Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/462 E. 2021/14 K. 07.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/462 Esas
KARAR NO : 2021/14

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketi ile borçlu şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu, 12/10/2018 tarihli 61.950,00 TL lik bir adet fatura kesildiğini, davalının bu bedeli ödemediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını, haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ancak bir sonuç elde edilemediğini, bu nedenle davanın kabulü ile itirazın iptaline, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça başlatılan takibin haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, davacının talep ettiği alacakların zamanaşımına uğradığını, bu nedenle davanın reddine ile davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır.
Davacı, faturadan kaynaklı alacağını istemiş, davalı, icra takibinde yetkili icra dairesinin yerleşim yerinin bulunduğu — icra dairesi olduğunu belirterek yetkiye ve borca itiraz etmiştir.
İtizarın iptali davasında, icra dairesinin yetkisi yanında mahkemenin yetkisine de itiraz edilmiş olması halinde, öncelikli olarak icra dairesinin yetkisine itiraz incelenmelidir—-
Öncelikle dava itirazın iptali davasıdır. İcra dairesinin yetkisi İİK’nın 50. maddesinde düzenlenmiş olup, HMK’daki mahkemelerin yetkisini düzenleyen hükümler çerçevesinde, ön sorun—– şeklinde incelenip karara bağlanması gerekir. İcra müdürlüğünün yetkisine vaki itirazın haklı olduğu sonucuna varılması halinde, mahkemece, davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekecektir. Çünkü, itirazın iptali davalarında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesince ödeme emri tebliğ edilmiş olması, —–
İİK’nın 50/1. maddesinde, HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiştir. Buna göre, HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkilidir.
Burada özellikle Yargıtay uygulamasında daireler arasında farklılık gösteren sözleşmenin ifa yeri mahkemesinin yetkisine ilişkin bir bilgiyi vermenin yerinde olacağını düşünmekteyiz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. Maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme olan davalı tarafın yerleşim yeri mahkemesi itirazın iptali davalarını görmeye yetkili olduğu gibi aynı Kanun’un 10. Maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan alacakların tahsili amacıyla girişilen icra takiplerine vaki itirazın iptali davalarında akdin ifa yerinde de dava açılması mümkündür. Ancak, akdin ifa yerinin neresi olacağı noktasında Yargıtay daireleri arasında bir içtihat birliği bulunmamaktadır. Bir kısım Yargıtay daireleri 818 sayılı Borçlar Kanununun 73 ve 6098 sayılı Türk Borçlar kanununun 89. Maddelerini dayanak göstermek suretiyle sözleşmelerin para ödenmesine ilişkin edimlerini para borcu olarak kabul ederek, para borcunun da götürülecek borç olduğu gerekçesiyle ifa yerinin alacaklının dolayısıyla davacının yerleşim yeri olduğu sonucuna varırken; —– sayılı Borçlar Kanunu’nun 73 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 89. Maddelerinin sadece karz akdinden kaynaklanan edimleri kapsadığı, özellikle dairenin görev alanında bulunan eser sözleşmelerinde iş sahibinin edimi olan para ödenmesine ilişkin borcun götürülecek borç olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle de bu davaların alacaklının yerleşim yerinde görülmesinin mümkün olmadığı görüşünü benimsemektedir.(—– Hukuk Dairesi tarafından benimsenen görüşün dayanaklarının daha sağlam olduğu nazar alınarak mahkememizce Yargıtay —-. Hukuk Dairesinin görüşü esas alınmıştır.
Dosyaya kazandırılan —- davalının adresinin——-
Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere;
Mahkemece HMK’nun ilgili Maddeleri gereğince, öncelikle yetki itirazın incelenerek karar verilmesi yoluna gidilmiştir.
Davalının ikametgahının ——– olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, takibin davalının ikametgahı sayılan — Müdürlüğünce yapılması gerekir. (İİKm.50; HMKm.6).
Yukarıda açıklanan yasal ve hukuki nedenlerle, İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, dilekçe ve dosyasının istem halinde yetkili —— Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir.
Bu nedenle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğünün yetkisizliği nedeniyle usule uygun yapılmış bir takip bulunmadığından dava dilekçesinin REDDİNE, dilekçe ve dava dosyasının istem halinde yetkili —- İcra Müdürlüğüne GÖNDERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 959,59 TL harçtan mahsubu ile bakiye 900,29 TL harcın davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan—- göre tespit edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okunup usulen anlatıldı.