Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/466 E. 2020/863 K. 09.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/466 Esas
KARAR NO : 2020/863

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekilince verilen dava dilekçesinde özetle; —– müdürlüğüne kayıtlı —— tarafından yasal yükümlülükler yerine getirilmediği için re’ sen terkin edildiğini, şirketin re’sen terkin edilmesine rağmen vergi kayıtlarında terkin işlemi yapılmadığını, şirket fatura kesmeye kazanç elde etmeye ve vergi ödemeye devam ettiğini, davaya konu şirketin üstüne— kayıtlı ——- plaka numaralı araç kaza geçirerek pert olduğunu, bu nedenle sigorta ve —— işlem yapılması zorunluluğu olduğundan davaya konu araca ilişkin işlemleri yapabilmesi ve şirketin yasal şartlarını yerine getirerek faaliyetine devam edebilmesi için ——- ihyasını, talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ——- meşruhatlı davetiye tebliğ edilmiş ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi gereğince —— 6103 sayılı kanunun 20. Maddesi gereği sermayesini arttırmadığından resen terkin kapsamına alınarak ihtar ve ilan prosedürlerinin tamamlanmasının ardından re’sen terkin edilen şirketin faal olduğunun tespiti ile ihyası istemidir.
—– günlü cevabi yazısıyla ihyası talep edilen şirketin münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi gereğince müdürlükleri tarafından kendilerine yapılan ihtar ve — yapılan ilana rağmen süresi içerisinde bildirimde bulunmayan şirketin 07/07/2014 tarihinde re’sen terkin edildiği ve— silindiği bildirilmiştir.
6102 Sayılı TTK’nın 26/06/2012 tarih ve 6335 sayılı yasanın 38. maddesi ile değişik 7. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl içinde kanunda yazılı halleri tespit edilen ya da bildirilen— şirketler ile —- kayıtlarının silinmesi ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde hükümlerine göre yapılacağı düzenlenmiş bulunmaktadır.Aynı maddenin 15. Fıkrasında ” Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin— ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. —— sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya — uygulanır. — kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” düzenlemesi getirilmiş, Aynı maddenin 2. Fıkrasında Davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7/15. maddesi uyarınca— resen silinen şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.Söz konusu bu süre hak düşürücü mahiyettedir.
Gaziantep BAM —– Sayılı ilamında “…Somut olayda, davalı tarafından şirketin TTK’nın geçici 7. maddesine göre resen terkin edildiği, TTK’nın geçici 7/4-a maddesi uyarınca, şirketin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ihtar yollandığına dair tebligat parçasına rastlanmadığı, davalının da anılan belgeleri ibraz etmediği, maddede ihya davası açmak için öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin usulüne uygun bir terkin işleminden itibaren başlaması gerektiği, usulüne uygun bir terkin yapılmadığı , bu halde hak düşürücü sürenin uygulamayacağı..”nı belirtmiştir.
Antalya BAM —-. Sayılı ilamında “…Dosya kapsamı incelendiğinde; ihyası istenilen şirketin sermaye artırımı yapmaması üzerine davalı kurum tarafından re’sen terkin edildiği, yapılan ilan ve ihtarın usulüne uygun olduğu, bu haliyle terkin işleminin yasaya uygun olup, şirket faal olsa dahi şirketin tekrar eski düzeni ile ihyasının mümkün olmadığı, ancak tasfiye amaçlı ihyasının gündeme gelebileceği, ilk derece mahkemesi kararında belirtildiği üzere; şirketin kira alacağı haklarının bulunduğu, bu şekilde tasfiyeye esas olmak üzere ihyasının söz konusu olabileceği anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş”
Ankara BAM —– Sayılı ilamında “…6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve —- kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere —- — aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili——–internet sitesinde aynen yayımlanır.
—–müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre —- unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
Davalı —-ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere —– adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. Ancak 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10.maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya karara verilebilir.
Bu hale göre mahkemece 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 7/15. maddesi uyarınca sicilden kaydı silenen şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerektiğinden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 547/2. maddesi gereğince ek tasfiye için ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmesi için davacılardan tüm delillerin sorulması ile ek tasfiyeye ilişkin gerekli olan delillerin hiç toplanmadan yalnızca şirketin ihyasına yönelik karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan (Yargıtay —————– karar sayılı emsal içtihatı) ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince kaldırılması gerekmiştir. ” şeklinde içtihatta bulunmuştur.
TTK geçici 7/4-a maddesi uyarınca ” kapsam dahilindeki şirket ve ———kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya– ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır ” hükmü gereği Somut olayda yapılan incelemede Davalı — ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere — adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır.Bu nedenle hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz etmek mümkün değildir. Ancak yukarıda atıf yapılan Ankara BAM ———-. Sayılı kararında belirtildiği üzere ihyası istenen şirket asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihya karara verilebilir.
Yapılan yargılamaya göre,—-re’sen terkin edilen şirkete ait aracın bulunduğu, söz konusu araçla kaza yapıldığı ve aracın pert olduğu, halen şirket adına tescilli olduğu dolayısıyla faal olduğu, ancak bildirimle yapılan ilana rağmen —-başvurusu bulunmadığından tasfiye edilmeksizin şirketin resen terkin edildiği anlaşılmıştır.Tasfiyenin şirketin tüm borç ve alacakları tasfiye olunmaksızın tamamlanamayacağı,– terkin olunamayacağı sonucuna varıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerin değerlendirilmesine göre, — ihyası talep edilen şirkete ait olması sebebiyle söz konusu aracın— işlem yapılması, söz konusu aracın satış ve devrinin yapılması amaçları ile sınırlı olmak üzere davanın kabulüne, davalı —– yasal hasım olması sebebiyle davacı lehine yargılama gideri takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-DAVANIN KABULÜNE, —— tarihinde 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince sicilden terkin edilen—– şirket adına tescilli —Plakalı ————araçla ilgili ——– işlem yapılması, söz konusu aracın satış ve devrinin yapılması amaçları ile sınırlı olmak üzere sicilden terkinine ilişkin kararın kaldırılmak suretiyle İHYASINA, —– yeniden TESCİLİNE,
2- Tasfiye Memuru olarak şirket ortağı ve yöneticisi olan davacı ——– atanmasına,
3- Kararın — ilan edilmesine,
4-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
5-Davalı yasal hasım olduğundan davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı