Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/412 E. 2021/620 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/412 Esas
KARAR NO : 2021/620
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 09/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin davalı adına —- numaralı irsaliyeli faturaları düzenlediği, faturalara herhangi bir itirazda bulunulmadığını, borcun ödenmemesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını ancak davalının borca kötü niyetle itiraz ettiğini, anılan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamını, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini iddia ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine konu faturaları davacının tek taraflı düzenlediğini, faturaların teslim alan kısımlarında imza bulunmadığını, davacıdan mal veya fatura alınmadığını ileri sürerek icra takibinin iptalini, davanın reddini, davacının kötü niyetli olmasından dolayı %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini savunmuştur.
Mahkememizce imza incelemesi için dosya bilirkişiye tevdii edilerek rapor alınmıştır.— tarihli bilirkişi raporu özetle, Davacıya ait yasal defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, noter açılış-kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde alındığı ve ticari defterlerin delil niteliğine haiz olduğunun anlaşıldığı, ydavalıya ait işletme defteri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde alındığı, kayıtların usulüne uygun olarak tutulduğu tespitlerine talimat bilirkişi raporunda yer verildiği, davalı adına düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında herhangi bir isim imza bilgisine yer verilmediği, faturaların davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği, —- borçlu olarak göründüğü, aynı tarih itibariyle davalı nezdinde davacıya ait borç alacak bakiyesinin bulunmadığı, zira icra takibine konu edilen faturaların davalı nezdinde kayıtlı bulunmadığı, davalının işletme esasına göre defter tutması nedeniyle— beyanname verme yükümlülüğünün bulunmadığı, bu yönüyle salt davacı —uyuşmazlığın çözümü noktasında etkili olamayacağının anlaşıldığı, işbu raporda yer verilen tespitler neticesinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan talep ettiği —- alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu sonuç ve kanaatine varmıştır.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ve GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı genel haciz yolu ile takipte ödeme emrine itirazın iptali ve takibin devamı istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davası —- talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir. İcra dosyası fiziken celp edilmiş, borçlunun ödeme emrine süresi içerisinde itiraz ederek takibi durdurduğu tespit edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 6. maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır. Davacı taraf ,bedeli ödenmeyen faturalara dayalı alacak talebinde bulunmaktadır. Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddesi şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’—- maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir. Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır. Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması, faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir. Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
Dava, takibe konu—- seri nolu irsaliyeli fatura tutarının tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında—– üzerinden davacı şirketin davalı aleyhine takip başlattığı görülmüştür.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının bilirkişi marifeti ile incelenmesi neticesinde oluşturulan bilirkişi raporunda; “davalı adına düzenlenen irsaliyeli faturaların teslim alan kısımlarında herhangi bir isim ve imza bilgisine yer verilmediği, faturaların davalıya teslim edildiğini gösterir nitelikte herhangi bir belgenin dosyaya ibraz edilmediği” yönünde inceleme ve tespitlerde bulunduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, davalının takibe konu—- adet irsaliyeli faturalardan kaynaklı ticari defterlerinde kayıt bulunmadığı, davacı şirketin tek başına davalı adına irsaliyeli fatura düzenlemiş olması yeterli olmayıp söz konusu faturanın karşı tarafa tebliğ gerektiği, somut olayımızda yapılan inceleme neticesinde davacının davalı adına düzenlediği takibe konu — adet irsaliyeli faturaları tebliğ ettiğine dair bir bilgi ve belgeyi mahkememize sunmadığı, bu haliyle davacının talep ettiği —-miktar kadar davalıdan irsaliyeli faturalardan kaynaklı alacağının olduğunu ispatlayamadığı, davalı adına düzenlenen davaya konu faturaların davalıya teslim edildiği hususunun da ispatlanamadığı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak iddiasının kanıtlayamadığı sabit ise de davanın kötüniyetle açıldığının da sabit olmaması nedeniyle davalı yanın kötü niyet tazminatı isteminin reddi gerektiği anlaşılmakla koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.—–
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacın alacağına ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalı tarafından talep edilen kötü niyet tazimatının yasal şartları oluşmadığından talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.044,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 984,78 TL harcın davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
6-Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
Dair, Gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde———- Mahkemesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/09/2021