Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/465 E. 2022/502 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/465 Esas
KARAR NO: 2022/502
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/10/2020
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde özetle; —–ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu kapsamda davalı adına fatura düzenlendiğini, faturanın davalı çalışanı ——imza karşılığı teslim edildiğini, davalının bir kısım ödemeler yaptığını, kalan borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra İnkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP:Davalıya Tebligat Kanunun ——maddesine göre tebligat yapıldığı, buna karşın davalının duruşmalara katılmadığı ve cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLER:—- esas sayılı icra dosyası,—–tarihli yazı cevabı,
Bilirkişi kök raporunda özetle; ” Davacının —- yılına ait ticari defterlerinin bir bütün olarak ibraz etmemesi nedeniyle ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığının tespit edilemediği, davalının duruşmalara katılmaması ve yerinde inceleme de talep etmemesi nedeniyle davalı nezdinde inceleme gerçekleştirilemediği, davalının —- tarihinde davacıya gerçekleştirdiği —– tutarlı ödemenin taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunu ispatladığı, buna karşın davacının düzenlediği faturanın davalı—— beyannamelerinde yer almadığı, davacı tarafından düzenlenen — numaralı ——-tarihinin —– olması nedeniyle davacının alacak iddiasıyla ilgili makul sonuca gidilemediği, davalı adına düzenlenen fatura üzerinde yer alan ————-isimli şahsın davalı ile olan bağının anlaşılamadığı, ticari defterlerin tamamının ibraz edilmemesi nedeniyle özellikle takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının borç bakiye tespit edilemediği ” şeklinde tespitte bulunmuştur.
—— tarihli ara karar ile dosyanın davacının itirazlarının değerlendirilmesi ile uyuşmazlıkla ilgili bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve bilirkişi ek raporunda özetle; bilirkişi kök raporda yer verilen tespitlerle ilgili değişikliğe gidilecek herhangi bir unsurun bulunmadığı yönünde tespitte bulunduğu,
— tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının defterlerinin delil niteliğinde olduğu, davalı adına düzenlenen faturanın teslim alan kısmında —- isminin yer aldığı ve davalı ile olan bağının ispat edilemediği, davacının düzenlediği —– bedelli faturanın davalıya ——– beyannamesinde yer almadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı —— ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin sahibi lehine olması için HMK m. 222/2’de öngörülen şartlar; defterlerin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olması, defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış olması ve ticari defterlerin birbirini doğrulamış olması gerekmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”.——– maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Somut olayda; davacı davalıdan olan alacağının tahsili amacıyla ———-sayılı icra takip dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığı, davalının itirazı ile icra takibinin durmuş olduğu, davacı tarafın asıl alacağına yönelik itirazın iptali talebiyle mahkememizde süresi içerisinde huzurdaki davayı ikame etmiş olduğu, yapılan yargılama sırasında tarafların ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifetiyle incelenmesinde davalı tarafın kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının usulüne uygun olarak yapıldığı, tarafların beyan ettikleri —- birbiri ile örtüşmediği, davacı kayıtlarında davalının alacaklı göründüğü, bilirkişi raporunda —- ile davalı şirketin bağı tespit edilememiş ise de — isimli kişinin şirketin ortağı ve müdürü olduğunun ticaret odası kayıtlarında görüldüğü, HMK 222.maddesi uyarınca ticari defter ve kayıtların davalı tarafından eksiksiz sunulmadığı görülerek davacı kayıtlarının davacı lehine delil teşkil ettiği kanaatine varılarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle talebe bağlılık ilkesi gereğince —– alacaklı olduğunun tespit edildiği, davacının davalıyı takipten önce temerrüde düşürmediği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu,———–beyannamelerinin uyuşmadığı anlaşılmış ise davacının faturayı davalıya teslim ettiğinin anlaşılması karşısında artık ispat yükünün davalı tarafa geçmiş olduğu ve aksinin dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına yasal şartları bulunduğu anlaşılmakla—- üzerinden davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalı tarafından—— icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin —— üzerinden aynen DEVAMINA,
2-Asıl alacak takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE,
3-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan —- üzerinden % 20 oranında olmak üzere —– icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
4-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.610,06 TL harçtan, peşin yatırılan 284,67 TL harcın düşümü ile geri kalan 1.325,39 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 284,67 TL peşin harç, 1500,00 TL bilirkişi ücreti ve 250,50 TL posta gideri ve 54,40 TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.089,57‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
8- Arabuluculuk ücreti olan 1320,00 TL’nin davalı taraftan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
9-Karar kesinleştiğinde —— icra dosyasının iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022