Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. 2021/435 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/477 Esas
KARAR NO : 2021/435

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2020
KARAR TARİHİ : 08/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:— eden ile ticari ilişki içine girmiş olan davalının —-edene açık hesap bakiyesi nedeniyle 4.617,61-TL borcu bulunduğunu, alacağın tahsili için borçluya haricen başvurulduğunu ve yapılan harici girişimlerin sonuç vermemesi üzerine, tarafımızca alacağının tahsilinin temini amacıyla tarafımızdan—– Sayılı dosyasından cebri icra takibi yapıldığını ve yapılan cebri icra takibine borçlu vekili vasıtasıyla itiraz ettiğini, borçlunun icra takibine itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davasına esas olmak üzere dava şartı olan —- başvurulduğunu ancak herhangi bir anlaşma sağlanamadığını,— işi ile iştigal etmekte olup, davalıya ait veya davalının zilyetliğinde olan araçların bakım onarım işlerini yaptığını ve verilen hizmet ile ilgili davalının her fatura için onayını aldığını ve alacağın meydana gelmesine neden olan hizmeti gereği gibi yerine getirdiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı taraf —— asıl alacak olmak üzere 11/11/2019 tarihli cari hesap bakiyesi konulu ilamsız icra takibinde bulunduğunu, müvekkili adına iş bu takipte alacaklı olarak gözüken davacıya ve takibe karşı yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, taraflar arasında ki ticari ilişki çerçevesinde davacı yan tarafından müvekkili şirket kayıtlarında bulunan faturalar düzenlendiğini ve ödemeler yapıldığını, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarına da iş bu faturalar ve ödemeler işlendiğini, davacı yan tüm bu ödemelere ve tahsilatlara rağmen kötüniyetli ve haksız olarak mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığını, dilekçemiz ekinde 2018-2019 yıllarına ait cari hesap ekstreleri ve faturalara karşılık verilmiş olan senetlerin ve ödeme dekontları yer aldığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,açık hesap ilişkisine dayalı —— Sayılı ilamsız takip dosyasına yapılan itirazın iptali davasıdır.Borçlu tarafından 13/11/2019 tarihinde ödeme emrine itiraz dilekçesi sunularak borca itiraz edilerek takip durmuştur.
—– Esas sayılı takip dosyası celp edilmiştir.
19/01/2021 tarihli ara karar ile dosyanın Mali Müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve 06/04/2021 tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
———— ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve davacı lehine delil kabul edilebileceği, davacı —– defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve davalı lehine delil kabul edilebileceği, daval—— borcu olmadığı, davacı—–kayıtlarındaki farkın davacı tarafın kayıtlarında olup davalı tarafın kayıtlarında olmayan —– sonuç ve kanaatine varılmıştır. Şeklinde tespitlerde bulunarak bilirkişi raporunu mahkememize teslim etmiştir.
Her ne kadar takip —- başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 89. (6762 sayılı TTK’nın 87) maddesine göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK’nın cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, —- Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.6102 sayılı TTK’nın 21/2.maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin — ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.Taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda —— kayıtlarında bulunduğu ancak davalı kayıtlarında bulunmadığı görülmüştür.6100 sayılı HMK’nın ticari defterlerin delil niteliğini düzenleyen 222.maddesi uyarınca dava konusunu oluşturan bu iki faturanaın her iki taraf defterlerinde kayıtlı olmaması yalnızca davacı kayıtlarında olması nedeniyle dava, ticari defterler ile ispat edilememiştir.Ancak — ticari defterleri arasında fark yaratan bu iki fatura yönünden davacının davasını genel hükümlere göre ispati mümkündür.Bu durumda bu iki faturaya konu hizmetin davacı tarafından ifa edildiğini davacının ispat etmesi gerekmektedir.Davacının dava dilekçesi ile sunmadığı ancak ———- olduğu —- incelendiğinde teslim alan ve teslim eden kısmının boş olduğu anlaşılmakla hizmetin ifa edildiğinin ispatlanamadığı görülmüştür.Davalı vekilinin —- sunulmayan delillere muvafakatlerinin olmadığını bildirdiği — sunulan mutabakat formu olduğu belirtilen belgenin de bu iki faturaya konu hizmetin ifa edildiğini ispat etmediği görülerek davanın reddine karar verilmiştir.Nitekim faturanın delil niteliği değerlendirildiğinde bu iki faturanın davalıya tebliğ edildiğine ilişkin delilin de olmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacının takipte kötü niyetli olmadığı,alacak iddiasını ispat edememesinin tek başına kötü niyete vücud vermeyeceği görülerek kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL harçtan peşin yatırılan 55,77 TL harcın düşümü ile geri kalan 3,53 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan——–göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6—— arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.