Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/609 E. 2021/887 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/609 Esas
KARAR NO : 2021/887

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2020
KARAR TARİHİ : 02/12/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 17.12.2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ——– seyahat firması olduğunu, davalı/borçlu——– tarihinde “Sözleşme” akdedilmiştir. (EK-İ: 01. 06.2017 tarihli sözleşme) Bu sözleşme, müvekkil şirketinin ilgili kuruluşlar tarafından kullanılmak üzere yetkilendirdiği ve ——– kullanılması için sözleşme süresince ——–yetkilendirilmesi ile bu hususta—— —-sağlanması ve buna ilişkin hal ve yükümlülükleri içerdiğini, taraflar arasında imzalanan bu Sözleşme’nin 5.Maddesinde düzenlenen “Sözleşme bedeli ve Ödemeler” başlıklı düzenlemenin 5.3. maddesinde, yapılacak geç ödemeler için vade farkı uygulanacağı açıkça belirtilmiş olup bu husus sözleşme kapsamında tarafların kabulünde olduğunu, İşbu madde çerçevesinde kesilen 100.419,76 TL tutarındaki vade farkı faturası uyarınca müvekkil şirketin davalıdan alacağı bulunmakta olduğunu, taraflar arasında imzalanan bu sözleşmenin 5.Maddesinde düzenlenen “Sözleşme bedeli ve Ödemeler” başlıklı düzenlemenin 5.3. maddesi, “Ayrıca bu süreleri aşan gecikmelere aylık %61,5 vade farkı uygulanır. Bu uygulama yukarıda yazılı ödeme sürelerinin geçme tarihi itibarı ile yapılır.”—- vade farkının doğduğu fatura listesini ve faturaları işbu dilekçe ekinde Sayın Mahkeme’ye sunulduğunu (EK-3: VADE farkının doğduğu fatura listesi ve faturalar)vade farkının doğduğu faturaların ödenmesi için, davalı ile pek çok görüşme yapılmış ise de ödemeyi geciktirmek adına davalı tarafça, mutabakat sırasında kötü niyetle hareket edilerek sıkça sorun çıkarılmış ve vade farkının doğduğu faturalar, davalı tarafça vade tarihinden çok sonra ödendiğini, ancak ne var ki işbu fatura alacağı karşı tarafça kabul edilemeyerek müvekkil şirkete iade edilmiş; müvekkil şirket —- numarası ile davalı tarafça kesilen iade faturasına itiraz edildiğini, bu kapsamda takip konusunu fatura tutarlarının vade farkına ilişkin olduğu sabit olup müvekkil şirketin, davalı/borçlu şirketten hiçbir hak ve alacağı bulunmadığı yönündeki beyanı gerçeğe aykırı olduğu, bundan dolayı itirazın iptali istemiyle dava açma zorunluluğu hasıl olduğu, Yukardaki açıklanan nedenlerle fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla;—- dosyasına davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile asıl alacağa davalının temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren reeskont avans faizi işletilmesine, takibin devamını, Davalı/borçlu tarafın itirazı haksız ve kötü niyetli olduğundan, dava konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemelerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı/borçlu şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacılar arasında —- tarihine kadar geçerli olmak üzere “İşbirliği Sözleşmesi” akdedilmiş olup yine bu sözleşmeye ek olarak taraflar arasında müvekkil şirketin — ile davacı şirketin anlaşma yaptığı firmalardan doğacak gelir paylaşımına ——– sözleşme kapsamında sözleşme süresince müvekkil şirket bütün taahhütlerini yerine getirmiş olmasına rağmen davacı ————nezdinde müvekkil şirketi kötüleyici girişimlerde bulunduğunu, davacı şirketin bu olumsuz tavırları nedeniyle sözleşmenin 10.Maddesi kapsamında 31.12.2018 tarihinde sona eren “— yenilenmeyip taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapılarak alacak — borç ilişkisi bu şekilde sona erdirildiğini, Taraflar arasındaki sözleşmenin mutabakat ile sona etmesi neticesinde düzenlenen sözde “vade farkı faturası” hukuka aykırı olup müvekkil şirketin, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, zira ekte sunulan 31.03.2019 tarihli mutabakat incelendiğinde her iki tarafın da “—- bakiyesi konusunda mutabık olduklarını görülmekte olduğunu, dolaysıyla taraflar arsındaki ——–sona erdiği, bu tarihten sonra ticari ilişkinin mevcut olmadığını, yine taraflar arasında düzenlenen —- davacının dava konusu “—- yönelik herhangi bir ihtirazı kaydının bulunmadığı dikkate alındığında, —-kaynaklı alacağının olduğunu kabul etmek mümkün olmayıp davanın reddi gerekmekte olduğunu, faturanın düzenlendiği— taraflar arsındaki sözleşmenin çoktan sona erdiğini, davacı aleyhinde —- olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekmekte olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle; Davacı tarafından davasının açıklanması halinde ek cevap ve ek delil sunma hakkı saklı kalmak kaydıyla; haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddine. davacı yanca kötü niyetli olarak icra takibi yapılmış— üzere kötü niyetli tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,vade farkı faturasına dayalı —-sayılı dosyasına yapılan itiraza ilişkin açılan itiraz iptali davasıdır.
——- esas sayılı takip dosyası uyap sistemi üzerinden dosya içerisine alındığı görüldü.
04.03.2021 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişi ile nitelikli hesaplama alanında uzman bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 25.05.2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;” Taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmediği, davacı——–usulüne uygun olarak tutulduğu kendi lehlerine delil olarak kabul edilebileceği, davacının defter kayıtlarına göre Davacının Davalıdan —–alacaklı olduğu, davalının defter kayıtlarına göre Davacının ——, davacı tarafından düzenlenen vade farkı faturasının hukuka uygunluğunun, faturada belirtilmiş miktarın gerçeğe uygunluğunun nihai takdiri sayın mahkemenizin olmakla birlikte, davacının düzenlemiş olduğu vade farkı faturasını geçersiz kılacak herhangi bir bulgu yahut delile rastlanmadığı “şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Mahkememiz tarafından—- tarihli 3.celse ara kararında davacı vekilinin dava dilekçesi üçüncü sayfasında belirttiği ve ek 3 e eklediğini dile getirdiğini faturalar incelenmek suretiyle vade farkı bedelinin taraflar arasındaki sözleşmenin 5.3 maddesine göre hesaplanması için ek rapor alınmasına karar verilmiş ve 11.11.2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle; Davacı firmanın Davalı firmaya karşı olan vade farkı alacağı hesaplanmış —-edilmiştir.şeklinde rapor tanzim ederek raporu mahkememize sundukları görülmüştür.
Uyuşmazlığın çözümü için vade farkının ne anlama geldiğinin tartışılması gereklidir. Vade farkı; alacaklının gecikmeden kaynaklanan zararını karşılamayı amaçlar. Temerrüt faizinde olduğu gibi alacaklının uğradığı zararı telafi eder fonksiyonu ile temerrüt faizine benzerlik göstermekte ise de kendine özgü yapısı ile temerrüt faizinden farklılık arz eder. Vade farkı, mal ve hizmet satın alınmasına ilişkin sözleşmelerde taraflarca kararlaştırılan ve —- —- başlayarak fiili ödeme tarihinde mal ve hizmet bedeline ekleme yapılmak suretiyle alacağın ulaştığı bedeli ifade eder. —- uygulanabilmesi için tarafların bu yönde uzlaşmış olmaları şarttır. Sözleşmeyle kararlaştırılmamışsa bile taraflar arasında bu yönde uygulamaya ilişkin teamül bulunması halinde de vade farkı uygulanması söz konusu olabilir.
Eldeki dosya açısından yapılan incelemede taraflar arasındaki sözleşmenin 5.3 maddesinde vade farkının uygulanacağı beliritlmiştir.Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca vade farkı talep edilebilir olarak düşünülebilirse de dosyaya sunulan mutabakatı incelemek elzemdir.Taraflar arasındaki sözleşmenin—- olduğu,taraflar arasında —– mutabakat yapıldığı ve borç miktarının —- olarak belirlendiği,01/02/2019 tarihinde ilk mutabakatta belirlenen miktarın davalı tarafından ödendiği,yapılan mutabakat sonrası —– tarihinde —- yapıldığı ve borç miktarının —- olarak anlaşıldığı görülmüş ve mutabakata herhangi bir ihtirazi kaydın görülmediği anlaşılmıştır.Yine vade —– olduğu görülmekle ,borcun kalmadığına ilişkin yapılan mutabakattan 5 ay sonra vade farkı faturasının kesildiği,bu yönüyle 31/03/2019 tarihi itibariyle taraflar arasında alacak-borç ilişkisi kalmadığına————-farkı faturası nedeniyle davacının talepte bulunamayacağı kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında mutabakat bulunması ve mutabakattan 5 ay sonra vade farkı faturasının kesilmesi nedeniyle davacının kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın REDDİNE,
2-102.323,27 TL üzerinden hesaplanacak %20 kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
3-Peşin alınan 1747,43 TL harçtan, alınması gerekli 59,30 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.688,13 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
5-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7——davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.