Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/554 E. 2023/700 K. 01.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/568 Esas
KARAR NO: 2023/677
DAVA: Haksız Rekabet
DAVA TARİHİ: 05/08/2022
KARAR TARİHİ: 18/07/2023

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi

DAVA:Davacı vekili 05/08/2022 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; “Davacı Müvekkil Şirket ——– organizasyonu hususunda faaliyet gösteren saygın bir lojistik firmasıdır. Davalının alıcısı olduğu yükün taşıma işinin organizasyonu Davacı Müvekkil Şirketçe gerçekleştirilmiş olup, işbu organizasyon kapsamında Davalının bir ticari işletme sahibi gerçek kişi olması, sermayesinin miktarı ve taşıma işinin gerçekleştirilmesi akabindeki muhtemel risk ve masraflar dikkate alınarak Müvekkil Şirket tarafından usule uygun olarak —— talebinde bulunulmuştur. Zira, bu karar tamamen Müvekkil Şirket’in bizzat kendi işleyişi doğrultusunda verdiği bir ticari karardır, hukuka veya usule aykırı bir durum hiçbir surette mevzubahis değildir. Ek sunmakta olduğumuz e-posta yazışmalarından görüleceği üzere Davalı ise, yükünü Müvekkil Şirket aracılığıyla taşıtmak istemesine rağmen işbu depozito bedelini ödemekten imtina etmiş, yapılan telefon görüşmelerinde Müvekkil Şirket yetkilileri tarafından usule uygun olarak istenen depozito bedeline dair açık izahatlarda bulunulması karşısında , Davalı tarafından son derece saygı sınırlarını aşan ifadelerle istenen bu bedelin haksız bir bedel olduğu iddia edilmiş ve Müvekkil Şirket yetkilisinin suratına telefon kapatılmıştır. Nitekim daha sonrasında Davalının depozitoda iskonto talebi Müvekkil Şirket tarafından iyi niyetle kabul edilmiş, depozito bedelinde iskonto yapılarak bedel revize edilmiş ve taşıma işlemi gerçekleştirilmiştir. İşbu iddialarını ispat tahtında süreci hukuki zeminde bir dava yolu ile devam ettirme imkanı olmasına rağmen, Davalı tarafından doğrudan ve alenen Müvekkil Şirket’in ticari itibarını ve saygınlığını hedef alan, kişilik haklarını açıkça ihlal eden, hakaret ve haksız saldırı içerikli birtakım mesaj ve yorumların tüm taşımacılık -firmaların yer aldığı ——– toplu yazışma grubundan paylaşıldığı Müvekkil Şirket tarafından görülmüştür. Nitekim Davalı bilgi paylaşma amaçlı kurulan —- platformunu amacına aykırı şekilde kullanmakla kalmamış, taşımacılık sektöründeki firmaların işleyişi hakkındaki bir konuda Müşteki Şirket’i direkt olarak hedef göstermiş, saygınlığını ve ticari itibarını zedeleme kastıyla şu şekilde mesajlar paylaşmıştır; “Dediğiniz gibi bir sistem yok. Faydalı olur ama hangi ülkede hangi firmanın güçlü olduğunu bulabilecek misiniz? ——-Firması ile çalışmayın Biz çalıştık ve pişman olduk Bilginiz olsun ——-iç piyasa satışta mahsup ediyorsunuz. Ama bu tarz antrepo firmaları ya da ——- insanların işini zorlaştırıyorlar. Elinizde seçme şansı varsa çalışmayın diye buradan bilgilendiriyorum” Öte yandan, Davalı tarafından Müvekkil’in ticari itibarını zedelemek amacıyla kişilik haklarını açıkça ihlal eden, ilgili yasal mevzuat kapsamında haksız rekabet teşkil eden, eleştiri sınırlarını oldukça aşan yorumların taşımacılık sektöründeki birçok firma ve potansiyel müşteri olarak addedilebilecek ihracatçı/ithalatçı firmaların yer aldığı ——- toplu yazışma grubundan alenen paylaşılması Müvekkil Şirket açısından birçok potansiyel müşteri kaybına yol açmıştır. Davalının işbu eylemlerinin başta haksız rekabet suçu olmak üzere,—— kapsamında pek çok suçu tanımını da eşkil etmekte olması sebebi ile tarafımızca ——- nezdinde suç duyurusunda bulunulmuş olup, buna ilişkin soruşturma dosyası derdesttir. İşbu sebeple, Davalının Müvekkil Şirketin saygınlığını ve itibarını hedef alan eylemleri karşısında paylaşılan işbu haksız ve kötü niyetli gönderilere karşı tarafımızca hukuki yollara da başvurma zorunluluğu hasıl olmuş olup, dava nedenlerimiz aşağıda detaylı ve sistematik bir yapı halinde Sayın Mahkemenize sunulacaktır. Davalı tarafça tüm taşımacılık sektörü ve ithalat/ihracatçıların yer aldığı ——-platformu üzerinden paylaşılan mesajların müvekkil şirket ve faaliyetleri yönünden ttk. md. 55 hükmü uyarınca ” yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme’ niteliği taşıdığından, işbu gönderiler açıkça haksız rekabet teşkil etmektedir. Bu itibarla, davalının ———- grubundaki mesajlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabet’in men’i, işbu mesajların silinmesi suretiyle haksız rekabet in ref’i ve aynı platform üzerinden müvekkil şirket’ten özür dilenmesi ve isnadın geri alınması şeklinde manevi zararın giderilmesi talebimiz bulunmaktadır. Davalının mevzubahis paylaşımları aynı zamanda müvekkil sirket’in kişilik haklarına da açıkça saldırı teşkil ettiğinden, türk medeni kanunu madde 24 ve 25 hükümleri uyarınca kişilik hakkının korunması yönünde gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.Yerel mahkemece davamızın kabulüne karar verilmesi halinde, tbk md. 58/2 hükmü uyarınca hükmün özetinin masrafı davalıdan alınmak kaydıyla tirajı en yüksek ulusal gazetede ilan edilmesini talep ederiz.” denmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Davacı tarafın, işbu haksız taleplerinden daha öncesinde, Müvekkil hakkında yapmış olduğu şikayet nedeniyle haberdar olduk. Zira Davacı taraf,——— Dosyası ile şikayette bulunmuştur. Bu şikayete ilişkin de Müvekkil, —— İfade vermiştir. Bu ifadeyi de ekte—– Bilgisine sunuyoruz —– Ayrıca, işbu Dosyanın da celbini talep ediyoruz. Bu şikayet ve Dava Dosyasında yaptığımız incelemeden anlaşıldığı kadarı ile Müvekkil tarafından ——- adlı siteden yapmış olduğu paylaşım nedeniyle işbu Dava açılmıştır. Ancak bu paylaşım, Müvekkilin Davacıya karşı haksız rekabet eylemi olarak yorumlanamaz. Zira Müvekkil işbu Paylaşımı ile, başına gelen olayı izah etmiştir.Şöyle ki;. Davacının Eylemleri Nedeniyle Müvekkil Mağdur Olmuştur: Müvekkil, Ağırlıklı olarak plastik kimyasalları üzerine çalışan bir dış ticaret Şahıs Firmasıdır. Davacı ve aynı zamanda Savcılığa şikayette bulunan Firma ——- daha önce ticaret yapması nedeniyle tanımaktadır. Müvekkil, Davacı Firma ile; bir müşterisi için ——gelmesi gereken 4 konteynır plastik ham maddenin lojistiği için anlaşmış ve çalışmıştır. Bu hususta Ekte Davacı Firmanın Müvekkile tanzim ettiği Navlun Faturasını ekte Sayın Hakimliğinize Sunuyoruz ——- Müvekkilin Davacı Firma —– yükleme konusunda ilk ve son çalışması olan bu işte, Davacının kusurlu hizmetleri gerçekleşmiş ve Müvekkil Memnuniyetsiz kalmıştır. Davacı Firma, Müvekkili ——–karşı mahçup etmiştir. Müvekkil, Davacı Firmaya, Sipariş edilen Ürünlerin —- hususunda Onay Vermiştir ——– Zira Davacı Firmanın 4 x 12.275$ = 49.100$‘lık teklifi ——– en uygun teklifti. Davacı, işbu teklifi vermeseydi, bu yükü organize etmeleri için iş Davacı Firmaya verilmeyecekti. Ancak Davacı Firma, bu yükü organize etmek için—– acentesini bir kez değiştirmiştir ——– Ancak yine de Davacı taraf, ——– konteynır yükleme onayı alamamışlar ve Müvekkili —– yüklemek için zorlamışlardır —– Bunu da başaramayan Davacı Firma, sonrasında —– yüklemeyi denemiştir. Ancak bunu da yapamayınca, sonunda yük ———– yola çıkmıştır. Tabi bu süreç esnasında, Yükleyici Firma, farklı farklı konular ile defalarca kez rahatsız edilmiştir. En sonunda da Müvekkilin Müşterisi olan Firma, Müvekkile “eğer ürünün yüklemesini organize edemiyorsanız biz yardımcı olalım” şeklinde serzenişte bulunmuştur. Yani Müvekkil, Müşterisine karşı rezil olmuştur. Doğal olarak ürünler Ülkemize oldukça geç gelmiş ve Müvekkil, Müşterisine karşı Mahçup olmuştur. Zira Müvekkil, Davacı ile Şubat sonunda konuşmaya başlamış, —— iletilen teklifi onaylamıştır. Ürünler ise,—- yüklenmeye hazır hale gelmiştir ——- Yukarıda da izah edildiği üzere; ürün planlanan hat ile çıkmamış, Yüklemede gecikmeler yaşanmıştır. Bu sebeple yükleme 24 Mart’ta, gemi varışı 21 Mayıs’ta olmuştur ——– Yani, normalde 35-40 gün olması gereken gemi navlun süresi, yaklaşık 60 gün’e çıkmıştır. Bir de üzerine yüklemede gecikmeler yaşanınca, yaklaşık 1 ay kaybedilmiş ve bu sebeple Müvekkil ürünleri müşterisine geç teslim ederek Mahçup olmuştur. Ayrıca, Davacının kusuru nedeniyle Yükleme maliyetleri de artmıştır. Zira Davacı Firmanın işi almasının sebebi, yani Davacı Firmaya işin verilmesinin sebebi, 49.100$’ lık teklifleriydi. Hatta Müvekkil, “fiyatlar düşük, bir 6 konteynır daha yükleyelim” şeklinde dahi düşünmüştür. Ancak sonrasında Davacının, bu yüklemeleri söz verdiği hat ve fiyatlardan yapamayacağını anlaşılınca, ilave 6 konteynırlık yükü hemen geri çekilmiştir. Lakin, ilk 4 konteynırlık yükün hem çıkışı gecikmişti, hem de tedarikçiden yükleme için onay alınmıştı. Bu sebeple 4 konteynırlık yük geri çekilememiştir. Bu esnada Maliyetler şu şekilde artmıştır; İlk etapta ——– olan Teklif 4 x 12.400$ = 49.600$’a çıkmıştır —– Ardından Davacı Firma, —— yüklemeyi teklif etmişlerdir. Bu arada Teklifleri 4 x 13.885$ = 55.540$ olduğu için ve bu teklifleri çok yüksek olduğu için kabul edilmemiştir. Devamında Davacı Firma, —– organize etmeye çalıştılar. Ancak bunu da başaramadılar. Nihayetinde, nakliyat çok geciktiği için —– gelen teklif kabul edilmek zorunda kalınmıştır. Sonuç olarak; bu nakliyat nedeniyle, Davacının ilk teklifi olan 4 x 12.275$ = 49.100$ yerine, 4 x 12.700$ = 50.800$ ödemek zorunda kalınmıştır —– Yani Müvekkilin 2.700$ zararı Gerçekleşmiş ve Müşterisine karşı Mahçup olmuştur. Ancak Davacı Firmanın eylemleri, sadece Navlun Fiyatının artması ve nakliyenin gecikmesi ile de kalmamıştır. Zira Davacı, İthalat aşamasında evrakların teslimiyle ilgili olarak piyasa normallerinin dışında davranıp sorun çıkartmıştır. Zira Davacı Firma ile, ürünler —– varış yapınca peşin ödeme yapılacağı şeklinde anlaşılmıştır. Günü gelince de paraları peşin olarak ödenmiştir. Normal şartlarda, konteynır dönüşleri için lojistik firması ithalatçı firmaya taahhütname gönderir. İthalatçı Firma da bu evrakı imzalar ve konteynırlar ithalat için alınır. Boşaltma sonrası da Konteynırlar boş olarak teslim edilir. Ancak Davacı Firma, bu aşamada, daha önce tekliflerinde yer almamasına rağmen, bu aşamada konteynırlar için depozito talep etmiştir. Nihayetinde Müvekkil, Telefonda Davacı Firmadan —-yetkili ile görüşmüş ve——- miktarı üzerinden anlaşmışlardır. Ancak daha sonra Davacı Firmadan ——-isimli şahıs, bu husus görüşülmemiş gibi bir —- talep etmiştir ——– Bu gelişme üzerine Müvekkil, Davalı Firmadan —- Bey ile telefonda tekrar konuşmuştur. Bu görüşme üzerine, Davacı Firmadan İbrahim Bey 4.000$ depozito istediklerini belirten bir E-maili Müvekkile göndermiştir . Yine uygulamada, böyle bir durumda depozito olarak kullanılacak çekin görüntüsü lojistik firmasına gönderilerek işlem yapılır. Lojistik firması Çeki onaylarsa, Çek kargolanır ya da kurye ile gönderilir. O esnada da ilgili, ithalat evrakı zaman kaybedilmemesi açısından teslim edilir. Ancak Davacı Firma, Çek Aslının kendisine gelmesini talep etmiş ve onay vermemiş ve evrakı teslim etmemiştir. ———Yani Davacı Firma, bu süreç içerisinde de Müvekkili ve Müşterisini gereksiz yere çok uğraştırmış ve ithalatta zaman kaybedilmesine sebep olmuşlardır. Müvekkil Firma, Davacıdan sonra başka bir firma ile 10 Konteynır daha yüklemiş, ancak bu çalışması esnasında başta söylenen fiyat da değişmemiş, hat değişmemiş, hatta ———- acente de değişmemiştir. Ancak Davacı Firma, bu şekilde hatları, acenteleri ve fiyatı değiştirerek, hem Müvekkili Müşterisine karşı mahçup etmiş, hem de Müşterisini gecikme ve fiyat farkı nedeniyle mağdur etmiştir. Müvekkil, 11 yıldır bu sektörde faaliyet gösteren bir Şahıs Firmasıdır. Ancak Davacı, bu şekilde Müvekkili ve Şahıs Firmasını mağdur etmiş, Müşterisine karşı Amatör bir Firmaymış gibi göstermiştir. Yine Davacı Firma, Navlun Maliyetlerini de, teklifinden farklı olarak arttırmış ve 2.700,00-USD gibi bir zarara yol açmıştır ki, günümüzde bu tutar yaklaşık 50 BİN Türk Lirasıdır. 11 Yıllık sektördeki deneyiminde Müvekkil, bu kadar rezil olmamıştır. Doğal olarak Müvekkil, bu yaşadığı kötü deneyim nedeniyle, Davacı Firma ile çalışmasından duyduğu pişmanlığı dile getirmiştir. Ancak bunu yaparken Davacı Firmaya karşı hakarette bulunmamış, olmayan isnatlarda da bulunmamıştır. Yapılan yorum, hakaret kastı ile veya Davacı Firmanın Ticari itibarını zedelemek amacı ile yapılmamıştır. Sadece yaşanan tecrübe nedeniyle memnun kalınmadığı yazılmıştır. Davacı Firma, bu yorum üzerine, gereğini yaparak, Müvekkili arayıp, neden memnun kalınmadığını sorarak, kendi içinde önlemleri almak yerine, Müvekkil hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulunmak ve işbu haksız davayı açarak Müvekkili zor durumda bırakmaya çalışarak, Müvekkilin Mağduriyeti artırmaya çalışmaktadır. Oysa yukarıda izah ettiğimiz üzere, Müvekkil Şahıs Firması, Davacı Firma ile çalışmış ve memnun kalmamıştır. Bu memnuniyetsizliğini de ifade etmiştir. Müvekkil İftira atmamış, olmayan bir şeyi olmuş gibi göstermemiştir. Bunda bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Müvekkilin Yazdıkları ve Paylaşımları Hukuka Aykırı Olmayıp İfade Özgürlüğü Kapsamındadır: Herkesin istediği mecrada yazı yazması, yorum ve beyanatta bulunmasının ifade özgürlüğü kapsamındadır. Bu durumda Müvekkilin yazdıklarının ne amaçla yazdığı önem ihtiva etmektedir. Müvekkilin yazdıkları, Hakaret veya Davacının Ticari İtibarını zedelemek amacı ile yazılmamıştır. Hele ki bundan Müvekkilin bir menfaati de bulunmamaktadır. Zira Müvekkil, sektörde Davacı Firmanın Rakibi konumunda değildir. Müvekkilin yazdıklarına bakarsak: —– ithal edilecek bir ürünün maliyeti ile ilgili soruya cevaben yazılan bir yazı olduğu görülecektir. Zira Müvekkil, —- gelen bir ithalat için yukarıda da izah edildiği üzere Davacı Firma ile çalışmış olduğundan, “bu firma ile çalışmayın. Biz Çalıştık ve Pişman olduk. Bilginiz olsun” şeklinde yazmıştır. Bunun amacının tahkir veya ticari itibarın zedelenmesi olmadığı, gerçeğe aykırı olmadığı da aşikardır. Müvekkil bu yazı ile,—– İthalatlarda Davacı Firmanın Müvekkili Mağdur ve Pişman ettiğini ifade etmiştir. Bu şekilde, bilgilendirme yapmıştır. Ancak bunun başka bir amacı bulunmamaktadır. Zira Müvekkil, Davacı Firma ile aynı işi yapmamaktadır ki, Davacının Ticari İtibarını zedelemeye çalışsın. Ancak Davacı Firma, Müvekkile yaşattıklarından sonra, bu yorumu da gördükten sonra, konu ile ilgili Müvekkille irtibata geçip, en azından Müvekkilin şikayetlerini dinleyip özür dilemek veya mağduriyetini gidermek yerine, bu şekilde Dava açarak ve Savcılığa Haksız Şikayetlerde bulunarak, Müvekkilin daha da mağdur edilmesini amaçlamıştır. Bu nedenle işbu Haksız Dava ve Taleplerin Reddi, Usul, YasaYasa ve Hakkaniyet Gereğidir. Öncelikle Müvekkile tebligat yapılmamış olduğundan, Dava Dilekçesi ve Ekleri tebliğ olduktan sonra Cevap ve Delil Sunma Hakkımızı saklı tutuyoruz. Tebligattan sonra Ön inceleme Duruşmasının yeniden yapılmasına karar verilmesi gerekmektedir.Müvekkil, yukarıda da izah edildiği üzere Mağdur edilmiştir. Bu yaşadığı mağduriyet nedeniyle anılan Paylaşımı yapmıştır. Ancak Müvekkilin paylaşımında Hakaret veya Davacının Ticari İtibarını zedeleme kastı bulunmamaktadır. Bu nedenle de Haksız ve Mesnetsiz Davanın ve Haksız Taleplerinin Reddine Karar verilmesini Usul, Yasa ve Hakkaniyet gereğidir.” denmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava haksız rekabetin tespiti, meni, refi ve davalının ——— özür mesajı yayınlanması suretiyle haksız rekabetten kaynaklanan manevi tazminat ile hüküm özetinin ilanı taleplerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.Serbest piyasa ekonomilerinin temel prensibi olan serbest ticaret hakkı ve rekabet özgürlüğü Anayasa’nın 48/1 maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.” denilmek suretiyle vurgulanmıştır. Ancak ticaret serbestîsi ve rekabet özgürlüğü, sınırsız rekabet hakkının bulunduğu anlamına da gelmemektedir. Bu nedenle haksız rekabeti düzenleyen kuralların amacı ve içeriği de rekabet özgürlüğünün sınırlarını göstermek ve bu sınırların aşılması durumunda başvurulabilecek hukuki yolları tespit etmektir.
Haksız rekabet kuralları, rekabet hakkının dürüstlük kuralları çerçevesinde kullanılmasını sağlamak ve rekabet hakkının kötüye kullanılmasını engellemek amacı ile sevk edilmiştir. Bu kurallar genel nitelikli ve her alanda uygulanabilecek hükümler içermekle birlikte rekabet hakkının, Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesi gereğince dürüstlük kurallarına uygun şekilde kullanılmasını sağlamaya çalışmaktadır———–Haksız rekabete ilişkin hükümler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 54 ila 63. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre Türk Ticaret Kanununun 54.maddesinde haksız rekabet ” Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” şeklinde tanımlanmıştır.Bir sonraki maddede ise haksız rekabete ilişkin başlıca haller şu şekilde sayılmıştır :
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;
1. Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
şeklinde düzenlenmiştir.Kanun koyucu, bu hükümle, bir kimsenin şahsının veya mallarının, iş ürünlerinin, fiyatlarının, faaliyetlerinin veya ticari işlerinin kötülenmek suretiyle müşterileri önünde küçük düşürülmesini veya itibarının zedelenmesini haksız rekabet hali olarak kabul etmiştir.
Kötüleme, genel anlamda, bir kişi hakkında olumsuz bir kanaat oluşmasına sebebiyet veren veya bir şeyin olduğundan daha değersiz olduğu hususunda kanaat oluşturan davranış biçimidir. Bir kişi hakkında olumsuz kanaat oluşmasına sebebiyet veren davranış, yani zamanda kişilik haklarının ihlali niteliğini de taşımaktadır. Bu davranış biçiminden, kişinin ticari kişiliğinin ve yaşamının etkilenmesi durumunda ise haksız rekabetten söz edilir.
Düzenleme ile yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla piyasaya katılanlar hakkında olumsuz intiba oluşturulmasının, bu şekilde piyasadaki rekabet ortamının bozulmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Kötüleme fiilin hedefi arasındaki dar anlamda rekabetin bozulmasından ziyade, piyasada hakim olan dürüst rekabet ortamının bozulması hedeflendiğinden, fail ile kötülenen kişi arasında bir rekabet ilişkisine gerek bulunmamaktadır.Kötüleme içeren bu açıklamanın haksız rekabet olarak değerlendirilebilmesi için rekabet ortamını bundan dolayı da ticaret hayatını etkileme ve alıcıları yönlendirme kabiliyetine sahip olması gerekir.——–Görüldüğü üzere kötülemenin haksız rekabet olarak nitelendirilebilmesi için öncelikle bir açıklamanın (beyanın) olması; bu açıklamanın başkalarının şahsı, emtiası, iş mahsulleri, faaliyetleri yahut ticari işleri hakkında olması; nihayet bu beyanın yanlış, yanıltıcı veya lüzumsuz yere incitici olması gerekmektedir.Gereksiz yere incitici açıklama, aleyhinde açıklama yapılan süjeyi gerekli olmadığı halde dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde eleştiri sınırını aşıp itibarını düşürücü duruma sokan açıklamalardır.İspata muhtaç, itham ve isnatlar içeren ifadelerin kullanılması da gereksiz yere incitici açıklama sayılır———Bu itibarla yapılan eylemin kötüleme niteliğinde olup olmadığı müşterilerin de özellikleri gözetilerek her somut olaya göre titizlikle incelenmelidir.Somut olaya gelince, davalı şirket davacının müşterisi olup, yapılan taşıma işi sonrası tarafların da diğer taşımacılık sektörü firmaları ile ihracatçı/ithalatçı firmaların bulunduğu ——- isimli ——-“Dediğiniz gibi bir sistem yok. Faydalı olur ama hangi ülkede hangi firmanın güçlüolduğunu bulabilecek misiniz?——– Firması ile çalışmayın Biz çalıştık ve pişman olduk Bilginiz olsun “KDV’yi iç piyasa satışta mahsup ediyorsunuz. Ama bu tarz antrepo firmaları ya da——– insanların işini zorlaştırıyorlar. Elinizde seçme şansı
varsa çalışmayın diye buradan bilgilendiriyorum” şeklinde paylaşımda bulunmuştur.Davalının, iş alanına yönelik bir ———— verdiği başta ‘biz çalıştık pişman olduk,—- insanların işini zorlaştırıyorlar. Elinizde seçme şansı varsa çalışmayın… şeklinde ki söz konusu beyanlarının, yazılış biçimi ve içerik itibariyle yasal hakkı kullanma erkini ziyadesiyle aştığı, TTK m. 55/1 a.1 hükmü kapsamında davacının faaliyetlerini ve ticari işlerini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek niteliğinde olduğundan haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine mahkememizce varılmıştır. Davalı vekilinin somut olay açısından takipsizlik kararı verildiğine ilişkin itirazı takipsizlik kararının ceza mahkemesi kararı niteliğinde olmaması nedeni ile hukuk hâkimini bağlamayacağından, bilirkişi talebi ise HMK 279/4 gereğince yerinde görülmediğinden kabul edilmemiştir.
Davalının davacıya yönelik davacının faaliyetlerini ve işlerini gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemeye yönelik beyanda bulunması, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik bir haksız rekabet eylemi olup, TTK’nın 56.maddesi uyarınca, davacının, davalının haksız rekabet eyleminin tespit, men’i, refi ile şartları varsa tazminat isteme hakkı bulunduğundan; davalının beyanlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabet oluşturan beyanların silinmek suretiyle ref’ine ve davalının haksız rekabet ve saldırılarının men’ine neticeten kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde 1 kez ilanına karar vermek gerekmiştir. Davacının manevi tazminat talebi ile ilgili olarak ise TTK nun 56/1-e maddesi gereğince haksız rekabetin ve Türk Borçlar Kanunundaki şartların da varlığı halinde manevi tazminata hükmedilmesi mümkün olup somut olay açısından bu şartlar oluşmuş ise de; özür dilemenin kararın icra edilebilir nitelikte olmaması nedeniyle manevi tazminatın bir türü olamayacağı kabulü dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü İle; Davalının ——— hesabından paylaştığı davacıya yönelik beyanlarının haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE,
2-Davalı tarafından davacı ile ilgili haksız rekabet oluşturan beyanların silinmek suretiyle REF’İNE
3-Davalının haksız rekabet ve haksız saldırılarının MEN’İNE,
4-Davacının manevi tazminat talebinin REDDİNE,
5-Masrafın davalı taraftan karşılanmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan trajı en yüksek 3 gazeteden birinde 1 kez ilanına,
6-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 269,80 TL harçtan, peşin yatırılan 80,70 TL harcın düşümü ile geri kalan 189,1‬0 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL Peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı ve 301,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 462,9‬0 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
10-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——–Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.18/07/2023