Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/572 E. 2021/746 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/572 Esas
KARAR NO : 2021/746

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri …, … aleyhine —-sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe ilişkin ödeme emrinin müvekkillerine 15/02/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, konu icra takibinde ——— ödeme tarihli bonoların dayanak olarak gösterildiğini fakat konu icra takibine dayanak teşkil eden bonolara elde olmayan sebeplerden ötürü itiraz süresi geçmiş olduğunu, taraflarınca ödenen söz konusu senetlerin borcunun söz konusu takibin başlatılmasından önce senet alacaklılarına ödenmiş olduğunu, tüm bu verilerle, menfi tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunduğunun açık olduğunu, davalarının kabulü gerekmekte olduğunun, icra takibine konu edilen; —- ait borçların tamamının müvekkillerine ait olmadığının, —-sayılı takip dosyası ile müvekkil aleyhine devam eden takibin teminatsız olarak dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, eğer ki mahkememiz aksi kanaatte olur ise mahkememizin belirleyeceği teminat miktarının taraflarınca yatırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilin —-dosyası ile devam eden icra takibine konu edilen bonolar ile ilgili olarak borçlu olmadığının tespitine, davalı alacaklının haksız ve kötü niyetli olduğu açık olduğundan iik madde 72/5 hükmü uyarınca müvekkil lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilerinin davalı ile aralarında ticari münasebet bulunduğunu, taraflar arasında düzenlenen senetlere istinaden takip başlamadan önce davacıların davalıya borcunu ödediğini, bu nedenle davacıların davalıya —takip dosyasında borçu bulunmadığının tespiti ile takibin durdurulmasını talep ve dava edilmiştir.
Davalı yan cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı tarafından iş bu davanın açılma tarihi olan 02/12/2020 tarihinden önce davacılara yönelik —dosyası üzerinden12/02/2019 tarihinde icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
İİK 72. maddesinde; ” Borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir” hükmüne yer verilmiştir.
Dava, İİK 72. maddeye dayalı ve icra takibinden sonra açılmış olan MENFİ TESPİT davasıdır.
—– tediye ve ödeme tarihli, — tediye ve ödeme tarihli 4 adet bononun TTK hükümleri nezdinde geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Dava İİK 72 maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası niteliğinde olduğu, TMK 6. maddesi gereğince herkes iddiasının ispatla yükümlü olduğu, HMK 190. maddesi gereğince de ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafta olduğu, Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altında olduğu, kanuni karinenin aksini iddia edenin ispat etmesi gerektiği, somut olayda davacıların iddiasının senet üzerindeki bedel, vade, senet verilme nedeni ne ilişkin olmayıp, ödemenin yapıldığına dair olduğu, TTK 645 maddesi ile kıymetli evrakın tanımıda yapılmış olup, kayıtsız şartsız bir borcu ifade etmekle, içerdikleri hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemeyeceği, takibe konu bonoların kıymetli evrak niteliğinde olduğundan buna karşı ileri sürülebilecek iddia ve savunmaların da yazılı olması gerektiğinden ispatlanamayan davanın reddi gerekmiştir.
İİK 72/4. Maddesinde; “Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır” şeklinde düzenlemeye yer verildiği ancak 05/01/2021 tarihli mahkememizin ara kararı ile takibin durdurulmadığı, icra dairesinin ara kararımıza istinaden herhangi bir işlem yapmadığı anlaşılmakla davacı aleyhine tazminat hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatına yer olmadığına,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 308,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 249,36‬ TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan—- göre tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafça dosyaya yatırılan teminat ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
7—– ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı asil —– davacı vekilinin ve davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.