Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/434 E. 2021/40 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/434 Esas
KARAR NO : 2021/40

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/05/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2021

Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ;müvekkil şirket tarafından —– plakalı araç ile gerçekleştirilen ihlali geçiş nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu — İcra Müdürlüğü’nün — Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, borçlunun müvekkil şirkete borcu olmadığını ileri sürerek borcun tamamına itiraz ettiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkili Şirket tarafından işletilen— nakit, kredi —-kartı tahsilatı yapılabilmesinin mümkün olduğunu, ücret toplama sisteminin süresi içerisinde—— geçiş ücreti tahsilatı yapılamaması halinde geçiş esnasında gişede yer alan bariyerler açılmamakta ve gişe memuru tarafından geçiş ücretinin gişede nakit,— ödenmesi talep edilmekte olduğunu, nakit,—- ödeme gerçekleşmez ise oluşan ihlalli geçiş kaydına ilişkin, geçiş ücretinin hangi surette nereye ödeneceğini, yasal ödeme süresinin ne kadar olduğunu, yasal sürenin bitiminde geçiş ücreti ile birlikte 4 katı cezanın ödenmek zorunda kalınacağını, ödemenin geciktirilmesi halinde tutara eklenecek diğer masrafların neler olduğunu belirtir ihlalli geçiş bildirimi—-yasal bir yükümlülük olmasa da sadece bilgilendirme amaçlı olarak düzenlenerek ihlalli geçiş anında, araç sürücüsüne teslim edilmekte olduğunu, Müvekkili Şirket tarafından yapımı ve işletmesi üstlenilen otoyolun geçiş ücreti ödenmeksizin kullanılması ve tahakkuk eden ücretin geçişi takip eden 15 (on beş) günlük kanuni ödeme süresi içinde de ödenmemiş olması anlamına gelmektedir. Kullanıcılar bu 15 (on beş) günlük süre içerisinde sadece geçiş ücretini ödemekle yükümlü olduğunu, İlk 15 (on beş) günlük cezasız sürenin dolmasını müteakip ihlalli geçiş anında tahakkuk eden geçiş ücretinin 4 (dört) katı tutarında ceza muaccel hale geldiğini, ihlalli geçiş yapan araçların maliklerinin adreslerine —– göndererek geçiş ücreti ve ceza tutarının ödenmesini talep ettiğini, bu nedenle davalının İstanbul —. İcra Müdürlüğü’nün— esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına, borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin eklerini tebliğ edilmediği, müvekkilinin —– kullanmak üzere yeterli miktarda bakiyeyi hususi aracına ait —- kullanmak istediği ancak —- bakiyesi yeterli olmasına karşın sehven köprünün nakit gişesine girdiğini, nakit gişesinde bulunan görevlinin müvekkiline nakit ödeme yapmalarının şart olmadığını, köprü ücretine ilişkin tutarın— bakiyesinden tahsil edilecek olduğunu ifade ettiğini, müvekkilinin bulunduğu gişenin bariyerinin açıldığını, geçiş izni verildiğini, ve müvekkilini yoluna devam ettiğini, dava dilekçesinde her ne kadar ihtarname gönderildiği beyan edilmiş ise de taraflarına sözde geçiş ihlaline ilişkin herhangi bir bildirim tebellüğ edilmediğini, bu nedenle haksız davanın tüm talepleri ile birlikte reddine, haksız ve kötüniyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İstanbul Anadolu — İcra Dairesinin — Esas sayılı dosyası ,
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, davalı tarafından İstanbul Anadolu–. İcra Dairesinin — Esas sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde,19/12/2018 günü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7155 Sayılı Kanunun 20. madddesi ile 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesine eklenen 5/A maddesi gereğince,konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı haline getirilmiş ve 7155 Sayılı Kanunun 23. Maddesi ile 6325 sayılı Hukum Uyuşmazlıklar Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A (2) maddeleri gereğince “Arabuluculuğa lbaşvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir hükmü ile 6100 Sayılı HMK’nun 114 (2) ve 115.maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesinde ; “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde
sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde, 6100 sayılı HMK’nın 114/2.maddesinde; (1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması b) Yargı yolunun caiz olması c) Mahkemenin görevli olması ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması e) Dava takip yetkisine sahip olunması f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. ” şeklinde ve —- ve 30630 sayılı Resmi Gazete’de “MADDE 22 – (1) Arabulucuya başvurulmuş olmasının kanunla dava şartı olarak düzenlendiği durumlarda davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. (2) Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. (3) Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. Ve 115/2. Maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken karar ve ilam harcı 59,30 TL olmakla baştan alınan 44,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
5-Davacı taraf yargılamada kendisini vekil marifetiyle temsil ettirmiş olmakla—– gereği 458,25 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa ÖDENMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesi ve talep halinde HMK 333. maddesi gereği artan gider avansının yatırana İADESİNE,
Dair; davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.