Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/424 E. 2023/10 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/424 Esas
KARAR NO : 2023/10
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ: 10/01/2023
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Dava dışı —— şirket nezdinde —–sigortalı olduğunu,—– gönderilmek üzere yüklemesi yapılan —– plakalı araç ile davalı taşıyıcının sorumluluğu altında taşındığını, ——-ambarda teslim alınmasını müteakip yapılan kontrollerde hasarlı olduğunun görülmesi üzerine hasar —– tutanağı tanzim edildiğini, emtialar üzerinde yapılan ekspertiz incelemesinde — adet imalat fırınında ezilme ve deformasyon tespit edildiğini, teknik servis tarafından yapılan inceleme sonucunda —- adet fırının tamir edilemeyecek şekilde hasarlandığı ve yenisi ile değiştirilmesi gerektiğinin tespit olunduğunu, ekspertiz raporu ile —— zarar tespiti yapıldığını ve bu tutarın sigortalıya ödendiğini, davalı taşıyıcıya emtiaların sağlam, eksiksiz ve hasarsız olarak teslim edildiğini, CMR 17 hükmüne göre hasar/zayiattan taşıyıcının sorumlu olduğunu, sigortalıya ödeme yapılarak sigortalının haklarına halef olunduğunu ve ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla —— sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalının itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile icra dosyasındaki takibin devamına, davalı borçlunun %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, davacı tarafın yasal şartlar oluşmadığı halde
poliçe müşterisine ödeme yaptığını ve yaptığı ödemenin rücusunu dava konusu ettiğini, ancak taşımaya konu
emtianın ikinci el tabir edilen garantisi bulunmayan kullanılmış ve dava konusu nakliye öncesinde birkaç defa başkaca nakliyeye ve iadeye konu edilmiş emtialar olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte emtialarda hasar olsa dahi bunun nakliyeden kaynaklı değil bu eşyaların ya hasarlı olarak yüklendiği ya da yükleme esnasında hasar görmüş olacağını, her iki durumda da müvekkilinin kusursuz olduğunu, taşımayı
gerçekleştiren aracın herhangi bir kazaya karışmadığı gibi seyir esnasında da hasar görmesine yol açacak bir
durum yaşanmadığını, yüklemenin de —— tarafından
gerçekleştirildiğini, kendi yokluklarında yapılan ekspertiz tespitlerini kabul etmediklerini beyanla davanın
usulden ve esastan reddine, yargılama harç ve giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:—— sayılı dosyasının dosyamız arasına alındığı, —-yazı cevabı——– cevabi yazısı bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
—- tarihli ara karar ile dosyanın taşımacılık alanında uzman bir bilirkişi ile makine mühendisine tevdii edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle; Dosya kapsamında CMR Konvansiyonu şartı olan, emtiada taşıma sırasında meydana geldiği iddia edilen hasarın, taşıma sırasında meydana geldiğine dair herhangi bir emarenin mevcut olmadığı, iddia edilen hasarın taşıma sırasında meydana geldiğinin sübuta ermediği, bu nedenle iddia edilen zarardan taşıyıcının sorumlu olamayacağı, Zarar gördüğü iddia edilen emtianın, gönderenin sorumluluğunda olan ambalajının ticari teamüllere, yol ve güzergâh şartlarına uygun olmaması nedeniyle CMR Konvansiyonu 17’nci madde 4.paragraf gereği davalı taşıyıcının sorumlu olamayacağı, Poliçede atıf yapılan —–belirlenen şartlar gereği, emtianın ambalajının uygun olmaması nedenleriyle yapılan ödemenin hatır ödemesi —– olduğu ve halefiyet şartlarının oluşmadığı, Davacının poliçe teminatına girmeyen hasar nedeniyle, halefiyet şartları oluşmayan, —- tazminat ödemesini rücuen davalı taşıyıcıdan talep edemeyeceği, bu nedenle —- sayılı dosyası ile başlatmış olduğu takibe davalı ve takip borçlusu davalının itirazının yerinde olacağı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı şeklinde tespitte bulundukları görülmüştür.
—- tarihli ara karar ile dosyanın ek rapor alınması için bilirkişi heyetine tevdii edilerek bilirkişi ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —– tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özete; Dosya kapsamında CMR Konvansiyonu şartı olan, emtiada taşıma sırasında
meydana geldiği iddia edilen hasarın, taşıma sırasında meydana geldiğine dair herhangi bir emarenin mevcut olmadığı, iddia edilen hasarın taşıma sırasında
meydana geldiğinin sübuta ermediği, bu nedenle iddia edilen zarardan taşıyıcının sorumlu olamayacağı, Zarar gördüğü iddia edilen emtianın, gönderenin sorumluluğunda olan ambalajının ticari teamüllere, yol ve güzergâh şartlarına uygun olmaması nedeniyle CMR Konvansiyonu 17’nci madde 4.paragraf gereği davalı taşıyıcının sorumlu olamayacağı, Poliçede atıf yapılan —-belirlenen şartlar gereği, emtianın ambalajının uygun olmaması nedenleriyle yapılan ödemenin hatır ödemesi ———olduğu ve halefiyet şartlarının oluşmadığı, Dosya kapsamında davacı sigorta şirketinin sigortalısından usulüne uygun olarak alınmış bir temliknamenin mevcut olmadığı, bu nedenle TBK hükümlerine göre de bir halefiyetten bahsedilemeyeceği, Davacının poliçe teminatına girmeyen hasar nedeniyle, temlikname olmadan ve halefiyet şartları oluşmayan, —- tazminat ödemesini rücuen davalı taşıyıcıdan talep edemeyeceği, bu nedenle ——dosyası ile başlatmış olduğu takibe davalı ve takip borçlusu davalının itirazının yerinde olacağı sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı şeklinde tespitte bulunulduğu görülmüştür.
— tarihli ara karar ile dosyanın 2.ek rapor alınması için bilirkişi heyetine tevdii edilerek bilirkişi 2. ek raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —- tarihli bilirkişi ek raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi 2. Ek raporunda özetle; Davacı vekili tarafından dosaya sunulan, davadışı —– firmasınca davacının sigortalısı —- tanzim tarihli, —– tutarında olduğu tespit edilmiştir. Daha önce kök raporumuz sonrası, davacı vekili tarafından —– tarihinde dosyaya sunulan emtia faturasının tercümesi incelendiğinde, söz konusu davlumbazın ayrı bir şekilde fatura kalemleri arasında yer almadığı, davlumbazların faturada yer alan kalemlerden hangisine ait bir cüz olduğunun sarahaten belli olmadığı tespit olunmuştur. —- tarihli emtia faturasında her bir parça —– ayrı ayrı ve kalem kalem belirtilmiş olmasına rağmen, davlumbazların belirtilmediği tespit olunmuştur. Faturanın ——- adet emtianın parçası kabul edilmesi, diğer parçaların ayarı ayrı kalemlerde faturada zikredildiği göz önüne alındığında, bu fırınların parçası olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağı görüşüne ulaşılmıştır. Sayın Mahkemece ulaşılan görüşümüz aksine, hasar gören ——-bu fırınların mütemmim bir cüzü olduğunu kabulü halinde, davalı taşıyıcının sorumluluk sınırını belirleme açısından, bütünün ağırlık değeri dikkate alınacağından, sınırlı sorumluluk tespitinde brüt—– dikkate alınması gerekeceği, buradan hareketle de CMR Konvansiyonu 23’üncü madde kapsamında sorumluluk sınırı —- olarak tespit edilecektir. Her hâlükârda tespit edilen sorumluluk sınırı davacının ödediği —- tazminat tutarının çok üstünde yer aldığından, davalının gerçek zarar tutarından sorumlu olacağı tespit edilmiştir. Dava konusu hasarlanan ürünlere ait menşe şahadetnamesi dosyada mevcut değildir. Ancak dosya kapsamındaki verilerden emtianın ——olduğu anlaşılmaktadır. —– ait sunulan proforma fatura da bu hususu kanıtlamaktadır. Daha önce sunulan raporlarda da belirtildiği üzere, dosya kapsamında —– mevcut değildir. sunulan —- ise eşyanın menşee iade olduğu şeklinde bir beyan da mevcut değildir. Bu durumda, emtianın daha önce —-ihraç edildiği, daha sonra ise —- ithal edildiği ve kullanılmış eşya statüsünde olabileceği görüşüne ulaşılmıştır. Kullanılmış eşya statüsünde olduğu değerlendirilen —-, nakliye esnasında emtiaya zarar verecek bir trafik kazası olduğu yönünde dosyada bir veri mevcut olmadığından, kök raporumuzda yer aldığı gibi, davalı taşıyıcının sorumluluğunda olan istifleme ve sabitleme hatasından değil, gönderenin sorumluluğunda olan ambalajlama hatasından meydana gelmiş olabileceği veya nakliye öncesi kullanımda hasarlanmış olma ihtimalinin olacağı yönündeki görüşümüz muhafaza edilmiştir. ——– hatasının söz konusu olduğu durumlarda, taşıyıcının sektörel olarak taşınan emtianın ambalajının hatalı olduğunu tespit edebilmesi mümkün değildir. Taşıyıcı ancak taşınan emtianın, kendisine teslim edilen ambalajında, gözle görülebilir şekilde bir hatanın olması durumunda CMR üzerine şerh düşmesi gerekeceği açıktır. Sayın Mahkemenin heyetimizce ulaşılan görüş aksine, hasarın davalı taşıyıcının sorumluluğunda olan nakliye esnasında meydana geldiği yönünde bir kanaate varması durumunda, taşıyıcı gerçek zarar tutarından sorumlu olacaktır. Gerçek zararın tespitinde CMR Konvansiyonu 25’inci madde 1.paragrafında; ‘yükün madde 23 paragraf, 1, 2 ve 4 gereğince belirlenen değerine göre hesaplanmış ̧kıymetten düşme karşılığı olan bedeli’ ödemekle sorumlu olacağı belirtilmiştir. Daha önce sunulan raporlarımızda da belirttiğimiz üzere hasar gören emtia nitelik itibarıyla paslanmaz çelikten mamul bir metaldir ve her hâlükârda bir hurda değerine sahip olacağı tartışmasızdır. Dolayısıyla gerçek zarar tutarı, emtianın proforma faturada belirtilen —– değerinin ve davacının poliçe gereği tenzil ettiği muafiyet bedelinin düşülmesi ile bulunacaktır. Ancak dosya kapsamında, daha önceki raporlarımızda da değinildiği üzere bu hurda ——-değeri belirtilmediği, hesaplanmadığı gibi, bu hesaplamanın bizim tarafımızdan yapılabileceği, söz konusu hasar gören davlumbazlara ait bir ağırlık bilgisi mevcut değildir. Aslında olması gereken, ekspertiz raporunu hazırlayan ekser tarafından hasar gören metal davlumbazlar için usulüne uygun piyasadan alınmış bir sovtaj teklifi olması ve bu en yüksek teklif doğrultusunda bu tutarın gerçek zarar değerinden düşülmesi ile bulunacak net hasar değeridir. Ancak ekspertiz raporunun bu yönüyle denetime elverişli olduğunu
söyleyebilmek ise mümkün değildir. Salt sunulu olan hasar fotoğraflarından da söz
konusu davlumbazların ağırlığının hesap edilmesi mümkün değildir. Tüm bu yukarıdaki değerlendirmelerimiz sonucunda, hurda değeri tespit edilmeden taşıyıcının sorumlu olacağı gerçek zarar tutarının tespitinin mümkün olamayacağı
yönündeki daha önce sunulan raporlarımızdaki görüşümüz muhafaza edilmiştir. Sonuç itibarıyla, Sayın Mahkemenin heyetimizin ulaştığı nihai görüşün aksine, hasar gören metal emtianın herhangi bir hurda değeri olamayacağı yönünde bir kanaate varması durumunda Gerçek Zarar değeri; proforma faturada belirtilen ——
emtia değerinden, davacının düzenlediği poliçe gereği —- muafiyet tenzili sonrası —- olarak tespit edileceği, bu tutarın da davacının sigortalısına ödediği tazminat tutarı ile aynı olduğu, davacının takipteki asıl alacak tutarının da aynı olduğu görülmekle, Sayın Mahkemenin davacı lehine hüküm kurduğu takdirde, davacının—- dosyası nezdinde davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptalini talep edebileceği sonuç ve görüşlerine ulaşıldığı şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava; davacının sigortalısına ait emtianın, davalı taşıyıcı tarafından —– arası taşıma sonunda, —– emtinanın hasarlı olarak teslim edildiğinden, davacı tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan rücuen tahsiline ilişkin davacı tarafından başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
—bulunan alıcısına teslim edilmek üzere davalı taşıyıcıya —-tarihinde —- teslim edilen emtianın, —– vaziyette olduğuna ilişkin tutanağın tutulduğu anlaşılmıştır.Taşımanın güzergahı nedeniyle, olaya CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Sigorta hukukundan kaynaklanan halefiyet ve rücu konularında TTK hükümleri esas alınacaktır. 6102 sayılı TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.
Somut olayda ;taşıma sırasında bir kısım emtianın zarara uğraması bilerek kötü hareket olarak kabulü mümkün olmadığından CMR 32.madde uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi geçerlidir. Yine teslimde kısmi hasar iddiası olduğundan zaman aşımı teslim tarihinden itibaren başlayacaktır. —-tarihinde başlayan 1 yıllık zamanaşımı süresi —– tarihinde dolacak olup, icra takibinin ise 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde —- tarihinde başlatılmıştır. 1 yıllık zamanaşımı süresi doladığından davalı vekilinin zamanaşımına yönelik itirazı yerinde değildir.
Taşıyıcının mesuliyeti, anılan konvansiyonun 17 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. CMR’nin 17. maddesi gereğince taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğranılan ziya ve hasardan mesuldür. Açıklanan bu sorumluluk kapsamında istenebilecek tazminat ve tazminatın hesaplanma şekli de CMR’nin 23-28. maddelerinde hükme bağlanmıştır. Anılan maddeler uyarınca taşıyıcının sorumluluğu sınırsız değildir. Buna göre, CMR’de temel ilke taşıyıcının gerçek zararı aşmamak üzere sınırlı sorumlu olması, meydana gelen gerçek zararın anılan maddelerde belirlenen sınırlı sorumluluk miktarını aşması halinde taşıyıcının, anlaşma uyarınca sınırlı sorumluluk miktarı kadar sorumlu olmasıdır.
CMR 17/2 maddesinde eğer kayıp veya hasar ; hasara uğrayan malların ambalajlanmaması yada hatalı ambalajlanmış olması halinde yükün gönderici veya alıcı tarafından alınması, yüklenmesi ve özellikleri gereği özel risklerden doğmuş ise taşıyıcının zarardan sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir.Ancak,yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte ambalaj, yükleme, boşaltma ve istifleme gönderici ve alıcıya ait olsa bile taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi ve sorumluluğunun bulunduğu yerleşik yargı uygulamasıdır.
Taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması yada araca ve güzergaha uygun olmayan şekilde sabitlenmesi halinde taşıyıcı göndereni uyarmadan ve CMR’ nin 8 ve 9. Maddelerine uygun olarak taşıma senedine çekince koymadan yükü teslim alır ve yükte bu sebepten hasar meydana gelirse; öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecek; fark edebileceği durumlarda ise hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde sabitlenmemesinden kaynaklansa da zararın taşıyan ve gönderen arasında paylaştırılması ve taşıyıcıya müterafik kusur atfı gerekmektedir.
Somut olayda; bilirkişi ek raporlarında; taşıyıcının malın evsafına uygun ambalajı bilmesi mümkün olamayacağı için olmayan ambalajın uygunluğu konusunda göndereni uyarması söz konusu olamayacağı, emtia faturasında paket şeklinin kutusuz olduğunun tespit edildiği, yine bilirkişi 2.ek raporunda hasarın istifleme ve sabitleme hatasından değil de ambalajlamadan kaynaklandığının tespit edildiği, bu haliyle somut olayda taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edemeyeceği, bu nedenle taşıyıcınn ambalaj yönünden müterafik kusurunun bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı, davalı taşıyıcının zarardan sorumlu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememize açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı taleplerinin REDDİNE,
2-Peşin alınan 759,18 TL harçtan alınması gerekli 179,90 TL peşin harcın düşümü ile Hazineye irat kaydına, bakiye kalan 579,28‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
4-Davacı tarafça peşin yatırılmış olan gider avansından artan kısmın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.200,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk dosyasında sarf kararı düzenlenmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde——- sayılı icra dosyasının iadesine,
Dair; Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı ve davalı tarafın yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/01/2023