Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/48 E. 2021/829 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/48 Esas
KARAR NO: 2021/829
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/02/2020
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesi Özetle; Davalı—– müvekkili banka arasında —- sözleşmeye müşterek borçlu ve müteselsil kefil oldukları,müvekkili banka bu sözleşme gereği adı geçen borçlulara krediler kullandırdığı fakat davalı /takip borçluları sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemediklerini, Bu nedenle müvekkili —– tarafından borçlulara ödeme yapması için —- yevmiye numarası ile ihtarname gönderildiğini,buna rağmen borçlunun ödeme yapmaması üzerine haklı olarak —— dosyasından İlamsız takibe geçilerek davalı/takip borçlusu aleyhine icra takibi başlatıldığını, Ödeme emri borçluya tebliğ edildiği ancak borçlu vekilinin borca itirazı neticesinde İcra takibinin durduğunu, yukarıda izah edilen nedenlerle Fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydı ile faiz ve masraflar hariç olmak üzere —– tutarında alacağın, tahsil tarihine kadar işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin temini için borçlunun itirazının iptali ve takibin devamına, borçlulara %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine,tüm yargılama giderleri, ihtar masrafı ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı—- tarafından verilen cevap dilekçesi özetle; Davacı banka tarafından açılan itirazın iptali davasına davalılar vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde,—-dosyası kapsamında görülmekte olan davaya ilişkin dava dilekçesi müvekkile —- tarihinde müvekkile tebliğ edildiğini, dava dilekçesindeki iddiaların cevaplanabilmesi için gerekli olan tüm inceleme ve araştırmanın yapılması, —– karşıya bulunduğu——salgını sebebiyle işlerimizi ev ortamından takip etmek mecburiyetinde bulunduğumuzdan bu hususta gerekli bilgi ve belgelerin temini de uzun bir süre gerektireceğinden davaya cevap süresinin hak ve menfaat kaybına uğramamak adına, yasal cevap verme süremize ek olarak HMK md. 127 uyarınca 1 ay uzatılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Dava dilekçesinin yanı sıra ekleri ile dava dosyası içerisindeki diğer tüm evrakların tebliği halinde daha ayrıntılı bir cevap dilekçesi sunma imkanları olacağını, ancak; hak kaybına neden olmaması için, süresi içerisinde ——- mahkemenin görev ve yetkisine itiraz ettiklerini, ayrıca zamanaşımı defi ve hak düşürücü süre itirazlarını da şimdiden sunduklarını,haksız ve dayanaksız davanın reddini talep ettiklerini, Öte yandan müvekkilin ikamet adresi tebliğ zarfında da görüldüğü üzere —- olup yetkili mahkeme—– olduğunu, davaya cevap verme süremizin HMKmd. 127 uyarınca yasal cevap verme süresinin bitiminden itibaren ek 1 ay uzatılmasına karar verilmesini, ”talep etmişlerdir. Ancak davalıya usulüne uygun olarak tebliğ çıkarmasına rağmen cevap verilmediği anlaşılmıştır.
Davalılardan ——– tensip zaptı ve dava dilekçesi tebligat kanunun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş olup, davalı şirketin davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
Davalı —– tensip zaptı ve dava dilekçesi tebliğ edilmiş olup, davalının davaya katılmadığı ve cevap dilekçesi de sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ——— kaynaklı olarak başlatılan icra takibine vaki davalıların itirazının iptali istemine ilişkindir. Yapılan incelemede davacı banka ile kredi asıl borçlusu—– imzalandığı, diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladıkları anlaşılmıştır. ———- kayıtlarından davalı gerçek kişilerin kredi sözleşmelerinin aktedildiği tarihte davalı şirketin yetkilisi oldukları anlaşılmıştır. Kredi sözleşmeleri incelenmiş yasaya uygun olarak kefilin sorumlu olduğu azami miktarın, kefalet tarihi ve kefil olunan miktarın sözleşmede gösterildiği, kefillerin müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeyi imzaladıklarına dair kaydın sözleşmede bulunduğu, kefillerin şirket yetkilisi olmaları nedeni ile eş rızasına gerek olmadığı, kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalılar icra takibine itiraz dilekçelerinde ve davalılardan —– vekilince cevap dilekçesinde kredi asıl borcu ve işlemiş faiz miktarına itiraz edilmiştir.
——dava konusu —- dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması——- temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin gecikme ve temerrüt faizi başlıklı —— kredi faiz oranının —– katı tutarında temerrüt faizi uygulanır düzenlenmesi bulunduğu anlaşılmıştır.
—- uygulamasında bankaların —– ancak müşterilerine uygulamadıkları akdi faizlerin temerrüt faizinin tespitinde esas alınmayacağı kabul edilmekte olup sözleşmede ayrıca bir temerrüt faiz oranı da belirlenmemiştir.O hâlde, davacı bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak hesabın kapatıldığı tarih itibariyle davalının kullandığı ticari krediye uygulanan akdi faiz belirlendikten sonra temerrüt tarihine kadar bulunan alacağa akdi faiz işletilip, temerrüt tarihinden icra takip tarihine kadar —- maddesindeki anlaşma uyarınca akdi faizin —- temerrüt faizi olarak uygulanıp takip tarihi itibariyle alacak tespit edilmeli ve takipten sonra da belirlenen temerrüt faizinin asıl alacağa uygulanmasını sağlayacak şekilde takibin devamına imkân sağlanması gerekmektedir.” şeklindeki ilamı ile temerrüt faizinin belirlenmesindeki izlenmesi gereken yolu belirtmiştir.
——— sayılı emsal içtihadı ve diğer emsal içtihatları gereğince davacı bankanın alacağına uygulanacak temerrüt faiz oranının davacı bankaca fiilen uygulanan faiz dikkate alınmak suretiyle hesaplanması gerekmektedir. İspat yükü kendisinde olan davacı bankaya gönderilen muhtıra ile talep edilmesine ve bildirmediği takdirde dosyanın mevcut halindeki bilgi ve belgelere göre karar verileceği belirtilmesine rağmen temerrüt tarihi itibarıyle fiilen uygulanan en yüksek ticari faiz oranını ——— temerrüt faizinin hesaplanmasının mümkün olmadığı ..” belirtmiştir.
Ticari krediler yönünden davacı banka davaya konu kredilere uyguladığı akdi faiz oranının —- temerrüt faizi talebinde bulunduğundan talebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Bilirkişi tarafından denetime uygun bir şekilde takipte –,—– bendinde gösterilen krediler yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar -bentlerinde gösterilen krediler yönünden asıl alacağa— takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar —- gösterilen kredi yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar ——da temerrüt faizi uygulanması gerektiği tespit edilmiştir. Belirlenen temerrüt faizinin taraflar arasındaki sözleşmeye ve ilmi içtihatlara uygun olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan incelemede takip borçluların temerrüde düştükleri tarihlerin farklı tarihler olduğu anlaşılmıştır. Ancak Davacı bankanın icra takibinde temerrüt faizi talep etmediği sadece akdi faiz talep ettiği görülmüştür. Bu nedenle davalılar yönünden ayrı ayrı bir hesaplama yapılmamıştır. Takipten sonra işleyecek temerrüt faizi oranları yukarıda belirtildiği gibidir.
Mahkememizce deliller toplanmış dosya uzman bilirkişiye tevdii edilmiştir. Yapılan incelemede takipte ——- olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere tarafların açıkça ileri sürmedikleri bir hususu hukuk yargılamasında mahkemenin resen dikkate alması mümkün değildir. Bilirkişi raporuna davalı —– borçlu şirket yönünden hesap kat’ının gerçekleşmediği, buna bağlı olarak asıl borçlu ve müvekkili hakkında alacağın muaccel olmadığı, faizlerin tüketici korunması hakkındaki kanun hükümlerine aykırı olduğu yönünde itirazlarda bulunulmuştur. Öncelikle asıl borçlu şirkete kullandırılan krediler ticari olup tüketicinin korunması hakkındaki hükümlerin uygulanması hukuken mümkün değildir. Davalı asıl borçlu şirkete hesap kat ihtarı kredi sözleşmesinde belirttiği adrese tebliğe çıkarılmış. —- tarihinde bila tebliğ iade dönmüştür. Taraflar arasındaki —-gereği şirketin adresini değiştirmesi durumunda yeni ikametgahını ticaret siciline tescil ettirip bankaya noter aracılığı ile yazılı olarak bildirmelidir. Aksi durumda sözleşmede belirtilen adrese çıkarılan tebligatın geçerli olacağı karşılıklı olarak hükme bağlanmıştır. Bu nedenle ihtarnamede verilen ——tarihinde davalı kredi asıl borçlusu temerrüde düşmüştür. Davalı vekilinin itirazları bu nedenle yersizdir. Ayrıca banka tarafından icra takibinde temerrüt faizi istenmediğinden temerrrüt faizi yönünden yapılan itiraz da yersizdir. Bilirkişi raporuna davacı bankanın itirazı ise kefillere tebligatın yapılmaması nedeni ile temerrüt faizi hesaplanmamasının hatalı olduğu yönündedir. Bu itiraz anlaşılamamış olup davacı banka zaten başlattığı taklipte kendisi temerrüt faizi talep etmemiş sadece akdi faiz talep etmiştir. İcra takibinden sonra işleyecek temerrüt faizi oranını takip talebine yazmıştır. Takipten sonra işleyecek temerrüt faizine ilişkin de yukarıda gerekli açıklama yapılmıştır. Bu nedenle bu itiraz yersizdir. Davacının diğer itirazında ise takip talebinden itibaren akdi faiz hesaplanması gerektiği yolundadır. Davacı takip talebinin ise —- olduğunu bu nedenle bu tarihten itibaren faiz işletildiğini iddia etmiştir. Öncelikle takip tarihi davacının belirttiği gibi ———– değildir. Kaldı ki akdi faizin hangi tarihten başlayıp ne zamana kadar işletilmesi gerektiği de yukarıdaki emsal içtihatta belirtilmiştir. Bu itiraz bu nedenle yersizdir. Tarafların itiraz nedenleri bunlarla sınırlı olup yapılan incelemede itirazların yersiz olduğu anlaşılmıştır. Tüm dosya kapsamı, denetime uygun bulunan —- bilirkişi raporu birlikte değerlendirilmiş davanın kısmen kabulüne,likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile davalıların %20 oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmelerine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1- DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile ,
Davalıların—– sayılı dosyasına vaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin;
A——– üzerinden iptaline,
B- ——–yönünden ;
—– üzerinden iptaline,
D- —- yönünden;
—- yönünden;
— üzerinden iptaline,
F———– yönünden;
—– üzerinden iptaline,
G- —- yönünden;
—– üzerinden iptaline,
2-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile asıl alacak toplam miktarı olan —— üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 55.617,37 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Takipte ——- bendinde gösterilen krediler yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar – oranın—da temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden —– işletilmesine,
4-Takipte ——- bentlerinde gösterilen krediler yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar —- işletilmesine,
5-Takipte —- nolu bendinde gösterilen kredi yönünden asıl alacağa takip tarihinden alacak tamamen ödeninceye kadar —— oranında temerrüt faizi ve bu faiz üzerinden —–işletilmesine,
6-Alınması gerekli 19.755,29 TL nispi harçtan dava açılırken peşin alınan 3.659,52 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 16.095,77 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.659,52 TL nispi harç olmak üzere toplam 3.713,92 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 1.250 TL bilirkişi ücreti, 254,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.504,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranında göre hesaplanan 1.435,96 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 28.694,04 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya ödenmesine,
9-Davalı —- kendisini vekille temsil ettirdiğinden red edilen kısım yönünden yürürlükte olan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
10-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
11———– bütçesinden karşılanan Arabulucuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin kabul red oranına göre hesaplanan 1.259,87 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, bakiye 60,13 TL’lik kısmınında davacıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, – ———Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalılar yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2021