Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/508 E. 2020/862 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/957 Esas
KARAR NO: 2020/778
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —- harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Müvekkili banka ile davalı arasında yapılan sözleşmeler gereğince; davalıya müvekkili banka tarafından —- nolu kredi kartı, —- numaralı tek hesap ve —- numaralı çek hesabı verildiğini, davalı tarafından, kredi kartı harcamalarından ve kredi borçlarından kaynaklanan aylık borç bedelleri ödenmediğini, müvekkili banka davalıya her bir ürünü için ayrı ayrı ihtarnameler gönderdiğini ve kanunda öngörülen sürelerde ödeme talebinde bulunmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkil.——-tarihinde %50-%50 hisse paylı olarak kurmuşlardır. Müvekkililerden —– hisselerini —- yevmiye sayılı ——devrettiğini, diğer müvekkili —– şirketteki hisselerini ———– devrettiğini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasıdır. İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.İcra dosyası fiziken celp edilmiş ,borçlulara ödeme emrinin —- tarihinde tebliğ edildiği,borçlular vekilinin — tarihinde ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
—- tarihli ara karar ile dosyanın bir Bankacı bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —–tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
29/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı banka ile dava dışı asıl borçlu—– arasında aşağıda dökümü yapılan sözleşmeler imzalandığı,
TARİH
SÖZLEŞME LİMİTİ
KEFİL
KEFALET LİMİTİ
EK

—-


EK:2


YOK
EK:1




EK:3




EK:4
Davalı asıl borçlu ile davalı kefillerin temerrüd tarihlerinin aynı olduğu takip tarihi itibarı ile yapılan hesaplama neticesinde bulunan tutar davalı kefillerin kefalet limiti kapsamında kaldığı,dolayısıyla Davacı bankanın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı kefillerden TAHSİLDE TEKERRÜR OLMAMAK KAYDI İLE takip tarihi itibarı ile,
ALACAKLAR
TALEP
HESAPLANAN
TALEP EDİLEBİLECEK TUTAR
ASIL A. (Kredi Kartı)



ASIL AL. (KMH)

——
ASIL AL. (Çek Kredi)



FAİZLER TOPLAMI



BSMV



TOPLAM BORÇ



— alacaklı olduğunun hesaplandığı,,
Borç tamamen öndeninceye kadar davacı banka —- asıl alacak üzerinden —— tarafından deklere edilen ve 3 ayda bir değişen oranlarda temerrüt faizi ve — talebinde bulunabileceği, borç tamamen öndeninceye kadar davacı banka —— asıl alacak üzerinden % 24 temerrüt faizi ve —- talebinde bulunabileceği sonucuna varılmıştır. Şeklinde tespitlerde bulunarak raporunu teslim ettiği görülmüştür.
5411 Sayılı Bankalar Kanunu’nda “gayri nakdi kredi” kavramı tanımlanmamıştır. Ancak, 5941 Sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti, sözü edilen Kanun gereğince bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez —-
Genel kredi sözleşmesinin anılan bu maddelerinde ve diğer maddelerinde kefilin, bankanın yasal çek yükümlülük bedelleri riskini de (gayrı nakdi kredi rizki) ayrıca taahhüt ettiğine, kefilin bu gayrı nakdi kredi rizkinden de sorumlu olduğuna ilişkin kayıt bulunup bulunmadığı hususlarında, Yargıtay yerleşik kararları doğrultusunda kefilin gayri nakdi kredi risklerinden de sorumlu olması için imzalanan kefalet sözleşmesinde bu hususun açıkça yer alması gerekmektedir. ——-arasında akdedilen sözleşmede kefillerin çek depo bedelinden sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar davalılar vekili tarafından davalıların ortaklıktan ayrılması nedeniyle son bulduğu itirazında bulunulmuşsa da ,davalılar tarafından verilen kefaletin şahsi kefalet olduğu görülmekle ,ortaklıktan ayrılmanın kefaleti sona erdirmeyeceği kanaatine varılarak bu yönde yapılan itiraza itibar edilmemiştir.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında yeterli teknik nitelikte olan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara itibar edilerek ve alacağın belirlenebilir olduğu göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile,
—– sayılı takip dosyasına davalılar tarafından yapılan itirazın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla —- kredi kartı asıl alacak + — kredi asıl alacak + — işlemiş faiz +— olmak üzere toplam — üzerinden iptaline, —- toplam asıl alacağa takip tarihinden itibaren %28,08 ve tcmb tarafından deklare edilen ve 3 ay da bir değişen oranlarda temerrüd faizi ve bsmv işletirilerek takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Çek depo bedeline ilişkin talebin reddine,
3-Kabul edilen asıl alacak miktarı olan toplam 26.743,56 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Harçlar yasası uyarınca davanın kabul edilen 47.354,84 TL lik kısım yönünden alınması gereken 3.234,80 TL harçtan peşin alınan 600,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.634,66 TL karar harcının davalılardan müteselsilen tahsiliyle hazineye İRAD KAYDINA,
5-Harçlar yasası uyarınca davacı tarafından yatırılan 600,14 TL peşin harcın davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ye göre alınması gereken 6.956,13 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden nakdi alacak yönünden reddedilen miktar üzerinden hesaplanan A.A.Ü.T.’ 13/2ye göre alınması gereken 2.335,14 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen çek depo bedeline ilişkin A.A.Ü.T.’ ye göre alınması gereken maktu 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan toplam 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 207,30 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.207,30 TL yargılama giderinden kabul-red oranına göre belirlenen 1.150,56 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınıp davacıya verilmesine, geri kalan bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalılar vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2020