gereken 53,8‬0 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.485,54 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.431,74‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
4-Yapılan masrafların masrafı yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
6-Vekalet ücreti talep edilmediği için bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7—— ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair; tarafların yokluğunda incelenen dosya üzerinden tebliğden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.