Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/557 Esas
KARAR NO : 2023/348

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 27/11/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle;”Müvekkilimin yolcu olarak bulunduğu ve oğlu —– sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın, 17.09.2012 tarihinde —– yönünden —– yönüne seyri sırasında —–mezarlığı önünde, yine aynı yön ve istikamete doğru gitmekte olan ve önünde seyreden sürücü —-sevk ve idaresindeki —- plakalı çekiciye ait —— plakalı yarı römorka arkadan çarpması sonucu çift taraflı ölümlü ve yaralamalı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazada aynı araçta bulunan —– vefat etmiş müvekkilim ve sürücü yaralanmıştır. Dava konusu kazaya karışan —- plaka sayılı araç, davalı —– Sigorta tarafından 22.04.2012 tarihinde —– numaralı poliçe ile zorunlu trafik sigortası ile sigortalıdır. Davalı sigorta şirketi poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere uğradığımız zararları tazmin etmelidir. Müvekkilimizin kaza nedeniyle uğradığı, Bakıcı giderleri ve—— tarafından karşılanmayan tedavi giderleri ile geçici ve sürekli iş göremezlik zararlarının tazminini” talep ve iddia etmektedir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “—— plakalı araç, sigortacı şirket tarafından tanzim edilen, 22.04.2012/2013 vadeli ——poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Açılmış olan haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, Sayın Mahkeme aksi kanaatte ise sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmaması nedeniyle reddine, Kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına ….” şeklinde talep ve iddia etmektedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı vekilinin 05/04/2023 tarihli UYAP sisteminden sunduğu e-imzalı dilekçesi ile davacı tarafla sulh oldukları ve yargılama gideri ile vekalet ücreti talebinde bulunmadıklarını beyan ettikleri görülmüştür.
Davacı vekilinin 06/04/2023 celse tarihli duruşmasında; “dava konusu uyuşmazlık ile ilgili sulh olduk, yargılama gideri ve vekalet ücreti talebimiz yoktur, davanın sulh nedeniyle karar verilmesini talep ediyoruz” dediği görülmüştür.Sulh; HMK’nin 313’üncü maddesi uyarınca görülmekte olan bir davada, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Aynı Kanunun 315’inci maddesi gereğince sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. ——-Dilekçeler, taraf vekillerinin beyanları ve tüm dosya kapsamı incelendiğinde, taraflar sulh olduğundan aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların sulh olduklarından davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Peşin alınan 170,78 TL harç ile 594,36 TL tamamlama harcının toplamı olan 765,14‬ TL’den alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile geri kalan 585,24‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin HMK m. 330/1 uyarınca davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
6-Tarafların birbirlerinden vekalet ücreti talebinde bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekili yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.