Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/571 E. 2021/227 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2020/571 Esas
KARAR NO : 2021/227

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı ile —– —-sözleşmesi yapıldığını, taraflar arasında ticari alım-satım sözleşmesi bulunduğunu bu kapsamında davacı tarafından müvekkil şirkete ürün ve hizmet satışının yapıldığını, 29.05.2020 tarihinde 34.215,00TL’lik ara hakedişi bulunduğundan davalıya bildirdiğini ve 20.000,00 TL ödendiğinden bakiye hakkedişinin ödenmediğini, bu sebeple —— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, açıklanan nedenlerle, fazlaya ilişkin talep ve hakların saklı kalmak kaydıyla, davalının mal kaçırma ihtimali göz önüne alınarak adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının dava değeri miktarınca yatırılacak teminat mukabilinde ihtiyaten tedbir kararı verilmesini, davalarının kabul edilerek davalı—–icra dosyasına yapmış olduğu itirazının 17.104,79 TL yönünden iptaline ve takibin bu miktar yönünden devamına karar verilmesini, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle takibin devamına karar verilmesini, likit alacağa haksız ve kötü niyetli itiraz eden borçlu aleyhine 17.104,79 TL dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak üzere lehimize icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacının taraflar arasında bir ticari alım satım akdi bulunduğunu, müvekkile mal sattığı ve teslim ettiği iddiasına itiraz ederiz. HMK 200 ve devamı maddeleri uyarınca yazılı delil ile ispat etmek durumunda olduğunu, davacının iddiasını ispat edecek yazılı bir delil sunmadığını, davacı tarafın sözleşme gereği yapması gereken işleri yapmadığını, işlerin teslim süresinin uzatılmasını müvekkil şirketten talep ettiğini ve 03.07.2020 tarihinde taraflar arasında birlikte tutanak tutulduğunu, söz konusu tutanakta davacı şirket sözleşmede belirtilen işleri en geç 30.07.2020 tarihine kadar bitirerek müvekkil şirkete teslim edeceğini taahhüt etmiş ancak belirlenen sürede de sözleşme gereği yapması gereken işleri tamamlayamadığını, bu sebeple davacıya—– numaralı ihtarnamesi gönderildiğinin, dava konusu takibin—– taraflar arasında sözleşme bulunmakla birlikte taraflar arasındaki sözleşmenin 54. Maddesinde İstanbul Mahkemeleri ile İcra Dairelerinin yetkili olduğu kararlaştırıldığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere itirazın iptali davası takibin başlatıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiğini, arz ve izah edilen sebeplere binaen, cevap dilekçelerinin kabulüne, yetki itirazlarının kabulüne, davanın usulden, aski halde esastan reddine, fazlaya ilişkin haklarımızın saklı tutulmasına, kötü niyetli davacı hakkında %20’ den az olmayacak şekilde tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davalı vekili, icra takibinde yetkili icra dairesinin davalının yerleşim yerinin bulunduğu—- olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz etmiştir.
İtizarın iptali davasında, icra dairesinin yetkisi yanında mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiş olması halinde, öncelikli olarak icra dairesinin yetkisine itiraz incelenmelidir.—–
Öncelikle dava itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun —) şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur.—-
İlamsız icra takibinde takip borçlusunun yetkiye ve borca birlikte itirazı nedeniyle takibin durması ve takip alacaklısının takibin devamını sağlamak üzere İcra İflas Kanunu’nun 68 ve 69’uncu maddelerine göre icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını istemek yerine, aynı Kanunun 67’nci maddesi gereğince mahkemeye başvurarak itirazın iptalini istemesi durumunda, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisine yapılan itirazı İcra hukuk mahkemesinin yerine geçerek İcra İflas Kanunu 50’nci maddesi hükmü çevresinde inceleyerek sonuçlandırması gerekmektedir. İİK 50/2’nci maddesinde, Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır, icra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara zaptolunur, hükmü yer almaktadır.
—— sayılı Kararında belirtildiği üzere; itirazın iptali davasının görülebilmesi için öncelikle ortada takip hukuku kuralları çerçevesinde yasaya ve yöntemine uygun şekilde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunması gerekir. Bir icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan nitelikte bir icra takibinin varlığından söz edilemez.
Bu nedenle, itirazın iptali davasını gören mahkeme, öncelikle bu yönü inceleyip karara bağlamalıdır. Esasen, itirazın iptali davasına bakma yetkisi takibin yapıldığı yer mahkemesine ait olduğundan, mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik  itirazı  incelemesi  zorunludur.  Mahkeme  bu inceleme sonucunda kendisinin yetkili olup olmadığını da belirlemiş olacaktır. Yine, mahkemenin açıklanan yönde yapacağı inceleme ve değerlendirme bakımından kendi yetkisine yönelik bir itiraz bulunup bulunmaması da önem taşımaz. Kısaca, itirazın iptali davasını gören mahkeme, kendi yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, öncelikle icra dairesinin yetkisine ilişkin itirazı incelemek ve sonuçlandırmak zorundadır—-
İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkilidir.
6100 sayılı HMK’nın “yetki sözleşmesi” başlıklı 17. Maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş ve doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.”
Dosyaya kazandırılan ve taraflar arasında imzalanan ve ihtilafa konu işin temelini oluşturan —-, sözleşme ve ekleri ile diğer belgelerin uygulanmasından doğabilecek her türlü ihtilafların İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkilidir” hükmüne yer verildiği görülmüştür.
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Mahkemece HMK’nun ilgili Maddeleri gereğince, öncelikle yetki itirazı incelenerek karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Tarafların tacir olduğu, aralarında imzalanan akit ile mahkeme ve icra müdürlüklerine yönelik yetki sözleşmesi düzenledikleri, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin “İhtilafların Çözüm Şekli ve Yeri” başlıklı 54. Maddesi incelendiğinde yetkili — İcra Müdürlüklerini yetkili kıldıkları, buna rağmen icra takibinin —– İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, davalı tarafın açıkça icra dairesinin yetkisine itirazda bulunduğu, taraflar arasında akdedilen sözleşme nazara alındığında münhasır yetkili icra dairelerinin —– İcra Daireleri olduğunun anlaşıldığı, bu durumda, takibin yetki sözleşmesine istinade—- Müdürlüğünce yapılması gerektiği anlaşılmıştır. (İİKm.50; HMKm.17).
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuki nedenlerle, —-İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dilekçe ve dosyasının istem halinde yetkili — İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1——– yetkisizliği nedeniyle usule uygun yapılmış bir takip bulunmadığından dava dilekçesinin reddine, dilekçe ve dava dosyasının istem halinde yetkili —- İcra Müdürlüğüne gönderilmesine,
2-HMK m.20/1 uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde ve talep halinde dosyanın yetkili —— İcra Müdürlüğüne gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, (hakim bey icra müdürlüğüne gönderirken hukuk mahkemeleri tevzi bürosona gönderilmesine mi yazmam gerekir)
3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya yetkili mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; yetkili mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, —- Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davalı vekilinin yüzüne karşı davacı tarafın yokluğunda açıkça okunup usulen anlatıldı.