Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/450 E. 2022/498 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/450 Esas
KARAR NO: 2022/498
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/12/2018
KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ve davalının aralarında —— tarihinde iş makinesi kiralama sözleşmesi akdettiklerini, davalı tarafın müvekkilinden kiraladığı iş makinesini kullandığını ancak iş makinesi kiralama sözleşmesinde belirtilen sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, iş makinesinin arıza yaptığını, ancak davalının tamir ettirmeden çalıştırmaya devam ettiğini, müvekkilinin davalıdan iş makinesini alarak bakım ve onarımını bizzat kendisinin yaptırdığını ve bakım onarım bedellerini şifahi olarak davalıdan talep ettiğini ancak davalı tarafın bu bedelleri ödemeye yanaşmadığı, akabinde —- davalı hakkında takip başlatıldığını, ancak davalı tarafın icra takibine itirazda bulunduğunu ancak davalının bu itirazında haksız olduğunu savunarak davalının icra takibine yapmış olduğu itirazının iptalini, davalının %20 icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle;Davacının davaya konu icra takibi ile talep ettiği alacağın dayanağını oluşturan kira sözleşmesinin tarihinin —-tarihli olmadığı, —– tarihli sözleşme olduğunu, sözleşme konusu —– sürekli kullanılmış bir makine olduğunu, müvekkil şirkete kiralanmadan öncede başka şirketlere kiralandığını, davacı ile sözleşme ilişkisinin sona erdiğini, davacının ——- tutarlı faturayı ileri sürerek müvekkil şirketten alacağı olduğunu ileri sürdüğünü, davacının sözleşme ilişkisinin sona ermesinden çok sonra 3.kişinin düzenlediği fatura içeriğindeki işlerden sebep ileri sürdüğü işlemlerin müvekkil şirketle bağlantısı olmadığını ileri sürerek haksız davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı uhtesinde bırakılmasını talep etmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;” Hukuki değerlendirme ve takdir tamamen Yüce Mahkemenize ait olmak üzere, dosya münderecatında yer alan davacının iddiaları, davalının savunmaları ve dosyaya sunulan tüm belge ve deliller değerlendirilmek suretiyle yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda Sayın Mahkemece belirlenen uyuşmazlık noktaları değerlendirildiğinde Taraflar arasında adi yazılı şekilde, —- tarihinde taşınır kira sözleşmesi kurulmuş olup TBK m. 299 hükmünce davacının —davalının da —— sıfatını haiz olduğu, Sözleşme kapsamında davaya ve faturalara konu iş makinasının bakım onarım tamir işlemlerinin sebebi, iş makinasının kullanımı aşamasında davalı şirketin özen yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı; yapılan harcamaların hangi tarafın sorumluluğunda olduğu hususunda: ——- değerlendirme yapıldığında davalı kiracının, bakımı yapılmış şekilde iş makinasını teslim almış olmasına rağmen tespit raporundan da anlaşıldığı üzere sözleşme gereğince borçlandığı bakım, özenle davranma vb. edimlerini gereği gibi yerine getirilmediği; borçlar mevzuatı bakımından değerlendirme yapıldığında ise eğer teknik değerlendirme——— kabul edilir ise bu takdirde kiraya veren davacının, davalı kiracının sözleşmenin 5. maddesini ihlal ederek borcunu gereği gibi ifa etmemesi sebebiyle TBK m. 112 hükmünce olumlu ——zararın tazmini kapsamında fatura harcamasını talep edebileceği, Bakım onarıma konu faturaların yapılan iş ile uyumlu olup olmadığı hususunda: Dosyada mübrez —– tarihinde düzenlenen—- faturanın incelenmesinde belirtilen yedek parçalar ile yapılan onarım işçilik bedellerinin toplamının götürü —–fatura tarihi itibariyle piyasa rayiç değerlerine uygun olduğu, Davacı tarafın iddia ettiği şekilde davalının arızaya rağmen ——- kullanıp kullanmadığı hususunda: Teknik açıdan değerlendirme yapıldığında davalı kiracının, arızaya rağmen iş makinesini kullanmaya devam ettiğinin anlaşıldığı, Bölünebiliyor ise kusur oranlarının tespiti, tarafların kusurlarının bölünebiliyor olması durumunda zarar bedelinin — karşılığının saptanması hususunda: —— açıdan değerlendirme yapıldığında——— meydana gelen arızanın davalının kullanımı sebebiyle meydana geldiği, dolayısıyla somut olayda davalı kiracının tam kusurlu olduğu, Uyuşmazlık hususunda yalnızca görüş bildirildiği” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Sayın mahkemenin ara kararı doğrultusunda, dava dosyasında yer alan bilgi, belge ve bilirkişi raporunda yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Kira sözleşmesinde yakıt harcamaları, hortum, kaporta vs. bağlantılar kiracıya aitken büyük onarım ve bakımların kiralayanın sorumluğunda olduğu; İş makinesinin arızalı şekilde çalıştırıldığı yönündeki davacı iddiasının ispatlanabilir olmadığı; Üzerinden—— geçmiş sözleşme tarihi göz önüne alındığında arıza ve sebep olan tarafın davalı olduğu savının ispatlanabilir olmadığı, Makine çalışma saat ve buna bağlı bakım ——- edildiğine dair belgelerin dava dosyasında bulunmadığı; Davalının iş makinasını belirtilen tarihlerde tamirlerini yaptırarak davacı firmaya fatura ettiğini gösterir belgelerin dava dosyasında bulunmadığı;———–üçüncü taraf olarak arızalanan parçalar ve arıza sebebi sebebi için ”olabilir” ifadesi kullanarak davalıyı sorumlu göstermesinin davalının makinaya zarar verdiğini ispat için yeterli olmadığı. Meydana gelen arızanın kiralanma süresi, kira süresi boyunca tekrarlanan arızaların devamı ve davalı beyanı ve diğer dava dosyasındaki hususlar göz önüne alındığında davalının direkt olarak iş makiııasma zarar verdiğinin ispatlanamayacağı ve davacının davalıdan talep edilebilecek bir alacağı bulunmadığı kanaatine ulaşılmakla birlikte, her türlü hukuki değerlendirme ve takdir yetkisi ——– ait olmak üzere saygı ile arz olunur.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
RAPOR: Bilirkişi raporunda özetle;”Davaya konu iş makinasının teslimat öncesi durumu, hasarın tam olarak nasıl ve neden gerçekleştiği, işlemlerin hangi şase numaralı makina ve seri numaralı ekipmanlara ait olduğu, onarımların ve parçaların niteliği, maliyetin kimin sorumluluğunda bulunduğuna ilişkin tespite esas dosyada yeterli belge/bilgi/bulgu bulunmadığı, Mevcut dosya muhteviyatı belgeler üzerinden somut biçimde kanaat oluşturma imkanı bulunmadığı, yargılama ve defter incelemeleri ile ortaya çıkabilecek nitelikteki hususlar nedeni ile değerlendirmenin Sayın Mahkemenin uhdesinde bulunduğu, dosyaya yeterli ve gerekli somut belge sunulması halinde ek rapor ile kanaat sunulabileceği, netice ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde sonuç ve kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı borçlunun icra dosyasına yaptığı itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak ——-gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf, bedeli ödenmeyen bakım onarım bedellerine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmeye konu iş makinesinin bakım ve onarım masraflarının hangi tarafa ait olduğunun tespiti için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği, —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…Teknik açıdan değerlendirme yapıldığında ——– meydana gelen arızanın davalının kullanımı sebebiyle meydana geldiği, dolayısıyla somut olayda davalı kiracının tam kusurlu olduğu… ” şeklinde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu, bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin bir dizi itirazlarının karşılanması amacıyla dosyanın kök raporu hazırlayan bilirkişi heyetine tevdi edildiği, — tarihli ek raporda özetle; ” Teknik açıdan değerlendirme yapıldığında—— meydana gelen arızanın davalının kullanımı sebebiyle meydana geldiği, dolayısıyla somut olayda davalı kiracının tam kusurlu olduğu,” yönünde kök rapordaki değerlendirmenin yinelendiği ancak mezkur ek rapor içeriği nazara alınarak davalı vekili tarafından bilirkişi heyetindeki —- şikayette bulunulduğu, şikayete istinaden —-tarafından ——karar sayılı kararı ile mezkur bilirkişi hakkında uyarma disiplin cezası verildiği, bu karar nazara alınarak mahkememizce bilirkişi heyet değişikliğine gidildiği, yeni oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından kaleme alınan ——— tarihli bilirkişi kök raporunda; “Kira sözleşmesinde yakıt harcamaları, hortum, kaporta vs. bağlantılar kiracıya aitken büyük onarım ve bakımların kiralayanın sorumluğunda olduğu, İş makinesinin arızalı şekilde çalıştırıldığı yönündeki davacı iddiasının ispatlanabilir olmadığı; Üzerinden ——sözleşme tarihi göz önüne alındığında arıza ve sebep olan tarafın davalı olduğu savının ispatlanabilir olmadığı, makine çalışma saat ve buna bağlı bakım saat periyotlarına riayet edildiğine dair belgelerin dava dosyasında bulunmadığı, davalının iş makinasını belirtilen tarihlerde tamirlerini yaptırarak davacı firmaya fatura ettiğini gösterir belgelerin dava dosyasında bulunmadığı,——–servisin üçüncü taraf olarak arızalanan parçalar ve arıza sebebi sebebi için “olabilir” ifadesi kullanarak davalıyı sorumlu göstermesinin davalının makinaya zarar verdiğini ispat için yeterli olmadığı” yönünde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu, bu haliyle önceki bilirkişi heyet ek ve kök raporu ile zıt olacak şekilde tespit ve değerlendirmelerde bulunulduğu anlaşıldığından dosyanın ——- görevli 3 kişilik makina mühendisi bilirkişi heyetinden rapor almak gerekmiş oluşturulan bilirkişi heyet tarafından mahkememize sunulan—-tarihli bilirkişi heyet raporunda; ” Davaya konu iş makinasının teslimat öncesi durumu, hasarın tam olarak nasıl ve neden gerçekleştiği, işlemlerin hangi şase numaralı makina ve seri numaralı ekipmanlara ait olduğu, onarımların ve parçaların niteliği, maliyetin kimin sorumluluğunda bulunduğuna ilişkin tespite esas dosyada yeterli belge/bilgi/bulgu bulunmadığı, mevcut dosya muhteviyatı belgeler üzerinden somut biçimde kanaat oluşturma imkanı bulunmadığı,” yönünde kanaat bildirildiği görülmekle önceki raporlar arasındaki çelişki giderilmiştir.
Sonuç olarak; iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı hep bir arada değerlendirildiğinde, taraflar arasında —– tarihinde iş makinesi kiralama sözleşmesi akdedildiği, davacı yanca davalı tarafın üzerine düşen bakım ve onarım yükümlülüğünü yerine getirmediğinden bahisle oluşan zararın tazmini amacıyla —- sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığı, davalı borçlunun süresinde itirazda bulunarak takibin durdurulduğu, davacı yanın süresinde itirazın iptali davası açtığı, yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde ihtilafa konu iş makinesinin arızalı şekilde çalıştırıldığı yönündeki davacı iddiasının ispatlanamadığı, hal böyle olunca davacı yanın, bedeli ödenmeyen bakım onarıma dayalı alacak talebinin yerinde olmadığı, davacı bakımından ispatlanamayan davanın reddi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. ———
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 272,05 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 191,35‬ TL’ nin davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiği için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.ye göre tespit edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde — —– Adliye Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/09/2022