Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/539 E. 2021/728 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/539 Esas
KARAR NO: 2021/728
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/11/2020
KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili — harç tarihli dava dilekçesinde özetle; davacının — satın aldığını, — tarihinde araç seyir halinde iken aracın yandığını, araç ve kasasındaki—- dosyasında yapılan tespite göre motor kısmında çıkan ariza nedeniyle yangın çıktığını, aracın garanti kapsamında bulunduğunu vd. belirtip, aracın bedeli olan — yanan mal bedeli olan —– yangın tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsisine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının satıcı değil, üretici olduğunu, davanın satıcı ——-yöneltilmesi gerektiğini, zamanaşımı bulunduğunu, hak düşürücü süre içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, araçta üretim kaynaklı bir ayıp bulunmadığını, davanın müvekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğinden ve zamanaşımına uğrayan taleplerin reddini, davacı tarafın eksik harç ödediği için davanın usulden reddini, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, araç satım sözleşmesi kapsamında, satıcının ayıplı ifasına dayalı oluştuğu dile getirilen zararın tazminine ilişkin tazminat davasıdır.
Mahkememizin ——– nitelikli hesap uzmanından oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“Yerinde yapılan gözlemler, dosyada mevcut beyan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu aracın servis bakımlarının düzenli olduğu, en son bakımın yangından bir ay öncesi yapıldığı, araçta ayıplı bir durumun görülmediği, —–akümülatörün elektrik tesisatında oluşan ark neticesinde başladığı, aracın sigorta paneli ile motor kısmına sirayet etmesiyle de geliştiği kanaatine varılmıştır. Zamanaşımı, davalı sıfatı vb. hukuki konuların takdiri mahkemenindir.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
—– tarihli celsenin—— nolu ara kararın ile : “bilirkişi raporunda yangının çıkış yeri olarak bildirilen——–şeklinde tespitin yapıldığı ancak yapılan bu tespit doğrultusunda yangına sebep olan olayın ne olduğunun, üretim hatası kaynaklı mı olduğu veya kullanım hatası ile ilgili mi olduğu konusunun anlaşılmadığı ayrıca yangına sebep olan olayın ve yangının başladığı yer göz önüne alındığında iş bu yapılacak tespit teknik nitelikte olacağından garanti şartlarını içeresinde veya dışında mı olduğunun anlaşılamadığı göz önüne alınarak denetime elverişli şekilde yukarıda belirtilen hususları açıklayacak ve teknik yönden uyuşmazlığa ilişkin tespitte bulunacak ve yapılacak teknik tespit sonrasında mahkeme hakiminin hukuki mevzuatı olaya uygulamasına imkan verecek şekilde teknik hususların açığa kavuşturulması” için ek rapor alınmasına karar verildiği anlaşılmakla bilirkişilerce düzenlenen—— bilirkişi raporunda özetle; —–şeklinde tespiti hazırladığımız kök raporumuzda da belirttiğimiz üzere aracın akümülatörünün üzerine — gevşek şekilde asma kilit takılmış baklalı zincir ile bağlantı yapıldığı, araç hareket halinde iken ——–üzerinde gevşek halde bulunan baklalı zincirin akü kutup başlarına değmesi neticesinde ark oluşmasına sebebiyet verebileceği bu durumunda yangını başlatabileceğini , yangının çıkış sebebinin imalat hatasına dayanmadığı bu durumun kullanıcıdan kaynaklandığı, ayıplı ve gizli ayıplı bir durumun görülmediği ve bu durumun da aracın garanti şartları içerisinde yer almadığı kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık, —– plakalı araçta meydana gelen yangının satıcıya atfedilebilecek ayıp nedeniyle mi kaynaklandığı yoksa davacının kullanımı nedeniyle mi kaynaklandığı hususundadır. Ayıp; bir malda, sözleşme ve yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların yer almasıdır. Bu çerçevede ayıp kavramının içeriği belirlenirken öncelikle; sözleşme hükümlerine bakılmalıdır. Sözleşme ele alınırken bakılacak ilk husus, taraflar arasında satılan malın hangi özellikleri içermesi konusunda açık bir anlaşmanın olup olmadığıdır. Üzerinde anlaşma olmayan durumda ise, sözleşmenin yorumundan hareketle tarafların zımnen bu konuda bir anlaşma yapıp yapmadıklarına bakılacaktır. Zımni anlaşmanın dahi olmadığı durumlarda, sözleşmenin tümü dikkate alınacak ve dürüstlük kuralına göre malın taşıması gereken vasıflar belirlenecektir. Bu anlamda ayıp, malın sözleşmeye göre taşıması gereken nitelikleri taşımaması hâli veya bu hususta özel bir hüküm olmasa da, sözleşmenin niteliği ve içeriği dikkate alındığında, malda mevcut olması gereken vasıfların eksikliği şeklinde ortaya çıkacaktır. Satılan maldaki ayıp, açık veya gizli ayıp şeklinde olabilir. Açık ayıplar, ilk bakışta görülebilen veya basit bir muayene ile anlaşılabilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıplar, ilk bakışta fark edilemeyen, sonradan yapılacak detaylı bir muayene ile anlaşılan ayıplardır. Bu tür ayıplar genelde malın yapısıyla ilgili olan ve kullanılmasıyla anlaşılan ayıplardır. Hükme esas alınan yeterli teknik nitelikteki bilirkişi raporunda yangının çıkış sebebi olarak akü üzerinde gevşek halde bulunan baklalı zincirin akü kutup noktalarına değmesi neticesinde ark oluşmasına sebebiyet vermesi olduğu tespit edilmekle, yangının çıkış sebebinin imalat hatasından kaynaklanmadığı, bu durumun kullanıcıdan kaynaklandığı tespit edilmiştir. Yukarıda ayıba ilişkin yapılan açıklamalar ışığında davacıya satılan malda üretim kaynaklı, davaya konu yangına sebebiyet verecek ayıp bulunmadığı tespit edilmekle yangının çıkış sebebinin kullanım nedeniyle kullanıcıda olduğu tespit edilmiştir. Yine kullanıcı kaynaklı yangının garanti şartlarında yer almadığı anlaışlmakla davanın reddine karar verilmiştir.
Davanın tazminat davası olması nedeniyle AAÜT 13/4 maddesi uyarınca AAÜT ikinci kısım ikinci bölüme göre belirlenmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 111,48‬ TL harcın davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T 13/4’e göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021