Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/452 E. 2021/399 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/452 Esas
KARAR NO : 2021/399

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının, faturadan kaynaklanan bakiye cari alacağına dayanarak — asıl alacağı içinistanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün — sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulduğunu borçlu şirket ile anlaşma sağlanamadığını, müvekkili şirkete ait ticari defterlerin bilirkişi marifetiyle incelendiğinde davalıdan alacaklı olduğunun anla şılacağını, borçlunun itirazında haksız olduğunu icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini belirterek borçlunun itirazının iptaline ve takibin devamına, %20’den az olmamak kaydıyla icra İnkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı borçluya yükletilmesinekarar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekilinin icra dosyasında borca yaptığı itiraz dilekçesi görülmemiştir.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. —- ve dayandığı belgeler ile yardımcı defterlerinin birbirini tamamlaması, teyid etmesi ve usulune uygun tutulmuş olması nedeniyle TTK. md.85 ve HMK 212. maddegereğhce sahibi lehine delil olarak kullanılma niteliğinde bulunduğu; Davacı — alacaklı olduğu;
Davalı —- — dava dosyasına delil, belge ve defterlerini ibraz etmediği, yerinde inceleme talebinde de bulunmadığından ticari defterlerini sunmayan davalının karşı taraf alacağının varlığın takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu; Sayın Mahkemenizin alacaklı lehine avans faizi tükettiğine hüküm tarafın 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip—- —- oranında avans faizi de talep edebileceği; Sonuç ve kanaatine varıldığı görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, fatura alacağından kaynaklı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak— şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”. TTK’nın 21/2.(6762 sayılı TTK’nın 23/2.) maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. Davacı tarafın ticari defterlerinde yapılan incelemeye göre 15/09/2020 takip tarihi itibariyle davalının uyuşmazlığa ——– düzenleme tarihli faturanın davalı şirkete ——- tarafından — olduğu, söz konusu faturanın davacıya teslim (iade) edildiğinin ispat yükü üzerinde olan davalının bu hususu tespite elverişli belge ile ispat edemediği, denetime elverişli, hükme esas alınabilecek vasıf ve mahiyette bulunan 19/03/2020 tarihli rapordaki tespitler nazara alınarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 3.111,68 TL alacaklı olduğunun anlaşıldığı davacnın davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne yönelik ispat külfetini yerine getiremediği anlaşılmakla faiz alacağı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Alacağın faturaya dayalı ve likit olması nedeniyle davacının ayrıca icra inkar tazminatına müstahak bulunduğu anlaşılmakla %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davalı tarafından İstanbul Anadolu —. İcra Dairesinin — sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 3.111,68 TL asıl alacak bakımından iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, 32,40 TL’lik faize ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından kabul edilen asıl alacak olan 3.111,68 TL üzerinden % 20 oranında olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya VERİLMESİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 212,55 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 158,15 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcı ve 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplamda 108,80 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yatırılan kabul/red oranına göre hesaplanan 803,63 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, bakiyesinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
7—— kabul oranına göre 1.306,39 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
8—- red oranına göre 13,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
9-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
10-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 3.111,68 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 32,40 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair, kabul ve red miktarı gereği KESİN olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.