Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/6 E. 2021/709 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2020/6 Esas
KARAR NO: 2021/709
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/02/2020
KARAR TARİHİ: 06/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —-adına krediler açılıp kullandırıldığını, diğer davalılar—— borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını,kredi borçlusu ve kefillere——— sayılı hesap kat ihtarnamesiyle borcun ödenmesi ihtar edilse de ihtar sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine—– aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılar vekili tarafından —– dilekçesi ile borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini yapılan bu itiraz ile takip durduğu ve müvekkili bankanın alacağını tahsil edemediğini, yukarıda açıklanan nedenler ve yargılama sırasında ortaya çıkacak ve res ‘en dikkate alınacak sair nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçluların usul ve yasaya aykırı haksız itirazının iptali ile duran takibin devamına, borçlular aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı borçlulara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun olarak tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, Davalılar tarafından davaya cevap dilekçesi verilmemiş olup; Takibe karşı verilen itiraz dilekçelerinde özetle ; icra takibine borç ve ferilerine itirazlarının kabulü ile itirazın durdurulmasını talep ettikleri görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava —– kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalıların yaptığı itirazının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki incelenmiş davacı banka ile davalılardan kredi asıl borçlusu şirket arasında ————–imzalandığı, davalılarca kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacaklı banka tarafından kredi hesabının kat edilip icra takibine başlandığı anlaşılmıştır. Davalılara ihtarnamenin— tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen — günlük sürenin hitamında temerrüdün — tarihinde gerçekleştiği anlaşılmıştır. Davalılar—– müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladıkları, kefillerin davalı şirket yetkilisi oldukları, kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı bankanın icra takibind—-oranında temerrüt faizi talep ettiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin———–hesaplanmaktadır. Davacı banka icra takibinde bu oran üzerinden faiz istediğinden talebi usul ve yasaya ve sözleşme hükümlerine uygundur.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Yapılan incelemede davacı banka tarafından kredi asıl borçlusuna kullandırılan —- tutarlı kredinin ilk —–kalan taksitlerin ödenmediği hesap ekstresinden anlaşılmıştır.
———- sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..—— hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Hesap yöntemi ve içerik olarak denetime uygun bulunan —- tarihli bilirkişi raporundan davacı bankanın davalılardan——– ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere—-alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Davalı kredi asıl borçlusu şirket lehine ———– Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir. ” hükmünü getirmiştir. İpoteğin kredi borcunu karşılamayacağı açık olup ipotek miktarını aşan kısım için davacı bankanın haciz yolu ile takibe girişmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. ——— göre — anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Söz konusu ipotek bedeli tahsil edilse dahi davacı bankanın takip masrafları,vekalet ücreti ve masraflar çıktığında o dosyadan davalı şirketten tahsil edebileceği miktar —- Kredi asıl borçlusunun bu nedenle sorumluluğu —– sınırlıdır. Söz konusu ipoteğin asıl kredi borçlusunun borçlarını teminen verildiği kefelet borçlarını kapsamadığı anlaşılmıştır. Kefiller borcun tamamından sorumludur.
Davacı banka icra takibinde ——— deposunu talep etmiştir.
————-raporları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğu, —– yönünden müteselsil kefilin depo ile sorumlu tutulması yönünde hüküm bulunmadığı, bu nedenle—–alacak miktarının icra inkar tazminatına esas alınamayacağı, icra takibinden sonra, ———- itirazın iptali davasında dava tarihine kadar yapılan ödemeler nazara alınmak sureti ile inkar tazminatına dava tarihindeki alacağın esas alınması yönündeki içtihatları gözetildiğinde, dava tarihinden önce iade edilen teminat mektubunun iş bu itirazın iptali davasına konu edilmesinde davacının hukuki yararının bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” belirtmiştir. —— toplamı üzerinden tek vekalet ücreti verilmesi hatalı olmakla birlikte davacı yanın bu yönde istinafı olmayıp, uygulama şekli açısından davalılar yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan aynı yönde uygulama yapılmıştır. ” belirtmiştir.—— deposu yönünden maktu harç ve maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir.————— temyizine gelince davalılar hakkında açılan dava gayrınakdi alacağa yönelik olup, alacak yargılama devam ederken —– tarihinde nakde dönüştüğünden, nakit alacak olarak tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da, gayrınakdi alacaklar yönünden alacaklı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden ve ayrıca sorumlu olmadıkları alacak tutarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. ” belirtmiştir.
——– davalı müteselsil kefilin sorumlu olabilmesi için —- da belirtildiği üzere —-taraflar arasında düzenlenen kefalet sözleşmesinde bu hususta açık bir hüküm bulunması gerekir.” belirtmiştir.
5941 sayılı Çek kanunun 3. Maddesi ” – (1) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1) Çek bedeli — —-
2) Çek bedeli —-
b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1) Çek bedeli —-altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli —üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak —- ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir —— hükmündedir…” hükmünü düzenlemiştir.
———yönünden depo ile sorumlu tutulması yönünde hüküm bulunmadığı taktirde kefilin depo’dan sorumlu tutulması mümkün değildir. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi incelenmiş kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerin çek garanti tutarlarından ——-sorumlu oldukları ,temerrüdü düzenleyen—- maddesinde ” müşteri ve müteselsil kefiller geri ödeme planı kararlaştırılmış olan kredilerde geri ödeme planında yer alan tutarları, yine bu planda gösterilen vadelerde ödeyeceklerini—–maddeye göre temerrüt faizi işletileceğini ve Bankanın kendilerinin vadesi gelmiş olsun olmasın diğer kredilerin de tamamını veya bir kısmını kapayarak gayrınakit kredilerin ise depo edilmesini talep ederek yasal takibe geçmeye yetkili olduğunu peşinen kabul ve beyan ederler” hükmü bulunduğu, dolayısı ile kefillerin çek garanti bedelleri olan gayrınakit bu alacakların deposundan sorumlu tutulamasının da sözleşme hükümlerine göre mümkün ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, denetime el verişli bulunan bilirkişi raporu ile yukarıda yapılan tüm hukuki açıklamalar, nitelendirmeler kapsamında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan davalılar nakit alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş, gayrınakit alacak için depo kararı verilmiş,yukarıda atıf yapılan yüksek mahkeme kararları gereği gayrınakdi alacak için maktu harç ve maktu vekalet ücreti alınmış davalı taraflar arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından ——–uyarınca davalılar yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
1—– dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
Davalıların—- üzerinden iptaline,——
2- Likit asıl alacağa yapılan haksız itiraz nedeni ile asıl alacak —- icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine ——–
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık—Temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden—- işletilmesine,
4-Deposu talep edilen gayrınakdi ——–gayrinakdi alacağın davacı bankanın—- gelir getirmeyen bir hesapta depo edilmesine,
5-Kabul edilen —- alacak yönünden alınması gereken 59,30 TL maktu harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6- Kabul edilen nakit alacaklar yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 25.721,82 TL nispi harçtan peşin alınan —–mahsubu ile bakiye kalan 20.927,98 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine——— sınırlı olmak üzere)
7-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 4.793,84 TL nispi harç olmak üzere toplam 4.848,24 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 308,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.558,00 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,———-
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10- Nakit alacaklar yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Trf.’nin 13. Maddesi gereği 34.808,18 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine,——-
11-Kabul edilen gayrınakit alacak yönünden Karar tarihinde yürürlükte bulunan Av. Asg. Üc. Tarifesi gereği 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
12-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
13———–bütçesinden karşılanan Arabulucuk ücreti olan 1.360,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle,——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.. 06/10/2021