Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/423 E. 2021/354 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİKARAR
ESAS NO : 2020/423 Esas
KARAR NO : 2021/354

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ….——— tarihinden iş akdinin karşılıklı irade ile sona erdiğini—– kadar müvekkil şirket nezdinde farklı —–sürdürdüğünü, davalı müvekkil şirket ile arasındaki iş ilişkisine son vermek istediğini ve fakat —— çalışmasının karşılığı— ihbar tazminatlarının ödenmesi adına— yapılmasını teklif edildiğini, Tarafların imzasını —- — erdiğini kabul ve beyan ettiğini, —— —— müvekkili şirketin —— olduğunu, davalı tarafından ——” hükmü uyarınca davalı, ——— olarak, müvekkil şirket aleyhine ———– eden bir iş yapmayacağını veya müvekkil şirket —– herhangi bir işletmeye hizmet vermeyeceğini taahhüt ettiğini, ancak iş akdinin sona ermesinden kısa bir süre sonra müvekkil şirket ile aynı faaliyet konusuna ve müşteri —- sahip dava dışı—– ———– başladığını, söz konusu durum Türk borçlar kanunu’nun 444. maddesine aykırı olduğunu, davalının ayartma eylemleri ile müvekkil —–müvekkil şirket nezdindeki çalışmalarının son bulması amacıyla hareket ettiği; bu sonucunda da dava dışı/üçüncü kişi çalışanların herhangi bir haklı neden sunmaksızın iş akitlerine son verdiklerinin sabit olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının iş sözleşmesindeki rekabet yasığını ihlal ettiğinin tespitine, davalının eylem ve uygulamalarının Türk Ticaret Kanunu’nun 54-63. maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkıl ettığının tespitine, men’i ve tekrarının önlenmesin, davalının haksız eylemleri nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı manevi zararın karşılığı olmak üzere 20.000,00 TL tutarındaki manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin(kdv hariç) karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Rekabet yasağına ilişkin düzenlemelerin geçersiz olduğunu, müvekkilinin iş akdi ikale sözleşmesi ile feshedildiğinden, iş sözleşmesinde yer alan — hükmü geçersiz hale geldiğini, davacı taraf manevi tazminat talep etmiş olmakla; — zarar talebinin unsurları işbu davada mevcut olmadığından, talebin reddi gerektiğini, –bulunduğu iddia edilen şirketlerin faaliyet alanlarının ve amaçlarının aynı olduğu beyanları gerçeği yansıtmadığını, iş sözleşmesinin rekabet yasağı konulu maddesi, ———– bakımından yapılması gereken sınırlamaya da aykırılık teşkil ettiğini, şirketin yaşadığı nitelikli işçi kaybının sorumlusu müvekkil …— birlikte, somut verilerle ispatlanamayan iddiaların da reddi gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, rekabet yasağı ve gizlilik sözleşmeleri ile karalaştırılan iş akdinin feshinden sonra işçinin rekabet etmeme yasağına aykırı davranışları iddiasına dayalı cezai şartın tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
Taraflar arasında hizmet sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşmenin 31/12/2018 tarihinde feshedildiği ihtilaf konusu değildir.
Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 444/1. maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği düzenlenmiştir.
Taraflar arasında 08/10/2002 tarihinde imzalanan sözleşme ile süresiz iş sözleşmesi akdedilmiş ve bu sözleşme 31/12/2018 tarihinde —- sözleşmesi ile iş akdi feshedilmiştir.
— tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesindeki düzenleme ile, (…) — ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun — Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına ilişkin dava ve işlere iş mahkemelerinin bakacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Borçlar Kanununun– sözleşmelerine ilişkin olarak 393 ve 469. maddeler arasındaki düzenlemelerden oluşmaktadır. İşçinin rekabet yasağına ilişkin 444. Madde de bu bölümde düzenlenmiştir.
İşçinin hizmet akdinin sonlanmasından sonra oluşan rekabet yasağının, haksız rekabet ve gizlilik yükümlülüklerine aykırılık nedeni ile açılan tazminat davalarının — istikrarlı içtihatlarına göre ticaret mahkemelerinin bakmakla görevli olduğu kabul edilmekteydi. Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 4/1-c maddesinde Türk Borçlar Kanununun rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447 maddelerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olarak kabul edilmiş ve TTK’nın 5/1. Maddesinde de aksine hüküm bulunmadıkça, tüm ticari davaların asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı düzenlenmiştir. Ancak Mahkemelerin görevi davanın açıldığı durum ve koşullara göre belirlenir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5/1-a maddesine göre işçinin — yer aldığı TBK’nın —- düzenlenen hizmet sözleşmelerine ilişkin işçi ve işveren arasındaki ilişkiden kaynaklanan davalarda iş mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmiştir. 7036 sayılı yasanın 5. Maddesinin gerekçesinde yapılan değişiklikle, iş mahkemelerinin görev alanının genişletildiği ve böylece iş mahkemelerinin işçi ve işveren arasındaki tüm ihtilafları çözmekle görevlendirilerek tam bir ihtisas mahkemesi olarak kabul edildiği, bu yaklaşımla işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda istikrarlı kararların verilmesinin sağlanacağı ve uzmanlık sebebiyle kısa sürede daha güvenilir sonuçlar elde edileceği ve yargı yoluna başvuranların haklarının daha iyi korunacağı belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi her ne kadar iş sözleşmesinden sonraki döneme ilişkin ise de TBK’nın 444/2. Maddesinde açıkça rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğu düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağının konusu işçinin iş ilişkisi içinde öğrendiği işverene ilişkin bilgiler oluşturmaktadır. TBK’nın 446. maddesinde de rekabet yasağına aykırı davranan işçinin, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlü olduğu ve işçinin kararlaştırılmışsa cezai şarttan da sorumlu olduğu düzenlenmiştir.
Yürürlük tarihi Türk Ticaret Kanunundan daha sonra olan ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan özel nitelikteki 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 5. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin devamı veya sona ermesinden sonra açılan davalar ayırımı yapılmamıştır. Buna göre iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli olmayıp, iş mahkemesi görevlidir. (–. —. — –.)
Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu, açılan davanın İş Mahkemesinin görev alanına girdiği ve iş mahkemesinde görülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Görev hususu davanın her safhasında değerlendirilip incelenmesi gereken bir durum olup, yapılan inceleme sonucunda görevli mahkemenin İş Mahkemesi olduğu sonucuna varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)İş bu davaya bakmaya Mahkememiz görevli olmadığından HMK ‘nun 114/1-c ve 115/2 madde uyarınca Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
HMK 20 madde uyarınca karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın GÖREVLİ — İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
2-)H.M.K.’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren taraflardan herhangi birinin iki hafta içerisinde Mahkememize başvurarak dosyanın görevli ve yetkili Mahkemesine gönderilmesi talebinde bulunmaması halinde dosyanın Mahkememizce resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-)Yargılama giderleri, harç ve vekalet ücreti hususunun H.M.K’nun 331. maddesi uyarınca davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmesi halinde o mahkemede, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde dosya ele alındığında davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde mahkememizce değerlendirilmesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda; tarafların gerekçeli kararı tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yoluna başvurma hakları hatırlatılmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı