Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/410 E. 2021/553 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/248 Esas
KARAR NO: 2021/558
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 17/07/2020
KARAR TARİHİ: 06/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili —– harç tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkil, davalı tarafa vermiş olduğu ürünlere ilişkin faturalarını tanzim ederek davalı tarafa bildirmiştir. Davalı taraf, müvekkilim bir kısım alacağını ödemiş olup son olarak bakiye —- fatura ve cari hesap alacağını ise her türlü talebe rağmen ödememiştir. Her türlü çabaya rağmen borcunu ödemeyen davalı taraf aleyhine —– dosyasıyla ilamsız takip başlatılmıştır. Fakat davalı taraf sırf borcu ötelemek maksadıyla haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak icra takibine/borca itiraz edip icra takibinin durmasına sebebiyet vermiştir. Bunun üzerine tarafımızca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuş —— sayılı dosyasıyla yapılan görüşmeler neticesinde herhangi bir uzlaşma sağlanamamıştır. Yargılama sırasında bilirkişi marifetiyle yapılacak incelemelerle ve diğer delillerle birlikte takip miktarı kadar davalı taraftan alacaklı olduğumuz tespit edilerek davamız ispat edilecektir. Yukarıda anlatılanlar karşısında, davalı tarafın takibin durmasına sebep olan haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile icra takibinin devamına ve alacağın likit ve bilinen miktar olduğundan davalı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için İİK. 67.maddesi gereğince iş bu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
Usulüne uygun tebligatta rağmen davalı tarafın dosyamıza herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura ve cari hesap alacağına dayanan —- ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davasıdır.Ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği ve borçlunun— günlük itiraz süresi içerisinde —- tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğu görülmüştür.
—- dosyamız içerisine celp edildiği görüldü.
Mahkememizin —— mahkememiz duruşma salonunda hazır edilmesi, hazır etmelerinin mümkün değil ise yerinde inceleme talep etmeleri hususunda ara karar kurulmuş olup, davacı tarafın ticari defterlerinin yerinde incelenmesini talep ettiği ancak davalı tarafın defterlerini belirlenen gün ve saate hazır etmediği gibi yerinde inceleme talebinde de bulunmadığına ilişkin tutanak tutulduğu görülmüştür.
— tarihli ara karar ile dosyanın bir mali müşavir bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişi raporu alınması yönünde ara karar kurulmuş ve —-tarihli bilirkişi raporu mahkememize teslim edilmiştir.
Bilirkişi kök raporunda özetle;
“Takdir Sayın Mahkemenin olmak üzere, dava dosyası ve ekinde —- yer alan her türlü bilgi, belge, tüm deliller, davacı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan incelemeler ve değerlendirmeler neticesinde;
1-Sayın mahkemenizin —- tarihli duruşmasında uyuşmazlığın;—— sayılı takip dosyasına yapılan itirazın yerinde olup olmadığı şeklinde tespit edildi.” Olarak tespit edildiği,
2-Davacı şirketin ——-yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin—- uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu,
3-Davacı şirketin sahibi lehine delil niteliğine haiz ticari defterlerine göre Davalı şirketten —–alacaklı olduğu,
4-Davalı şirketin bilirkişi incelemesinde yasal defterlerini ibraz etmemiş ve yerinde inceleme talebinde bulunmadığı,
5-Taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi yıllar itibari ile tabloda özetlenmiş olup alacağın inceleme dönemi olan —- öncesine dayandığı, sonraki yıllarda mal satışlarına ait ödemelerin aynı gün içerisinde tahsil edildiği görülmüştür.
6-Davacı Tasfiye Halinde —- lehine delil niteliği bulunan—–yılları ticari defterlerine göre; Davalı —— alacaklı olduğu, dava tarihi ve bilirkişi inceleme tarihine kadar borcun ödenmediği ve Davacının alacaklı olduğu,
7-Sayın Mahkemenizin ara kararı doğrultusunda —- sonrası yıllar için inceleme yapılması yönünde olduğu ancak alacağın varlığının ispatı için —öncesi ticari defterler ve faturalarda inceleme yapılması ile tespit yapılanabileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizin —- celse tarihli duruşmada ek rapor alınması yönünde “Bilirkişi raporu doğrultusunda incelenen davacı ticari defterlerinde uyuşmazlığın—- ait bakiyeye ait olduğu bildirilmekle davacı vekiline taraflar arasındaki ticari ilişkinin başladığı tarihten—- ticari defterlerinin incelenmesine” şeklinde ara karar kurulmuş olup dosyamız ek rapor alınmak üzere bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi ek raporunda özetle;
“1-Davacı şirketin inceleme kapsamında talep edilen — yılları ticari defterleri incelememize sunulmuş olup, —- ticari defterlerin kapanış tasdik sayfalarının mevcut olmadığı,
2-Davacı şirketin incelememiz kapsamına sunmuş olduğu cari h—— Davalı—— tarihinde başladığı ve yapılan ticari ilişkinin —- olarak çalıştığı,
3-Sunulan cari hesap ekstresi incelendiğinde taraflar arasında fazlaca fatura ve ödemenin mevcut olduğu,——tutarındaki faturalara ödeme alınmadığı ve diğer ödemelerden gelen kısmi farkların düşümü ile bakiyenin—– yılına devrettiği ve alacağa konu bakiyenin bu faturalardan kaynaklandığı tespit edilmiştir.
—-tutarındaki fatura suretinin arka kısmında Davalı şirket kaşesi, ——-beyanının bulunduğu de görülmüştür.
5-Davalı şirkete kök raporumuz—— gereğince çıkış merci tarafından düzenlenen —– örnek nolu tebliğ evrakının bir parçası muhatabın kapısına yapıştırılmak suretiyle tebliğ edildiği, ancak Davalı şirketin önceki tebligatlara dönüş yapmadığı gibi bu tebligata da dönüş sağlamadığı, Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi hususunda mahkemeye başvurmadığı görülmüştür.—– etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.—— biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır” Hukuksal düzenlemesi karşısında davalı yan resmi defter ve belgelerini ibraz etmediğinden, resmi defter ve belgelerinde faturaların kayıtlı olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Eğer davalı taraf defterlerini ibraz etse idi, dava konusu, teslime konu faturaların davalı yan kayıtlarında olup/olmadığı tespit edilebilirdi. Davacı yanın incelenen defterlerinde kayıtlı faturalar, fatura münderacaatı emitia/hizmetin davalı yana teslim edildiğinin karinesi olarak benimsenebilir.——
6- Yapılan bu tespit ve değerlendirmeler neticesinde Davacı şirketin ——- alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde tespitte bulunduğu görülmüştür.
Her ne kadar takip cari hesap alacağı adı altında başlatılsa da taraflar arasındaki ilişki açık hesap ilişkisidir
——— göre iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddelerde cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre, taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça —– cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye —–cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu anlaşılmış ve mahkememizce bu yönde yargılama sevk ve idare edilmiştir.
—– maddesi uyarınca kural olarak, aksi kanunca belirlenmedikçe iki taraftan her biri iddiasını ispata mecburdur. Bu hüküm, kaynak İsviçre Medeni Kanunu’ndaki şekli gibi, “bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf, o vakıayı ispat etmelidir” şeklinde anlaşılmalıdır.Davacı taraf bedeli ödenmeyen faturalardan kaynaklanan açık hesap ilişkisine dayalı alacak talebinde bulunmaktadır.Buna göre öncelikli incelenmesi gerek husus faturanın ispat gücüdür.—-şu şekildedir: ”Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”—–maddesi ile faturanın tacirler arasında ifaya yönelik ispat aracı olduğu,süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine,adına fatura düzenlenen aleyhine bir karine getirilmiştir.Bu karine faturanın ispat gücünü ortaya koymaktadır.Fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle,adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması,faturanın akdin ifasıyla ilgili düzenlenmesi gerekir.Fatura sözleşmenin kurulma safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir.
—- sayılı kanunla yapılan değişiklik ile davalının ticari defterlerini sunmaması halinde davacı kayıtlarının davacı lehine(aleyhine kayıtların ise aleyhine ) olacağı düzenlenmekle görüş ayrılıklarına temel teşkil eden kanunun ilk düzenlendiği zaman var olan eksiklik giderilmiştir.Nitekim burada unutulmaması gereken husus davacı ticari defterlerinin —- uygun tutulmuş olmasıdır.Davacı ticari defterlerinin usulune uygun olmaması halinde davacı lehine delil teşkil etmeyecek ve —–maddesi uyarınca aleyhine delil olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında inceleme günü belirlenmesi ve ticari defterlerin sunulmaması halinde yaptırımının ne olacağına ilişkin ihtarat içeren açıklamanın mahkemizce ara karar altına alındığı ancak davalının ticari defterlerini sunmadığı ;davacının sunmuş olduğu ticari defterlerinde yer alan kayıtların ise iddiasını doğrular nitelikte olduğu görülerek bilirkişi kök ve ek raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Alacağın faturaya bağlı olması ve niteliği itibariyle belirli-likid olması gözetilerek asıl alacak miktarı üzerinden %20 icra-inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın kabulü ile;
1-)—-dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin takip talebi doğrultusunda devamına,
2-) Kabul edilen asıl alacak miktarı olan —- üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 1.178,33 TL harçtan, peşin yatırılan 208,34 TL harcın düşümü ile geri kalan 969,99 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-)Davacı tarafından yapılan 208,34 TL harç , 800,00 TL bilirkişi ücreti ve 132,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.140,84‬ TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ye göre 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- ) 1.320,00 TL Arabulucu ücretinin davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
7- )Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2021