Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/45 E. 2021/515 K. 23.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/45
KARAR NO : 2021/515

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2020
KARAR TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekilinin dava dilekçesi özetle; müvekkili bankanın—- şubesinde borçlu … adına krediler açılıp kullandırıldığını, diğer davalıların bu borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduklarını, kredi borçlusu ve kefillere ——- ihtarnamesıyle borcun ödenmesi ihtar edilmiş ise de ihtarın sonuçsuz kaldığını, borcun ödenmemesi üzerine –dosyası ile borçlular aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalılar —- dilekçesi ile borca ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini, yukarıda açıklanan nedenler ve yargılama sırasında ortaya çıkacak ve res’en dikkate alınacak sair nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçluların usul ve yasaya aykırı haksız itirazlarının iptali ile duran takibin takip talebinde belirtilen diğer kayıt ve şartlarla devamını, borçlular aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı borçlulara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalılara usulüne uygun dava dilekçesi ve eklerinin tebliğ edildiği ancak davaya bir cevap vermedikleri anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava genel nakdi ve gayrınakdi kredi sözleşmesinden kaynaklı başlatılan icra takibine vaki davalıların yaptığı itirazının iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki incelenmiş davacı—– ile davalılardan —–arasında— sözleşmelerinin imzalandığı, diğer davalıların müteselsil kefil sıfatı ile sözleşmeleri imzalandıkları görülmüştür.Davalı kefillerin sözleşmelerin imzalandığı —- oldukları bu nedenle TBK’nın 584. Maddesi gereği — olmadığı, kefaletin müteselsil olduğu, el yazısı ile yazılıp imzalatıldığı, kefaletin şekil şartlarının yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Söz konusu —- ödenmemesi nedeni ile davacı — tarihinde takibe—-, davalıların —- itiraz dilekçesi ile duran takibin devamını sağlamak amaçlı iş bu dava — tarihinde açılmıştır.
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış dosya —–verilmiştir.Bilirkişi raporunda neticeten davacı bankanın davalılardan — alacak—alacaklı olduğunu, iade edilmeyen —- dolayı davacı bankanın — sorumluluk tutarının deposunu talep edebileceğini belirtmiştir. Davacı banka davalılardan —. Sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe girişmiş,huzurdaki davaya konu edilen iş bu takip dosyasında davalı şirket yönünden 337.882,70 TL yönünden icra takibine girişmiştir.
—. Sayılı ilamında “… dava konusu genel kredi sözleşmesine dayalı kredi borcunun hesaplanmasında, bankanın hesap kat tarihine kadar ve kat tarihinden temerrüde kadarki sürede anaparaya akdi faiz işletip, bulunan toplamın asıl alacağı oluşturacağı ve temerrütten itibaren de bu asıl alacağı oluşturan toplam tutara temerrüt faizi işletilebileceğinin dikkate alınması..”–“… hesabın kat edildiği tarih itibariyle alacağın ulaştığı miktar belirlenerek temerrüt tarihine kadar akdi faiz hesaplanıp bulunan akdi faiz kapitalize edilerek temerrüt tarihi itibariyle asıl alacak bulunmalı ve bu alacağa temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönem için temerrüt faizi ve bunun gider vergisi uygulanarak bankanın asıl borçludan isteyebileceği miktar saptanmalı ” gerekçeleri ile asıl alacağın ne şekilde hesaplanması gerektiğini belirtmiştir.
Yapılan incelemede hesap kat ihtarının davalılara 01.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği ihtarname ile verilen 1 günlük sürenin sonunda 03.11.2019 tarihi itibarı ile davalıların temerrüde düştükleri anlaşılmıştır. Davacı bankaca takip talebinde %46,80 oranında temerrüt faizi talep edilmiştir. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesine göre yıllık faiz %31,44 olup kredi sözleşmesinin 11. Maddesi gereği %50 fazlası%47,16 yapmaktadır. Davacı bankaca bu orandan daha düşük oranda temerrüt faizi talep edildiğinden taleple bağlı kalınmıştır. Bilirkişinin tespiti yerindedir. Bilirkişi raporu hesap yöntemi ve içerik olarak denetime uygun bulunmuştur.
Asıl borç rehinle temin edilmiş olsa— hakkında haciz yolu ile takip yapılabilir.Ancak, — vermesi (—, kefaletin teminatı olarak düzenlenmesi) durumunda kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilemez.—
Yapılan incelemede söz konusu —–teşkil etmek üzere kredi borçlusu şirket tarafından şirkete — bölüm sayılı taşınmazın— olarak verildiği görülmüştür.— incelenmiş—- asıl borçlunun davacı bankaya olan borçlarını teminen verildiği, kefillerin kefalet borçlarını kapsamadığı görülmüştür. Bu nedenle kefil sıfatına haiz olanlar hakkında da takip yapılabileceği açıktır. Ayrıca İİK’nın 45. Maddesi gereği ” Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir” hükmü gereği ipoteğin alacağı karşılamayacağı açıkça anlaşıldığından alacaklı bankanın kredi asıl borçlusu şirket hakkında da icra takibine girebileceği açıktır. Zira davalı şirketçe——tesis edilmiş olup söz konusu bedelin tamamının tahsili halinde dahi alacaklının alacağını alamayacağı açıktır.
—- Sayılı ilamında “..–mahkemesince, bilirkişi raporları, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden davalının genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olduğu, genel kredi sözleşmesinde — alacak yönünden müteselsil kefilin depo ile sorumlu tutulması yönünde hüküm bulunmadığı, bu nedenle —alacak miktarının icra inkar tazminatına esas alınamayacağı, icra takibinden sonra— iptali davasında dava tarihine kadar yapılan ödemeler nazara alınmak sureti ile inkar tazminatına dava tarihindeki alacağın esas alınması yönündeki içtihatları gözetildiğinde, dava tarihinden önce iade edilen teminat mektubunun iş bu itirazın iptali davasına konu edilmesinde davacının hukuki yararının bulunmadığı, —- kararında bir —– bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA,” belirtmiştir. ( Aynı gerekçeler için —- —- Sayılı ilamı )
— Karar sayılı ilamında “…Nakdi ve gayrinakdi alacak toplamı üzerinden tek vekalet ücreti verilmesi hatalı olmakla birlikte davacı yanın bu yönde istinafı olmayıp, uygulama şekli açısından davalılar yararına usuli kazanılmış hak doğduğundan aynı yönde uygulama yapılmıştır. ” belirtmiştir– deposu yönünden maktu harç ve maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir— karar sayılı ilamı).
— temyizine gelince davalılar hakkında açılan dava gayrınakdi alacağa yönelik olup, alacak yargılama devam ederken 10/02/2014 tarihinde nakde dönüştüğünden, nakit alacak olarak tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da, gayrınakdi alacaklar yönünden alacaklı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden ve ayrıca sorumlu olmadıkları alacak tutarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsizdir. ” belirtmiştir.
— Kararında “..—kredi borcundan (çek yasal sorumluluk bedelleri) davalı müteselsil kefilin sorumlu olabilmesi için Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere (—, taraflar arasında düzenlenen kefalet sözleşmesinde bu hususta açık bir hüküm bulunması gerekir.” belirtmiştir.
5941 sayılı Çek kanunun 3. Maddesi ” – (1) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1) Çek bedeli bin —–veya üzerinde ise ——
2) Çek bedeli —- altında ise çek bedelini,
b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1) Çek bedeli bin—– veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı—- tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli bin —— üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin —-ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir…” hükmünü düzenlemiştir.
Yerleşik yargıtay kararları gereği kefilin genel kredi sözleşmesinde — alacak yönünden depo ile sorumlu tutulması yönünde hüküm bulunmadığı taktirde kefilin depo’dan sorumlu tutulması mümkün değildir. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi incelenmiş kredi sözleşmesinde müteselsil kefillerin—– tutarlarından ( Çek kanunu uyarınca bankanın ödemekle yükümlü olduğu yasal ödeme tutarlarından) sorumlu oldukları ,temerrüdü düzenleyen —– maddesinde ” müşteri ve müteselsil kefiller geri ödeme planı kararlaştırılmış olan kredilerde geri ödeme planında yer alan tutarları, yine bu planda gösterilen vadelerde ödeyeceklerini……bu maddeye göre temerrüt faizi işletileceğini ve —– kendilerinin vadesi gelmiş olsun olmasın diğer kredilerin de tamamını veya bir kısmını kapayarak gayrınakit kredilerin ise depo edilmesini talep ederek yasal takibe geçmeye yetkili olduğunu peşinen kabul ve beyan ederler” hükmü bulunduğu, dolayısı———-olan —– alacakların deposundan sorumlu tutulamasının da sözleşme hükümlerine göre mümkün ve yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, ——— bulunan bilirkişi raporu ile yukarıda yapılan tüm hukuki açıklamalar, nitelendirmeler kapsamında davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak likit olduğundan davalılar nakit alacak miktarı üzerinden hesaplanan %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmiş, gayrınakit alacak için depo kararı verilmiş,yukarıda atıf yapılan yüksek mahkeme kararları gereği gayrınakdi alacak için maktu harç ve maktu vekalet ücreti alınmış davalı taraflar arabuluculuk görüşmelerine katılmadıklarından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk kanunun 18/A-11. Madde ve fıkrası uyarınca davalılar yargılama giderlerinin tamamından sorumlu tutulmuş, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
G.D;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; —- Sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile;
Davalıların —– Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazın;
1.027.922,92 TL asıl alacak+57.070,28 TL işlemiş faiz—– ihtarname masrafı —- ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam — üzerinden iptaline,( Davalılardan ———-sorumluluğu —— ile sınırlı olmak üzere)
2-Deposu talep ——— alacak yönünden ; talebin kabulü ile —-alacağın davacı bankanın ——getirmeyen bir hesapta depo edilmesine
3-Likit asıl alacağa vaki haksız itiraz nedeni ile nakit asıl alacak toplam miktarı olan 1.027.922,92 TL üzerinden hesaplanan %20 oranındaki 205.584,58 TL icra inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,(
Davalılardan ——- sorumluluğu——- sınırlı olmak üzere)
4-Fazlaya ilişkin talebin Reddine,
5-Kabul edilen—-alacak yönünden alınması gereken 59,30 TL maktu harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6- Kabul edilen nakit alacak yönünden 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 74.486,84 TL nispi harçtan peşin alınan 13.579,95 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 60.906,89 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle hazineye gelir kaydedilmesine,( Davalılardan —–sorumluluğu ——- sınırlı olmak üzere)
7-Davacı tarafından yapılan—- başvurma harcı, 13.579,95 TL nispi harç olmak üzere toplam 13.634,35 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,(Davalılardan —-sorumluluğu —- sınırlı olmak üzere)
8-Davacı tarafından yapılan 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 423,20 TL tebligat ve müzekkere masrafı olarak toplam 1.673,20 TL yargılama giderinin tamamının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, (Davalılardan—–sorumluluğu — ile sınırlı olmak üzere)
9-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ———- gereği hesaplanan —- maktu vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
11- Karar tarihinde yürürlükte bulunan——13/(1). maddesine göre, kabul edilen nakdi alacak üzerinden hesaplanan —-nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,(Davalılardan ——- ile sınırlı olmak üzere)
12-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının taraflara iadesine,
13—— bütçesinden karşılanan — davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,( Davalılardan —– sorumluluğu —sınırlı olmak üzere)
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle—-nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı.