Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/550 E. 2021/69 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/550 Esas
KARAR NO : 2021/69

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle;, taraflar arasında akdedilen 17.12.2018 tarihli sözleşme uyarınca müvekkili tarafından yapılacak hisse devri karşılığında davalı şirket, müvekkilin önceden kullandığı —– doğrultusunda müvekkile borç vermek, müvekkilin vadesi geçmiş ancak yeniden yapılandırılan vergi ve sigorta borçları yönünden müvekkile finansman sağlamak ve her halde yapılandırılan borçların ödeme planında belirtilen taksitlerini ödemek ve müvekkilin şirket kurucusu olduğu da göz önünde bulundurularak müvekkilinin hisse sahibi olduğu sürece genel müdür olarak istihdam etmek ile yükümlü olduğunu, ancak, belirtilen yükümlülüklerin hiçbiri davalı şirket tarafından gereği gibi ifa edilmemiş bu nedenle müvekkilinin işbu sözleşmeden elde etmeği hedeflediği gayenin elde edilmesi engellendiğini, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmenin 6.5/a maddesi gereğince;davalı şirket, müvekkilinin —— tutarının geri ödenmesi için kredi ödeme planı doğrultusunda müvekkile borç vereceğini bu madde ile davalı şirket, borçların aylık taksitler halinde ödenmesini temin etmeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davalı şirket müvekkilinin bankaya olan bakiye borcunun ödenmesi için (kredi taksitlerini ödemek suretiyle) müvekkile toplam 351.323-TL’yi borç olarak vermeyi taahhüt ettiğini, ancak davalı şirket bu taahhüdünü yerine getirmemiş ve müvekkilin bankaya olan kredi borcunun tamamının ödemesini yapmadığını, sadece birkaç ay aylık taksit ödemesi yapmış daha sonrasında bu ödemeyi durdurduğunu, davalı şirketin müvekkile göndermiş olduğu Beyoğlu –. Noterliği’nin —-yevmiye sayılı ihtarnamesinde davalı şirket de bu durumu kabul ederek açıkça müvekkile kredi borcunun ödenmesi için toplamda 136.614-TL ödeme yaptığını ve ödeme yapmayı durdurduğunu beyan ve kabul ettiğini, davalı şirket sözleşme gereği müvekkilin kredi borcunun ödenmesi için 351.323-TL borç vermeyi kabul ve taahhüt etmesine rağmen bu bedelin tamamını ödememiş sadece 136.614-TL ödeme yapmış olduğunu beyan ederek; sözleşme uyarınca müvekkil tarafından davalıya devredilen —————-hissenin müvekkile iadesine, sözleşme kapsamında davalı şirkete müvekkilin eşi tarafından teminat amacıyla verilen ipoteğin kaldırılmasını, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalı şirketin sözleşmeyi gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle —— ile kredi de yeniden yapılanma sonucunda doğan zarar yönünden şimdilik 20.000-TL nin müvekkiline ödenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, vergi — borçlarının ödenmesi için sözleşmeye uygun olarak davalı şirket tarafından müvekkiline ödeme yapılmaması (borç verilmemesi) nedeniyle uğranılan zarar yönünden şimdilik 20.000-TL nin müvekkiline ödenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilin genel müdür olarak istihdam edilmemesi nedeniyle kendisine ödenmesi gereken maaşın ödenmemesi sebebiyle oluşan zarar yönünden şimdilik 10.000-TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesine, sözleşme kapsamında davalı şirket edimlerini yerine getirmediği için müvekkil alacaklılarına karşı ödeme yükümlülüğünü yerine getirememiş ve bu nedenle itibarı zedelenmiş olduğunu, bu durumun müvekkilinde yarattığı manevi zararın karşılanabilmesi amacıyla 50.000 TL manevi tazminatın davalı şirket tarafından müvekkiline ödenmesine karar verilmesine yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı sonradan tescil edilen markaların devrine ilişkin sözleşmeyi akdetmemiş yani sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayrıca müvekkile hiçbir geri ödemede bulunmadığını, buna karşılık müvekkili de ödemezlik defi kapsamında edimlerini daha fazla yerine getirmekten imtina etmiştir. Zira sözleşmeye olan güveni sarsılmış, davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getireceğine olan inancını yitirmiş olduğunu, bu kapsamda davacı TBK m.117/2 amir hükmü gereği temerrüte düşmüş, müvekkil de karşı edim yükümlülüğünün yerine getirilmesine dek kendi yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçınmış olduğunu, aynı zamanda davacı uğramış olduğu zararı ispatlar delil de sunmadığını beyan ederek, öncelikle yetki ititazları doğrultusunda davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte olunması halinde, davacının hukuki dayanaktan yoksun ve haksız taleplerini içeren davanın reddine, yargılama ücretleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini saygılarımızla vekaleten talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava ve cevap dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, sözleşmeden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 17.maddesinde yetki sözleşmesi :”Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Madde metninden de anlaşılacağı üzere ancak iki tarafın tacir olduğu durumlarda yetki sözleşmesi yapılabilecektir. Yetki sözleşmesine aksine hüküm konulmadığı sürece yetki sözleşmesiyle belirlenen mahkeme münhasır yetkili mahkeme olacaktır. Dosyaya sunulan ve icra dosyasında da yer alan taraflar arasında akdedilen ——9.2 maddesi incelendiğinde sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemelerinin yetkili olacağına ilişkin münhasır yetki sözleşmesi yapıldığı görülmüştür.
Tarafların tacir olması, aralarında münhasır yetki sözleşmesi bulunması,davalının cevap dilekçesi ile yetki itirazında bulunması hususları göz önüne alındığında davanın 6100 sayılı HMK’nın 17.,,19 ve 20. Maddeleri uyarınca yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş ve aşağıda belirtilen şekilde karar verilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin yetkisiz olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan dolayı USULDEN REDDİNE,
2-HMK.’ nun 20/1. maddesi uyarınca iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde taraflardan herhangi birinin mahkememize başvurarak dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
HMK.’ nun 330. ve 331/2. maddesi gereğince yargılama harç ve giderleri ile avansın yetkili ve görevli mahkemece dikkate alınmasına, tarafların HMK.’ nun 20/1. maddesinde öngörülen sürede başvurmaması halinde bu hususun mahkememizce dosya üzerinden karara bağlanmasına,
Sair hususların gerekçeli kararda açıklanmasına,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı