Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/517 E. 2022/133 K. 24.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/517 Esas
KARAR NO : 2022/133

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 24/02/2022

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili 11/11/2020 harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ve davalı borçlu şirket arasındaki ticari ilişki kapsamında —– çalıştırılması hususunda– imzalandığını, taraflar arasında — ilişkin karma bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında üstlendiği edimlerini gereği gibi ifa etmiş olmasına rağmen davalı tarafın para ödeme borcunu eksiksiz bir şekilde ifa etmediğini, borcun ödenmesi için davalı tarafa müvekkili şirketçe süre verilmesine rağmen davalı tarafın dava konusu bakiye borca yönelik herhangi bir ödeme yapmdığını,— dosyası ile başlatılmış takibe de haksız bir şekilde itiraz ettiğini ve iş bu davanın açılması mecburiyetinin doğduğunu; müvekkili şirketin davalı şirkete düzenlediği faturaları karşı tarafa tebliğ edildiğini, faturaların — davalı tarafça hiçbir itirazda bulunulmadığını, hem müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları hem de davalı şirketin ticari defter ve kayıtları incelendiğinde ticari ilişki ve dava konusu alacak miktarının açıkça görüleceğini, sekiz günlük süre içerisinde faturaya itiraz edilmemiş olması faturayı alan kişinin faturanın içeriğinin doğru olduğunu, yani sözleşmeye uygun olduğunu kabul etmiş sayılacağının, — anlaşamama ile sonuçlandığını; davaya konu alacağın önceden hesap edilebilir ve likit fatura alacağı olduğunu, davalı şirketin hukuken mevcut olan ve talep edilebilir olan haklı bir alacağa ilişkin hiçbir gerekçe göstermeden borca itiraz etmesiyle itiraz hakkını kötüye kullandığını belirterek davalı tarafça ———–. Sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı taraf aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, beyan ve talep ettiği görüldü.
CEVAP: Davalı vekili — harç tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın var olduğunu iddia ettiği —- dava dilekçesinde delil olarak belirtilmiş olmasına rağmen dava dosyasına eklenmediğini, taraflarına tebliğ edilmediğini, bu belgelerin tebliğ edildiğinde daha ayrıntılı beyanda bulunacaklarını; tanık gösterilmesine muvafakatlerinin olmadığını; davacı tarafın delil olarak sunduğu uyuşmazlığa ilişkin olduğu iddia edilen faturaların iddia edilen hususun ispatı için yeterli olmadığını,müvekkili şirket kayıtlarında yapılan araştırma ve incelemeler neticesinde davacının sahipolduğunu iddia ettiği alacağa ilişkin bir kayıt bulunamadığını, böyle bir meblağda borcun teyit edilemediğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber bir an için böyle bir alacağın varlığı kabul edilse dahi alacağın zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı defiinde bulunduklarını, alacağın likit olmadığını, zaten böyle bir bakiye alacağın da bulunmadığını, davacının icra inkar tazminatı talep edebilmesinin mümkün olmadığını, haksız davanın reddini, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama harç ve gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini, beyan ve talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,faturalara ve açık hesap ilişkisine dayalı —-Esas Sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.
———– dava dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
— tarihli ara karar ile—– talimat yazılarak dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve — bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi — tarihinde akdedilen — dayalı olarak kesilen faturalara ilişkin olarak başlatılan—–. sayılı dosyasına yapılan itirazın yerinde olup olmadığı konusunda hem söz konusu dosya ve hem de davacının ticari defterleri ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı—— defterlerinin TTK’ne göre usulüne uygun tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığını, defter kayıtlarının birbirlerini doğruladığını ve sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığını,—imzalandığı tarih olan —- öncesinde düzenlenen ve yapılacak çalışmaya hazırlık olmak üzere —– adet fatura hariç her faturanın davalı tarafça teslim alındığını, Davacı —- ilişkisine ait davacının —— ekinde sunulduğunu, davacının ticari defter kayıtlarının dikkate alındığında davalıdan — alacağının bulunduğu ve söz konusu alacağın halen devam ettiğini, davacının davalı—— bildirimde bulunduğunun” sonuç ve kanaatine varıldığı görüldü.
07/10/2022 tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 07/12/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; “Ticari defter kayıtları ve diğer belgelerde de görüldüğü üzere taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunu; 30.06.2021 tarihli Bilirkişi Raporunda; davacının ticari defter kayıtlarında davalıdan 271.415,25 TL alacağının bulunduğu görüş ve kanaatine varıldığını; davalı— defterlerinin, TTK. md. 85 ve HMK 222. madde uyarınca sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğunu; davalı —–göre; davalı—–bulunduğunu, taraf kayıtlarındaki cari muavin bakiyeleri arasındaki —– tutarındaki farkın; davacı tarafından davalıya düzenlenmiş — tutarının davacı tarafından yanlış hesaplanması nedeniyle davacının fatura
üstünde düzeltme yaparak kendi kayıtlarına bu şekilde almasından kaynaklandığının,” sonuç ve kanaatine varıldığı görüldü.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm,——– haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin —- olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Her iki ticari defterlerde yer alan kayıtlar birbiri ile uyuşması halinde ticari defterler ,içeriğine göre delil vasfına sahip olabilecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde—– içerdiği,taraflar ticari defterleri arasındaki bu farkın—– davacı tarafından davalıya düzenlenen faturada yer alan —– davacı tarafından yanlış hesaplanmasından kaynaklandığı görülmüştür.Yeterli teknik nitelikte bilirkişi —-sayfasında da tespit edildiği üzere davacının fatura üzerinde düzeltme yaparak— hesaplanmış şekli ile faturayı ticari defterlerine kaydettiği görülmekle taraf ticari defterleri arasındaki fark olan 188,24 TL bedel yönünden ,faturadaki hatanın düzeltilmesi sonrası davacı kayıtlarında yer alan şekli ile bu miktar açısından da davalının borçlu olduğu kabul edilmiş ve talep olunan diğer miktar yönünden taraf ticari defterleri uyumlu olduğundan ticari defterlerin delil niteliği göz önüne alınarak 271.415,25 TL açısından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın likit olması konusunu—. Numaralı kararında; ”Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır.Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek,alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir.
Yargıtayın yerleşik kararlarına göre fatura alacakları likit niteliktedir.—-. Numaralı kararına göre; “Uyuşmazlık, davacının davalıya faturayla sattığı mal bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, borcun miktarı belirlenebilir (likit, hesap edilebilir) olduğundan, dava dilekçesinde icra inkar tazminatı isteyen davacı yararına İİK.nun 67/2 nci maddesi uyarınca tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu istemin reddi doğru görülmemiştir.” denilerek fatura alacağının likit niteliği belirtilmiştir. Alacağın faturaya bağlı alacak olması nedeniyle kabul edilen asıl alacağın yüzde 20si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen KABULÜ ile,—-esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın 271.415,25 TL üzerinden iptaline, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2- Kabul edilen asıl alacak miktarı olan 271.415,25 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 271.415,25 TL’lik kısım yönünden alınması gereken 18.540,37 TL harçtan peşin alınan—harcın mahsubu ile bakiye —- karar harcının davalıdan tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
4- Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan —- peşin harç ve —başvurma harcının davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan— alınması gereken— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan— 13/2’ye göre alınması gereken 0,94‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan toplam— bilirkişi ücreti ve 211,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.511,00 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.510,99 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Kabul red oranına göre belirlenen 1.319,99 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına, Yine Kabul red oranına —– davacıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı