Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/532 E. 2022/395 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/532 Esas – 2022/395

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/532 Esas
KARAR NO : 2022/395

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Müvekkil—— sularında kendi sevk —– müvekkile ait araç ile seyir —-ilerisinde bulunan trafik ışrklarında, sola dönmek amacı ile kırmızı ışıkta durduğunu, bu esnada arkadan hızla gelen —- idaresindeki araca arkadan hızla çarpmış ve çarpmanın etkisi ile müvekkile ait aracın yolda savrulduğunu, araç sürücüsü —- araçtan çıkmaya çalıştığı—–araç sürücüsü olay mahallinden —–istikametine doğru uzaklaşarak kaçtığını, akabinde söz konusu tutanak bilgilerinde—– aracın——yapılmış ve —– tarafından müvekkilin aracına ait hasar bedelinin ödenmeyeceği hususunda müvekkile bilgi verildiğini bu sebeple taraflarınca hasar oranının belirlenmesi amacı —–tespit davasından alınan —– tarihli bilirkişi raporu ile aracın —–ve bu suretle araç 2 inci el piyasa rayiç değerinin 53.000 TL olduğunun belirtildiğini, söz konusu bilirkişi raporuna dayanarak —- icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlü —- haksız ve kötü niyetli olarak borcu sürüncemede bırakma amacı ile davacı alacaklıya borcunun olmadığını beyan etmiş ve borcu ödemekten imtina ettiğini sayılan nedenlerle, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Karayolları Trafik Kanunu 91. Mad. gereği ve aynı kanunun 85. Maddesinde düzenlenen işletenin sorumluluğunu mevzuat ve genel şartlar çerçevesinde —poliçesini düzenleyen —- aracın işlenmesinden dolayı üçüncü şahısların uğradrğı zararları tazminle mükellef olduğunu ancak bununla birlikte Karayolları Trafik Kanunu 86/2. Madde ve Türk Borçlar Kanunu 52. madde gereği müvekkil kurumun, doğan zarardan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, ayrıca poliçedeki şahıs başındı teminat limitinin de 39.000 TL olduğu ve bu tutarında müvekkilin sorumluluğunun üst sınırı olduğunu belirtmek istediğini, dosya incelendiğinde davacının talebi haksız ve mesnetsizdi olduğunu, davacı tarafın açmış olduğu —- davasında davaya konu aracın rayiç değerinin 53.000 TL olduğu ve — işlemine tabi tutulması gerektiği hususundaki tespit üzerine müvekkil şirkete — icra takibi başlatılmış olduğunu, müvekkilinin icra takibine itiraz ettiğini, zira davaya konu kaza da kusur durumunun belli olmadığını, Hukuki olarak müvekkili şirketin Karayolları Motorlu Araçlar Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca sigortalısının kusuru oranında sorumlu oldluğunu, ayrıca davacı tarafın —- aracın müvekkil şirketten tazmini açısından —- belgesi ibraz etmesi gerekmekte olduğunu, ancak davacı tarafça müvekkile çekme belgesinin ibraz edilmemiş olduğunu, iş bu nedenle de davacı tarafından icra takibiyle talep ettiği tazminat talebi açısından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, mahkememiz aksi kanaate ise taleplerinin kusur incelemesi yapılması, ZMSS Poliçesi genel şartlarının uygulanmasını, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine arz ve izah olunan nedenlerle, ileriki beyan ve fazlaya ilişkin her türlü haklarının saklı kalmak kaydı ile, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı borçluya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle; “Davalı— sigortalanan —-sevk ve idaresindeki araçla, —— aracın arka kısmından çarpmasına sebebiyet vererek dikkat ve —–hareket ettiğinden; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun Madde 52/a-b (-Sürücüler kavşaklara yaklaşırken,… — kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.) Trafik Kazalarında sürücü kusurlannın tespiti ve asli kusur sayılan hallerin anlatıldığı Madde 84/d (Araç sürücüleri trafik kazalarında; arkadan çarpma, hallerinde asli kusurlu sayılırlar) kurallarını ihlal ederek %100 (YÜZDE: YÜZ) ORANINDA KUSURLU BULUNDUĞU, Davacı ——–plakalı araç sürücüsü —–; Meydana gelen kazada 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve bağlı Yönetmelık’te belirtilen kurallara riayet ettiği, kazanın oluşumunda herhangi bir etkisinin bulunmadığı, kendisine kusur —-edilmesinin uygun olmadığından ATFI KABİL KUSURLUNUN BULUNMADIĞI değerlendirilmesi yapılmıştır. Davacı —- hem —-parçalar ile—–onarım tutannın, 2. El rayiç bedelinin %70 oranından fazla olması sebebi ile aracın TAM HASARLI kabul edilip, PERT olarak trafikten çekilmesi gerektiği değerlendirmesi yapılmıştır. Takdiri ve hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmelerimiz sonucunda oluşan görüş ve kanaatlerimizi belirtir” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;” Takdim edilen açıklamalar çerçevesinde, hukuki değerlendirme, takdir ve karar Sayın Mahkeme’ye ait olmak üzere, tarafıma verilen görev çerçevesinde; dosya kapsamındaki mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; 11/01/2020 tarihinde meydana gelen olayda; Ku Sur Yönünden: Dava konusu araç sürücüsü—— ——– sürücüsü) dava dışı —– kusursuz olduğu, Davalı tarafa sigortalı ——— plaka sayılı araç sürücüsü) %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Hasar Yönünden:— tarihinde meydana gelen kaza sonucu dava konusu —- plakalı araçta meydana gelen hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, Dava konusu —–kaza tarihi itibariyle dava konusu kazadan önceki piyasa rayiç değerinin serbest piyasa koşullarında —- yeri-hasar fotoğrafları ve bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında (ORİJİNAL YEDEK PARÇA KULLANILMASI DURUMUNDA) toplam hasar tutarının ——– olabileceği anlaşılmakla, aracın —–hasarlı değerinin kaza tarihi itibariyle —-dikkate alındığında, ARACIN TAMİRİNİN EKONOMİK OLMAYACAĞI, aracın — edilebileceği (Aracın hasar durumu dikkate alındığında, teknik yönden onarımının seyir güvenliği açısından da tehlike yaratacağı değerlendirilmiştir), Dava konusu —plaka sayılı — meydana gelen hasar-zarar tutarının kaza tarihi itibariyle———-%100 kusur oranı] = 30.000,00 TL olabileceği, Hasar/Zarar araştırmalarında dünyada kabul gören ve —- yetkili eksperler ve uzmanlar tarafından da hazırlanan bilirkişi/ekspertiz raporlarında gerçek zararın tespiti açısından —–hasar tutarı karşılaştırmasının yapılması gerektiği,——– bu hususun belirtildiği) tarafımızca yapılan piyasa araştırmasına göre, hasar tutarı, ——- tutarı ve rayiç değeri dikkate alındığında, dava konusu aracın onarımının ekonomik olmayacağı tespit edilmiştir. (Evelce verilmiş Bilirkişi Raporlarında; somut denetlenebilir örnekler ile desteklenmeyerek tespite— ——– değerlerine bu nedenle uyulmamıştır), İtirazın İptali Yönünden: Davacı – alacaklı—– tarafından dosya borçlusu——- başlatılan ve yetki üzerine yetkili icra müdürlüğü kanalı ile devam edilen icra takibinde) —- sayılı dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından borca ve faize yapılan itirazın kısmen iptali ile 30.000,00 TL. asıl alacak 281,10 TL. işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 30.281,10 TL. üzerinden icra takibinin devamı gerektiği,” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
EK RAPOR: Bilirkişi ek raporunda özetle;” Davalı—— beraber davacıya ödenmesi uygun görülmüştür. Takdiri ve hukuki değerlendirmesi Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, dava dosyası üzerinden yapılan inceleme ve değerlendirmelerimiz sonucunda oluşan görüş ve kanaatlerimizi belirtir işbu rapor, tek nüsha olarak saygılarımızla arz olunmuştur.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava; TBK’nın 49.maddesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememizce kusur durumunun tespiti ve davacının aracında meydana gelen hasar bedelinin tespiti bakımından bilirkişi raporları aldırılmıştır.
01/03/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle: “Davaya konu —- plakalı araca ilişkin olarak — hasar bedelinin —- kaza tarihi itibariyl—– Hasar) x %100 kusur oranı] =——-” tespit edilmiştir.
Aynı Bilirkişi Raporunda davalı tarafa sigortalı araç sürücüsünün kazada % 100 kusurlu olduğu kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
İddia, savunma, kaza tespit tutanağı, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında; davacıya ait araçta meydana gelen trafik kazası nedeniyle —- bilirkişi raporuna göre kaza tarihi itibariyle (—- zarar oluştuğu, oluşan zararların kusur oranı ile paralel olarak %100 oranına isabet eden —- davalı ——– şirketinin sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Sonuç olarak, davacı – alacaklı —–tarafından dosya borçlusu —- tarihinde —- başlatılan ve yetki üzerine yetkili icra müdürlüğü kanalı ile devam edilen icra takibinde)— Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibinde, dosya borçlu tarafından borca ve faize yapılan itirazın kısmen iptali ile 30.000,00 TL. asıl alacak 281,10 TL. işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 30.281,10 TL. üzerinden icra takibinin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacının alacağının likid olmadığı kanaati ile icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir. Zira — karar sayılı ilamında benzer konuya ilişkin; ” İcra İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek, haklı çıkması yasal koşullardandır. İcra inkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra takibine itiraz eden borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Öte yandan, alacağın likit ve belli olması gerekir. Genel bir kavram olarak, “— hesaplanabilir alacaktır” Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya, alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda; davaya konu uyuşmazlıkta tarafların kusurunun belirlenmesi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı, bu nedenle davacı kurumun istinafının yerinde olmadığı, aracında davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğundan davalınında istinafı da yerinde görülmemekle istinaf istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” şeklinde karar verildiği görülmüştür. Sonuç olarak davaya konu uyuşmazlıkta tarafların kusurunun belirlenmesi gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı değerlendirilerek icra inkar tazminat talebi reddedilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davacı tarafından davalı aleyhine — sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının vaki itirazının 30.000,00 TL. asıl alacak 281,10 TL. işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 30.281,10 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Yasal şartları koşulları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 2.068,50 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 652,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.416,34‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 652,16 TL peşin harç toplamı 706,56‬ TL ile 4.118,00 TL ( Bilirkişi ücreti, tebligat gideri, müzekkere gideri ve dosyadaki diğer masraflar) olmak üzere toplam 4.824,56‬ TL yargılama giderinden davanın kabul 0,56 ve red 0,44 oranına göre hesaplanan 2.701,75 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk— oranına göre 739,2‬0 TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7—- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — davanın kabul edilen miktarı üzerinden– davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.