Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/421 E. 2021/724 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/421 Esas
KARAR NO: 2021/724
DAVA: İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/10/2020
KARAR TARİHİ: 07/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının birikmiş—– ödenmeyen sermaye artışı borcu bulunduğunu, bu nedenle icra takibi başlatıldığını fakat takibe haksız olarak itiraz edildiğini, davalının itiraz dilekçesinde kooperatiften itiraz edildiğini belirttiğini ancak müvekkile bu yönde bir belge ulaşmadığını, taşınmazın tapusunu alan ortakların istifa ettik diyerek doğacak ödemelerden kurtulmalarının mümkün olmadığını İleri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının talep ettiği aidat ve sermaye artış borcunun — gerçekleştirilen genel kuruldan doğduğunu, müvekkilin —–numaralı noter ihtarnamesi ile istifa ettiğini, bu nedenle davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır. ——- yıllarına ait yevmiye kebir envanter defterleri noter açılış kapanış tasdiklerinin yasal sürek iri dahilinde alındığı, belirtilen yıllara ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu, —– yılı kara defteri noter açılış tasdikini süresi içerisinde alındığı, kapanış tasdikinin ibraz edilmediği, —-yıllarına ait karar defterlerinin ibraz edilmediği, bu yönüyle davacı ticari defterlerinin delil kabiliyetiyle ilgili nihai değerlendirmenin—–takdirinde olduğu, davalının —— tarihi itibariyle borç alacak bakiyesinin bulunmadığı görülmüştür.—- davalıdan istenen — aidat tutarının —- açıklamasıyla kayıt —- takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının ——–sermaye avans ödemesi ile ilgili davacı nezdinde davalı cari hesabında herhangi bir kayıt geçekleştirilmediği, işbu raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler neticesinde,——- davalıdan istenebileceği, takibin bu miktar üzerinden devamı sonucuna varıldığı sonuç ve kanaatine varmışlardır,
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, —- kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptaline ilişkindir.
—– takip dosyasının dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
İtirazın iptali davası İcra İflas Kanunun 67. Maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
— tarihli bilirkişi heyet raporunda; “Takip ile davalıdan istenilen —- açıklamasıyla kayıt altına alındığı, takip tarihi itibariyle davacı nezdinde davalının ——– yönünde tespitlerde bulunduğu görülmüştür.
Sonuç olarak, davacının —– defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde davalının —borçlu olduğunun tespit edildiği, davalı —- tarihli—–istifa etmesinin tasfiye sonuna kadar ödeme yükümlülüğünü ortadan kaldırmadığı, ——- amacına ulaşılarak dağılma sürecine girmiş olan —– çıkan veya çıkarılan ortağın konutu veya işyeri çıkma veya çıkarılma sebebiyle geri alınmasa da bu eski ortaklar daha sonra oluşabilecek tasfiye masraflarına katılması gerektiği, hususları hep bir arada değerlendirilerek davalı yanın bilirkişi heyetinin hesaplamalarına istinaden davacı tarafa —- ödenmeyen sermaye artışı olmak üzere toplam— borçlu olduğu anlaşılmakla davanın asıl alacak miktarı üzerinden —–üzerinden kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Alacağın likit olması —— uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç ve gerekse borçlu bakımından, bu koşullar mevcut ise, ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.” şeklinde açıklamıştır. Bir alacağın likit olup olmadığı hususu değerlendirilirken her uyuşmazlık kendi koşullarında değerlendirilecek, alacağın miktarının belli ve sabit ya da borçlu tarafından bilinebilir olduğu durumlarda söz konusu alacağın likit olduğu kabul edilecektir. Somut olayımızda davalı yan tarafından kooperatife olan borcunu tek başına tayin ve tespiti mümkün olmadığından davacının alacağının likit olmadığı kabulü ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Temerrüt faizi başlangıç tarihi yönünden; muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş —- sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; borçlu temerrüde düşmüş olur —- vade olmadığı gibi temerrüde düşüren ihtarname de çekilmeden icra takibi yapılmış ise takip tarihinde temerrüt gerçekleşir—- Somut olayımızda davalının takipten önce temerrüde düşürülmediği anlaşılmakla davacının——- temerrüd faizine hak kazanmadığı değerlendirmeleri ile davacı lehine temerrüd faizine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile—- icra dosyasındaki davalı borçlunun itirazının —– üzerinden İPTALİNE, Bu miktar üzerinden icra takibinin DEVAMINA, fazlaya ilişkin—- REDDİNE,
2-Yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminat talebinin REDDİNE,
3-Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 298,10 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak alınan 63,14 TL harcın mahsubu ile bakiye 234,96‬ TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 63,14 TL peşin harç toplamı — olmak üzere toplam— yargılama giderinden davanın kabul 0,83 ve red 0,17 oranına göre hesaplanan 1.805,11 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından dava dosyasına yatırılan bir gider avansı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin kabul oranına göre 1.095,60 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7-Arabuluculuk ücreti 1.320,00 TL’nin red oranına göre 224,4‬0 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
10-Davalı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca davanın reddedilen miktarı üzerinden hesaplanan 863,45 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, kabul ve red miktarı gereği KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2021