Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/58 E. 2020/528 K. 17.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/58 Esas
KARAR NO : 2020/528

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 28/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili 17/09/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı ——- müvekkili … adına ——- düzenlendiğini, poliçe koruması devam ederken müvekkilinin 13/03/2016 tarihinde ateşli silahla yaralandıını, müvekkili yaralayan şahıs—— aleyhine Ankara —-. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ————- tarihli kararıyla neticeten 10 ay hapis ve 500 TL adli para cezasına hükmedildiğini, tamamen isteği dışında yaşadığı bu müessif silahlı saldırıdan müvekkilin 9 ay boyunca işgöremezlik durumuyla karşı karşıya kalmasına neden olduğunu, bunun üzerine davalı —–maluliyet raporunun geç çıkmasına bağlı olarak ancak—- tarihinde yazılı olarak tazminat istemiyle başvurduğunu, davalı şirket tarafından 18/02/2019 tarihinde haksız olarak bu taleplerine red cevabı verildiğini, arabuluculuk görüşmesinin 18/02/2020 tarihinde anlaşamamazlıkla sonuçlandığını, müvekkilden haksız yere tahsil edilen sigorta primlerinin faiziyle birlikte iade olunmasını ve müvekkilinin hak ettiği toplam azami tazminat bedellerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının——- tarihli talebi üzerine sigortalının dosyanın incelendiğine kaza tarihinden itibaren 2 yıl geçmesi, ferdi kaza sigortası genel şartları gereğince engelli sağlık kurulu raporunun kaza tarihinden 2 yıl sonra verilmesi durumunda kabul edilmemesi nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verildiğini, red kararının davacıya 30/01/2019 tarihinde iletildiğini, sigortalının vefat tarihinin 11/10/2013 olduğunu, kanunda sayılan iki yıllık süre dolduğunu, davaya ilişkin tüm taleplerin zamanaşımına uğradığını beyan ile haksız davanın reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, —– dayalı alacak istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç Başlıklı 1. maddesinde Kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; “kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”; tüketici ise “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi” ifade etmektedir. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi”, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukukî işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde “tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de “taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayımızda davacı,davalı şirket ile akdettikleri —–poliçesine dayanarak eldeki davayı açmıştır.Davanın dayanağı —— sözleşmesidir —- sözleşmelerinin, niteliği gereği sigortalı tarafın mesleği ne olursa olsun (tacir, esnaf, işçi, memur vs.) gerçek kişi ve tüketici olması dışında bir seçenek yoktur.Kaldı ki ———- yazılan müzekkereye verilen cevap sonucunda davacının tacir olmadığı da anlaşılmıştır. 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesindeki düzenlemede belirtildiği üzere,davacı tüketici konumunda olup davalı sigorta şirketi ile aralarında akdedilen sigorta sözleşmesi de bir tüketici işlemi olmasından dolayı, tüketici işleminden kaynaklanan bu uyuşmazlığa bakma görevi anılan kanunun 3, 73/1 ve 83/2. maddeleri uyarınca tüketici mahkemesine ait bulunmaktadır.Nitekim İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-.Hukuk Dairesinin ——–Sayılı kararı da bu yöndedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;Davacı ve davalı arasında Sigortadan kaynaklı tüketici sözleşmesi olduğu görülmüştür.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tüketici hakkında öncelikli uygulanması gereken özel nitelikteki 6502 sayılı TKHK uyarınca uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, görevin tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin olması nedeniyle tüketici mahkemesine (TKHK m.73) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin 2 hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli NÖBETÇİ İstanbul Anadolu Tüketici MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı