Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/602 Esas
KARAR NO: 2022/11
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ: 16/12/2020
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- arasında aktedilen —– istinaden adı geçen firmaya—- açıldığı ve kullandırıldığı, diğer davalıların ise sözleşmeyi müteselsil kefil olarak imzaladığı, sözleşme hükümlerine uymayan borçluların sözleşmesi feshedilerek, — ihtarnamesi ile söz konusu borcun ödenmesi gerektiğinin borçluya bildirildiği, ihtara rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular ——–dosyası ile asıl alacağın ferileriyle birlikte tahsili için ilamsız icra takibine başlatıldığını, Davalıların bankaya olan borçları devam etmekte olup asıl alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla açılan icra takibinde talep edilen faizlerin tamamen usul ve yasaya Uygun olduğu, Açıkladıkları nedenlere, itirazın iptaline, haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi gerektiği” iddiasında bulunmuştur.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takibe bağlılık ilkesinin geçerli olduğu işbu itirazın iptali davasında, icra takibinde yer almayan bir belgenin delil olarak gösterilmesinin mümkün olmadığı, Müteselsil kefalet şartları gerçekleşmediğinden Müvekkilleri —– kefil olmasının hukuken mümkün olmadığı. dava dilekçesine ek olarak sunulan —— ödeme planında kanunen bulunması zorunlu olan kefalet şartlarının mevcut olmadığı. TBK 83/1 Maddesine göre; ” Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmünü ihtiva etmekte olduğunu, dava dilekçesine ek olarak sunuları sözleşmenin genel işlem koşulları hükümlerine haiz olduğu, faiz oranlarının da fahiş olduğu. TBK 120 Maddesi gereği faiz uygulanması gerektiği, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —-tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacı —- söz konusu sözleşmede, Müteselsil kefil olarak —- kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyla kefalet imzalarının bulunduğu, davacı—- tarihi itibariyle — olan alacağının —- asıl alacak, — olarak hesaplanmakla birlikte — daha az akdi faiz talep edildiğinden; taleple bağlılık ilkesi gereği — asıl alacak,— olmak üzere toplam — olduğu, davacı bankanın ise takip talebinde gösterildiği şekilde; —asıl alacak, — temerrüt faizi, faizler üzerinden — talebinde bulunmuş olup, talebin tespitlerimi aşan kısmının yerinde olmadığı, davacı bankanın takip tarihi itibariyle davalı —- ihtarname masrafı olmak use — olarak hesaplanmakla birlikte Davacı — az akdi faiz talep edildiğinden; taleple bağlılık ilkesi gereği— gösterildiği şekilde —— olduğu, Davacı —– Davalı — ihtarname masrafı olmak üzere — olarak hesaplanmakla birlikte davacı bankaca daha az—-olduğu, davacı ——- tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar, davalı borçludan tabloda gösterildiği şekilde —– üzerinden;— asil alacak üzerinden —- temerrüt faizi ve faizin — edilebileceği, tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin —- takdirleri içinde kaldığı, sonucuna varmışlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava——- kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki akdi ilişki incelenmiş davacı banka ile davalı —- tarihinde —- imzalandığı, diğer davalılar — sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı anlaşılmıştır. Davalılar—–imzalandığı tarihte kredi asıl borçlusu şirket yetkilisi olduğu—– kayıtlarından anlaşılmıştır. TBK’nın 584. Maddesi gereği müteselsil kefil davalılar şirketin yetkilisi olduğundan eş rızasına gerek yoktur. Yapılan incelemede kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi raporunda hesap yöntemi ve içeriği emsal yüksek mahkeme kararlarına uygundur.
—- uygulamasında bankaların —- bildirdikleri ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir. O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar —- maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin %50 fazlası temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.
—— karar sayılı —- gereğince davacı bankanın alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranının davacı bankaca fiilen uygulanan faiz dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir. İspat yükü kendisinde olan davacı bankaya gönderilen muhtıra ile talep edilmesine ve bildirmediği takdirde dosyanın mevcut halindeki bilgi ve belgelere göre karar verileceği belirtilmesine rağmen temerrüt tarihi itibarıyle fiilen uygulanan en yüksek ticari faiz oranını — belgelendirmediğinden sözleşme hükümlerindeki temerrüt faizinin hesaplanmasının mümkün olmadığı ..” belirtmiştir.
—-dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması—–hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Davacı banka cari hesap çalıştırılan ticari kredilere fiilen uygulanmakta olan akdi faiz oranının — oranında olduğunun bilirkişi tarafından tespit edildiği, böylece muacceliyet tarihinde fiilen uygulanan en yüksek faiz oranı olarak — olduğu davacı bankanın takip talebinde de bu orandan faiz talep ettiği görülmüştür. Davacı bankanın takibindeki talebi emsal içtihatlara ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygundur.
—- bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı banka ile —-imzalandığı, Borçlu şirkete kredi kartı tahsisi yapılmış, sözleşme kapsamında davacı banka ile davalı şirket arasında ticari ilişki doğduğu, davalı kefil —– müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, TBK Madde 583. Ve 584. hükmü kapsamında kefaletin geçerliliği noktasında yapılan değerlendirmede yasaya uygun olarak kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla/bu anlama gelen ibarenin yazılı olduğu ve kefillerin kendi el yazısı ile imzalanan sözleşme şartlarında tarafların mutabık kaldıklarını bildirdiği, davalı kefillerin sözleşmenin akdedildiği tarihte şirket yetkilisi olduğu,—- yevmiye nolu ihtarnamesi ile hesabın kat edildiği, bilirkişi— tarafından düzenlenen denetime elverişli bilirkişi raporuna göre, hesabın kat edilmesi ile tüm banka alacağının muaccel hale geldiği, ihtarnamenin asıl borçlu şirkete sözleşmede olan adresine gönderilen ihtarnamenin muhatap işyerinin adresten taşındığından bahisle iade döndüğü, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddeleri nazara alındığında tebliğin yapılmış sayıldığı, davalı şirketin verilen — günlük mehil süresinin hitamı olan —tarih itibari ile temerrüdün gerçekleşmiş olduğu, davalı müteselsil kefil —- tarihinde tebliğin yapıldığı, verilen — günlük sürenin ve araya hafta sonunun girmesi neticesinde davalı— tarihinde temerrüde düştüğü, asil borçlu şirket bakımından ise — tarihinde temerrüde düştüğü diğer müteselsil borçlu —- çıkarılan tebliğin iade döndüğü, borçlu —- temerrüdün takip tarihi itibariyle gerçekleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
—- kaynaklı alacak bakımından davalı şirketten —– alacak tutarının olduğu,
— kaynaklı alacak bakımından davalı müteselsil kefil borçlu——- alacak tutarının olduğu,
— kaynaklı alacak bakımından davalı müteselsil kefil borçlu —- alacak tutarının olduğu,
Takip tarihinden sonra —- kaynaklı asıl alacak bakımından —- oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği;
—- oranında temerrüt faizi uygulanması gerektiği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve şartları oluştuğu için davalılar aleyhine asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Davanın KISMEN KABULÜ ile ;
2-Davalı —- sayılı dosyasına yaptığı itirazların iptali ile;
3- Takibin —- yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
4-Davalı müteselsil kefil borçlu —- yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
5-Davalı müteselsil kefil borçlu —- yönünden iptaline, takibin bu şekilde devamına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
6-Davalıların likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak — üzerinden hesaplanan %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
7-Borç tamamen ödeninceye kadar davalılardan —-uygulanmasına,
8-Borç tamamen ödeninceye kadar davalılardan — uygulanmasına,
9-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan — karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
10—- oranına göre hesaplanan — davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Davalılar tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Arabuluculuk ücreti 1.360,00 TL’nin kabul oranına 1.346,40 TL’sinin göre davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
13-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin red oranına 13,60 TL’sinin göre davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
14-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
15-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 33.126,37 TL vekâlet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
16-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 1.878,40 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yokluklarında verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/01/2022