Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/407 E. 2021/964 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/407
KARAR NO : 2021/964
DAVA :Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
DAVA TARİHİ : 29/09/2020
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın —– meblağlı —- müsteniden borçluya kredi kullandırıldığını, davalı borçlunun firmaya kullandırılan kredi ile ilgili olarak maliki——-numaralı ipotek akit tabloları ve resmi senedi müvekkili banka lehine tesis edildiği, kredi şartlarına uyulmaması ve geri ödemelerin yapılmaması üzerine adı geçen tüm borçlulara—– numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek borcun ödenmesinin ihtar edildiği, ancak borcun bugüne kadar ödenmediğini; alacaklarının tahsilini teminen fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı ve dava dışı ipotekli taşınmaz maliki aleyhine —— sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine geçildiği, borçlu firma tarafından kendisine gönderilen icra emrine karşılık olarak ——- dosyasından takibin iptali talebi ile şikayette bulunulduğu, mahkemece yapılan yargılama neticesinde usul ve yasaya aykırı olarak takibin iptaline karar verildiği, kendileri tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine —– tarihli karan ile yerel mahkeme kararının kaldırıldığı ve icra emrinin iptaline karar verildiğini; fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı borçlulann ——- dosyasına yaptıklan itirazlarının iptalini, takibin takip talebinde yazılı şartlarla devamını, haksız ve kötü niyetli itirazların davalı-borçluların itiraz olunan alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra-inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı bankanın müvekkilden alacağının bulunduğunda bahisle —– dosyasıyla ilamsız takip başlatıldığını, bahse konu icra dosyasından gönderilen ödeme emrinin müvekkiline tebliğ edildiği, devamında müvekkili tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durduğu ve neticeten huzurdaki davanın açıldığını, açılan davanın haksız ve dayanaksız olup davanın reddi gerektiğini, müvekkili tarafından dosyaya yapılan itirazın haklı olduğu, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin itiraz tarihi itibariyle herhangi bir borcunun bulunmadığının yapılacak inceleme ile de açıklığa kavuşacağını, davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ödeme emrinin taraflarına tebliğ edildiği ancak taşınmazın malikinin takipte taraf olarak bulunmadığı, taşınmaz maliki ile borçlu arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan işbu takibin usule aykırı olarak düzenlediğinden takipin iptaline karar verilmesini; davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne aykırı tebliğ edilen ihtarnamenin icra takibine dayanak yapılamayacağı hususunun kanun gereği olup; işbu dava konusu icra takip dosyasının dayanağı da tebligatın usulsüz olduğu mahkeme kararıyla tespit edilmiş olan ihtarname olduğundan açılan takibin dolayısıyla huzurdaki davanın haksız ve dayanaksız olduğunun açık olduğunu; bu çerçevede hiçbir suretle borcu kabul anlamına gelmemek kaydıyla, borçluya usulüne uygun kat ihtarnamesi göndermeden muaccel bir borç bulunmadan, çerçeve kredi sözleşmesine dayanılarak borçluya takip başlatılamayacağı hususunun izahtan vareste olduğunu, bu çerçevede bahsi geçen ihtarnamenin usulüne uygun yapılmadığı hususunun mahkeme kararıyla da tespit edildiğini, müvekkilinin dava konusu olan —– çerçevesinde iddia edilen borcuna ilişkin taraflarına herhangi bir şekilde hesap kat ihtarnamesinin tebliğ edilmediği, işbu kredi sözleşmelerinden kaynaklanan bir borcunun bulunmadığı, bununla birlikte takip talebinde taşınmaz maliki de taraf olarak bulunmadığından zorunlu dava arkadaşlığından dolayı icra takibinin iptali gerektiğini; davacının haksız ve dayanaksız davasının reddini, davacı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağa ilişkin davalı aleyhine açılan —– icra takip dosyasına davalı tarafından yapılmış olduğu itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacı vekili — tarihli dilekçesinde ve mahkemenin — tarihli duruşmasında; davaya konu —— sayılı dosyasına yapılan itiraz davalı vekili tarafından feragat edildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, vekalet ücreti ile masraf talepleri ile icra inkar tazminat taleplerinin olmadığını, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini beyan ettiği görülmüştür.
Davalı vekili — tarihli dilekçesinde ve mahkemenin —- tarihli duruşmasında; dava dosyasına konu icra takibine yapmış oldukları itirazdan davacı yan ile yapılan görüşmeler sonucu feragat ettiklerini ve feragat beyanlarını icra dosyasına sunduklarını, davada vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucunda davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinde; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” şeklinde hüküm tesis edildiği görülmüştür. Davacının davalıdan yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatı talep etmediği anlaşılmıştır. Davalının icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazı geri alması neticesinde davanın konusuz kaldığı anlaşılmış, Adalet bakanlığı bütçesinden karşılanan arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan başlangıçta alınmayan 54,40 TL başvuru harcı ile 59,30 TL peşin harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı ve davalı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Tarafların birbirlerinden vekalet ücreti taleplerinin olmadığı anlaşıldığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6—– bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL Arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair karar, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun İstinafa ilişkin hükümleri doğrultusunda, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki (2) haftalık süre içerisinde (HMK’nın 345. maddesi), mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak (HMK’nın 343. maddesi) ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamen ödemek (HMK’nın 344. maddesi) suretiyle, ——- Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı, oy birliği ile açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/12/2021