Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/564 E. 2022/195 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/564 Esas
KARAR NO : 2022/195

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 01/12/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Mümessillik Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin——- olduğunu,—– bilmediğini———- kurduğunu,—– % 50 hissesi ——— %40—— ,%10 hissesi de davalı/——– yapıldığını, davalı/borçlu … ,müvekkil şirketin ———- aksamaması için — yürütmek adına——- söyleyerek ——- yetkisini alarak, —- kaydettirdiğini, Müvekkili şirket ortağı davalıya —yetki verdiğini zannetmiş ise de davalıya şirketi temsilde tam yetki verdiğini şirket adına olan aracı kendisinin imzası olmadan sattığını öğrenince anladığını, davalı ———–satıp devretmesine rağmen, satışı muhasebeye bildirmediğini, bu sebepten dolayı davalı hakkında ———— bulunulduğunu, davalı —– —- bu dava konusu ———aracının satış ve devrinden elde edilen ödemenin müvekkili şirket hesabına ödenmemesinden kaynaklandığını, araç bedeli olan ücretinin ödenmesi için davalı ile görüşüldüğünü, görüşmeler sonuçsuz kalması neticesinde davalı—- —– başlandığını, takibe davalı tarafında itiraz edildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı tarafın icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu sebepten dolayı davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, haklı olan davanın kabulü ile ————- iptaline, alacağa işlemiş ve işleyecek ticari faiz ve masrafı ile birlikte tahsiline, takibin devamına, haksız ve kötüniyetli itirazda bulunan davalı/borçlu aleyhine alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin diğer ——– gerçeğe aykırı olduğunu, Söz ————- yapılan her işlemi ve şirket işleriyle ilgili toplantıların tamamını ————- hizmetiyle birlikte —– müvekkilin ————— bulunduğunu, —– dava dışı ———————- olan —— borcunu ödemek amacıyla şirkete devredildiğini, dolayısıyla——- üzere devredildiği iddiası gerçeğe aykırı olduğunu, ———-incelendiğinde ————– kesmediğini, herhangi bir gelir elde edemediğini,——— davacı ——— sermayesinin tamamını yitirdiğini —– geldiğini, —– ortağın —– arttırımına ———–aşamasında ———–olmak üzere işe—–olmaması sebebiyle çalışma süresi boyunca———yapılmadığını, ————-talep etmesi üzerine —–ortağı —-, herhangi bir ödeme yapılamayacağını belirtildiğini,——— aleyhine iş mahkemesinde dava açacağını ve ilgili —– şikayet edeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine müvekkili, —– ——— konusu aracı —– alacaklarına karşılık devrettiğini, müvekkilinin söz konusu aracın devri sebebiyle herhangi bir bedel tahsil etmediğini, davacı şirket açıkça kötü niyetli olup, haksız ve mesnetsiz davanın esastan reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı şirket adına tescilli olan aracın ——–hesaplarına aktarılmaması— davac—— tarafından başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava—– itibarı ile —— sorumluluğu —-nedenine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
——-dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK hükümleri arasında mülga TKK’nin 341. maddesi gibi açık bir düzenleme ——– birlikte 6102 sayılı TTK’nin 618/3-c maddesi ve 644. maddesi yollamasıyla 553. madde ve 408/1 ve 479/3-a maddelerindeki düzenlemeler karşısında ———–hakkında sorumluluk davası açılabilmesi için,——– alınması gereklidir.” ———- uyulmaması davanın hemen reddi sonucunu doğurmamalıdır. Ayrıca—- olayda davalı——-aleyhine sorumluluk davası açılması yönünde alınmış bir kararın olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Böyle bir kararın varlığı dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekir. Bu durum karşısında mahkemece, genel kurulda davalı hakkında dava açılması yönünde alınmış bir karar var ise ibrazının sağlanması, yoksa anılan eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa HMK’nın 54. maddesi uyarınca uygun süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken ..” belirtmiştir.— davacı vekiline bu hususta alınmış veya alınacak genel kurul kararını ibraz etmek üzere kesin süre verilmiş davacı yanca süresi —— etmiştir. Dava mahiyeti gereği yöneticinin sorumluluğuna dayalı bir dava olup mutlak ticari davadır ve mahkememiz görevlidir.—–
6102 sayılı TTK’nın 644. Maddesi ” (1) Aşağıda madde ———- ilişkin ———– uygulanır.
a) Belgelerin ve beyanların kanuna aykırılığına ilişkin 549 uncu; sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi hakkında 550 nci; —— dair 551 inci;—— ve ———- sorumluluğunu düzenleyen 553 üncü;—– sorumluluğuna ilişkin 554 ilâ 561 inci maddeler. ” hükmünü getirmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 553. Maddesi ” ) ——- ——- yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de —–karşı verdikleri zarardan sorumludurlar.
(2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, ——— görev ve yetkileri devralan kişilerin ——– göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar.
(3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü getirmiştir. Görüldüğü üzere 6102 sayılı TTK’nın 644. Maddesinin yollaması ile—-553. ——alanı bulmaktadır. Her ne kadar TTK 644 /1. Madde yollamasında sadece 553. Maddeyi ——- —– 553. Maddeyi————- olduğunu kabul etmekte zorunluluk vardır. ( ——-
TTK hükümleri———- kendilerine yüklediği görevleri gereği gibi yerine getirmeyen —– —-yüzden oluşan zararlar nedeniyle ortaklığa, ortaklara ve ortaklık alacaklılarına karşı sorumludur. Bu ——— dayanmaktadır. Başka bir anlatımla, kusur yoksa yönetim ve —- söz konusu değildir. Sorumluluğun söz konusu olabilmesi için de öncelikle bir zararın doğması şarttır.
—– sorumluluk ——- asıl dava hakkı, ortaklığa aittir. Ancak, zarar gören ———-dava açma hakkı bulunmaktadır. Ortakların dava açma hakkı da doğrudan doğruya zarar ve dolaylı zarar durumuna göre değişiklik içerir. ———- ortaklığın mal varlığını azaltan—- sözleşme hükümlerine aykırı davranışları, ortaklar ve alacaklıların dolaylı zarar görmesine yol açar. Bu tür davalarda,———– istenmesi ve hükmedilmesi gerekmektedir. İkinci durum ise, doğrudan zarar halidir. Bu ihtimalde yöneticilerin veya——– sonucunda ortakların ortaklığın zararından müstakil olarak gördükleri zararlar söz konusudur.
—– —-hükümleri uygulanır. —- var ise ve zararın oluşmasına diğer şirket yöneticileri de katkıda bulunmuşlar ise davalılardan her biri bu zararın oluşumuna katkısı oranında sorumlu tutulur.
————karşı ———- davaları davacının sorumluları ve zararı öğrendiği tarihten itibaren 2 yılda ve her halde zararın oluşmasından başlayarak 5 yılda zamanaşımına —- tanımlamalara göre ise, ikrar (—–, görülmekte olan bir davada, taraflardan birinin, diğer tarafça ileri sürülen ve kendisi aleyhine hukuki sonuç doğurabilecek nitelik taşıyan maddi vakıanın doğruluğunu kabul etmesidir. ———— anlam yüklenmektedir.———–ilişkin olarak yapılan açıklamalar bakımından———–
——- söz edilebilmesi için, bir tarafın bir vakıa ileri sürmüş olması, diğer tarafın da bu vakıanın doğru olduğunu bildirmesi gerekir. İkrarın konusu, ancak karşı tarafın ileri sürdüğü vakıalar olabilir. Bir tarafın, kendisinin ileri sürdüğü bir vakıanın doğruluğunu bildirmesi ikrar niteliği taşımayacağı gibi, karşı tarafın ileri sürdüğü hukuki sebepler de ikrara konu olamazlar.
—– ve uygulamada ikrar, yapıldığı yere, kapsamına ve içeriğine göre —- ayrılmaktadır.Yapıldığı yere göre mahkeme dışı veya mahkeme —- edilir. Mahkeme dışı — mahkeme—delil niteliğindedir.
Kapsam yönünden,—– vakıanın tamamını veya belli bir kesimini kapsayabilir—–tam,— ise kısmi ikrar söz konusudur.
İçeriği itibariyle ikrar ya basit———— —— nitelikte olabilir. Vasıflı ikrara, gerekçeli inkar da denilmektedir.
Basit (adi) ikrar, karşı tarafça ileri sürülen bir vakıanın doğru olduğunun, herhangi bir kayıt veya şart bildirilmeksizin kabul edilmesidir. Basit ikrarda, onun konusunu oluşturan vakıalar artık tartışmalı olmaktan çıkarlar; dolayısıyla bunların ayrıca kanıtlanmasına gerek kalmaz.
———-buna gerekçeli inkar da denilmektedir) karşı tarafın ileri sürdüğü maddi vakıanın varlığı kabul edilmekle birlikte, onun hukuki niteliğinin— sürülenden başka olduğu bildirilir.—- aldığını ikrar eder, fakat bu parayı ödünç olarak değil,—- olarak aldığını bildirmesi halinde olduğu gibi, vasıflı ikrar bölünemeyeceğinden, davacı iddiasını, yani parayı ödünç verdiğini kanıtlamalıdır.
Bileşik ————– ikrarda ise, bir tarafın ileri sürdüğü vakıa karşı tarafça bütünüyle kabul edilmekle;— vakıanın doğru olduğu ve bildirilen vasıfta bulunduğu kabul edilmekle birlikte, ikrara öyle bir vakıa eklenir ki, eklenen bu vakıa, ya ikrar edilen vakıanın hukuksal sonuçlarının doğmasını engeller ya da onu hükümsüz kılar. Bileşik ikrar, ikrara konu olan vakıa ile, ona eklenen vakıa arasında bir bağlantı bulunup bulunmamasına göre, bağlantılı bileşik ikrar ve bağlantısız bileşik ikrar olarak ikiye ayrılır. Öğreti ve uygulamada, ——- ikrar dışındaki——— bölünemeyeceği, dolayısıyla, böyle durumlarda, ikrar edenin ispat yükü altında olmadığı kabul edilmekte, iddiasını ispatlama yükümlülüğünün, karşı tarafa ait olduğu benimsenmektedir.Nitekim aynı ilkeler,— —- benimsenmiştir.
Yukarıda ifade edildiği üzere yöneticinin sorumluluğu davasında ispat külfeti kural olarak davacıya aittir. Davacı şirketin uğradığı zararı ve zararın miktarını, davalının kusurlu olduğunu ispat ile mükelleftir. Somut olay——ışığında değerlendirildiğinde; davacı yan davacı şirket adına tescilli olan aracın davalı — satıldığını ve davalının satış bedelini —-almadığını iddia etmiş, davalı ise söz konusu şirket aracını sattığını, satış bedelini şirkete vermediğini kabul etmiş ancak bunun sebebinin ise — olarak çalışan bu şahsa olan borçları olduğunu ileri sürmüştür. Davalının savunması — mahiyetinde olup davalı ispat külfetini üzerine almıştır. Davalı —- borçlu olduğunu, hatta aracın değeri kadar borçlu olduğu hususunu ispat ile mükelleftir.
Davalı yanca cevap dilekçesinde şirketin fatura kesmediği, gelir elde etmediği vs gibi beyanlarda bulunulmuş ise de bunların dava konusu ile bir ilgisi yoktur. Davalı cevap dilekçesinde——– alacakları ve iş akdinin feshi hususunda …. Tarihli —-sözleşmesini akdetmiş ve sözleşme uyarınca söz konusu aracı—- alacaklarına karşılık devretmiştir. ” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davalı yanca bila tarihli — sözleşmesi sunulmamıştır. Davalı yanca tanık deliline dayanılmış, tanık isimleri bildirilmiş ancak delil avansı yatırılmamıştır. Mahkememizin — tarihli duruşma —açık şekilde davalının tanıklarının davet edilmesi için gerekli avansı olmadığı bu nedenle eksik avansı yatırması hususunda kesin süre verilmiş, söz konusu ara karar davalı — tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı —- delil avansı yatırılmamıştır. Davalı tanık dinletme hakkından vazgeçmiş sayılmıştır.
Davacı yanca tanık deliline dayanmış dinlenen davacı tanığı talimat mahkemesindeki beyanında “…— Ancak — tanınır. Bu imza yetkisini isteyerek vermiştir. Ancak kötüye kullanılacağını tahmin etmemiştir. —- —satmıştır. Daha sonra —- —-aradı. —- geldiğini söyledi. —–satmışsın. —————– teslim etmiyorsun, demişler. Arabanın satıldığını— öğrenmiş. ——- görüştüm. Daha sonra —-öğrenmiş.— isimli kişidir. Bu kişiyi ben de tanıyorum. ——–arkadaşı olduğunu ve ——- baktığını biliyorum. — bu şahıs hiçbir şekilde, hiçbir zaman çalışmamıştır. Yalnızca —anına gider gelirdi. Ben—- kimin çalışıp çalışmadığını çok iyi biliyorum.—- burada çalışmamıştır. Şirket ortaklarının şirkete ait aracın — devri ile ilgili bir karar almadıklarını biliyorum. —— az evvelde ifade ettiğim üzere aracın satıldığından bilgisi yoktu. —– — gelmesi sonucunda öğrendi. Kendisinin devre bir rızası olmadığını biliyorum. —- arkadaşlardır. Benden önce tanıştıklarını,—- olduklarını,—- biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Söz konusu aracın satışına dair devir sözleşmesi —— — yetkili sıfatı ile hareket eden davalı tarafından—-tarihinde ——- mukabilinde satıldığı görülmüştür. Söz konusu bu aracın devir tarihi itibarı ile değeri konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış, aracın devir tarihindeki rayiç değerinin 100.000 TL olduğu anlaşılmıştır. Bu rapora her iki taraf da itiraz etmemiştir.
Tarafların dilekçelerinde bahsettikleri ——–kararı verildiği görülmüştür. Bahsi geçen dosya celp edilmiş davalının iddiası gibi davacı şirketin sahibi olan şahsın —air bir beyanı da olmadığı görülmüştür.—isimli kişinin resmi olarak —– olmadığı hususu zaten her iki tarafın kabulündedir.
—- bir sözcük olup “—” anlamına gelen bir sorumluluktan kurtulma yoludur. — anlamında —- yenilik doğurucu bir hukuki işlemdir. Dolayısı ile hukuki sonucun doğması için ——kabul etmesine gerek yoktur. Genel kurulun —hukuki niteliği itibarı ile olumsuz —- veya borcu sona erdiren tek yanlı bir hukuki işlemdir. ——– devredilemez nitelikteki haklarındandır.Bu nedenle —- kusurlu sevk ve ——- vazgeçmeye sadece—-, hukuki niteliği itibariyle menfi bir borç ikrarıdır. —– maddi—- dönülerek —–dava açılması mümkün değildir…” belirtmiştir. Davacı —— icra ettiği —- celp edilmiş, — davalının — dair bir — bulunmadığı görülmüştür. Davalı—-edilmediğinden şirket aracını —- satmasından ve satış bedelini şirket hesaplarına aktarmamasından kaynaklı olarak şirketin uğramış olduğu zararı tazmin ile mükelleftir.
Tüm dosya kapsamı, — nitelendirmeler ve değerlendirmeler kapsamında davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış, aracın satış bedeli hususunda bir ihtilaf olmadığından ve davalı şirketi ne kadar zarara uğrattığını tek başına bilebilecek durumda olduğundan davalı %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
A-Davalının ——– Sayılı dosyasına vaki itirazının iptali ile takibin devamına,
B-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak üzerinden hesaplanan %20 oranındaki ( 13.000 TL ) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-492 sayılı Harçlar kanunu gereği alınması gerekli 4.440,15 TL nispi harçtan dava açılırken peşin alınan 785,04 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.655,11 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 785,04 TL nispi harç olmak üzere toplam 839,44 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından — — müzekkere masrafları olmak üzere toplam— davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı vekille temsil edildiğinden yürürlükte olan— gereği 9.250,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6- — arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7- Tarafların yatırdığı gider/ delil avansından arta kalanın taraflara veya ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı