Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/531 E. 2021/489 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/531 Esas
KARAR NO : 2021/489

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı şirkete——— çekim ve ————- yaptığını, faturasının davalı yana iletildiğini, davalının müvekkili şirkete ödeme yapmadığını, davalı aleyhine 99.300,-TL alacakları için——— ile icra takibi başlattıklarını davalının haksız gerekçesiz ve kötü niyetli itrazı ile takibin durduğunu, bunun üzerine —- çıkmadığını, kötü niyetli davalının haksız itirazının iptali için huzurdaki davayı açmak zaruretinin oluştuğunu ———durdurulmasına, itirazın iptali ve takibin devamına, 99,300-TL’nin takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline, itiraz edilen tutarın %20′ sinden az olmamak üzere kötü niyet/inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ————- alacağım—- olarak ———ödeme ve benzeri işlemleri bu firma üzerinden yapacaklarını söylediğini; Müvekkili şirketin hem davacıdan hem ———- fatura geldiğini ve ödendiğini) tüm faturaları kayıtlarına işlediğini ve ikisinden gelen ödeme yapılması yönündeki talimatlarını yerine getirerek edimini ifa ettiğini, 500.000.-TL üst limitle anlaşıldığı için müvekkilinin faturanın hangi şirketten geldiği İle ilgilenmediğini sadece işin yapılıp yapılmadığı ile ilgilendiğini, müvekkilinin banka dökümlerini çıkardığında aslında anlaşılan——üstünde ödeme yaptığım gördüğünü, davacının nam ve hesabına 3. kişilere yapılan ödemelere itiraî etmesi halinde bu şahısların mahkeme huzurunda dinlenmesini talep ettiklerini; Davacı ——–talebi talep ve —- davacıya yardımcı— çalışan işimleri yazılı kişilere davacının —- ve hesabına iş yaptıkları için toplam 572.970,-TL ödendiğini, müvekkilinin oldukça—bir anlaşma yaptığını anlamasına rağmen bundan—- yeniden başa dönülmesi halinde—–imkansız olması —– davacıların elinde olması nedeniyle geri denemediğini, davacı—–baskı uygulayarak ciddi bir meblağ parayı daha zorla aldıktan sonra kayıtların kendine teslim edildiğini, hem huzurdaki davayla hem de dava dışı——- dosyasında sözde alacak davası açıldığını, —————-listesi verilen toplam —– ödemeyi yapmak zorunda kaldığını aksi halde ————- verilmeyeceği ile tehdit edildiğini belirterek davanın reddini, davacının %’ 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişinin raporunda özetle; “Davacı .—- Davalı .—-ticari defterleri ve dayandığı ——- birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. 85. madde ve HMK 222. madde gereğince sahipleri lehine delil niteliğinde olduğu, davacı kayıtlarına göre, davalı .—-takip tarihi ————— kayıtlarında mevcut olan ancak davacı—— kayıtlarında bulunmayan toplam tutarı 109.300,- TL olan ödemeler İle 10.000,-TL olan düzeltme kaydından kaynaklandığı, davalı yanın tarafların kayıtları arasındaki 99.300,-TL farkla ilgiIi ödemeleri yaptığına dair ispat yükünü üzerinde taşıyıp taşımadığı konusunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Sayın Mahkemenizin alacaklı lehine avans faizi hakettiğine hüküm vermesi halinde, davacı tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden takip —–kadar %10, — tarihinden itibaren %16,75 oranında avans faizi talep edebileceği,— dosyasında da ——ile iş bu davadaki cari hesap İlişkisinden kaynaklı talebin mükerrer olmadığı” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, cari hesap ilişkisine dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde —- üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, ——vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davalı—– davaya dayanak olarak gösterilen toplam——– mal veya hizmet alımı yaptığını ——– formu ile bağlı bulunduğu —- beyan ettiği, böylelikle tarafların ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre 21/07/2020 takip tarihi itibariyle davalının —- olduğu, davacı tarafından düzenlenen faturaların 8 günlük yasal itiraz süresi içerisinde herhangi bir itiraza uğramadan davalı kayıtlarında usulüne uygun olarak yer aldığı, davalının ödemeye ilişkin herhangi bir yazılı belgeyi mahkememize sunmadığı, davacının ödemesi gereken ancak kendilerinin ödediğini beyan ettiği masraflara yönelik tanık dinletmek istediği, davanın mahiyeti icabı yapılan ödemeleri tanık beyanı ile ispatlayamayacağının anlaşılması ile tanık dinletme talebinin mahkememizce geri çevrilmesine karar verildiği, davacının —– takip konusu yapıldığı, bu haliyle söz konusu faturaların —- tespit edildiği anlaşıldığından davanın aşağıdaki şekilde kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu ——kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir. ——. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından——–icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin DEVAMINA,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 99,300 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 6.783,18 TL karar ve ilam harcının, dava açılırken peşin olarak alınan 1.199,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.583,88‬ TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —– vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 1.199,30 TL peşin harç toplamı 1.253,7‬0 TL ile 1.046,50 TL (Bilirkişi ücreti, müzekkere, tebligat, e-tebligat ve diğer dosya masrafları) olmak üzere toplam 2.300,2‬0 TL olan yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk ücreti —-davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
8-Davacı tarafından dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.